confessions

goncoloz

1. nesil Admin - Admin

  1. toplam entry 415
  2. takipçi 11
  3. puan 18722

harid fedai

goncoloz
kızı iley fedai taşkın'ın babası harid Fedai için 90. doğum yılına özel olarak kaleme aldığı yazı şöyledir.

babam harid fedai'nin tam adı ahmed harid fedai olmakla beraber o ahmed adını pek kullanmamıştır. bu nedenle hep harid fedai olarak tanınmıştır. ahmed adını ise sadece hiciv ve taşlamalarında ahmed peykân olarak kullandığı görülmektedir. lefke doğumlu olan harid fedai'nin doğduğu yerin hayatında çok önemli bir yeri vardır. lefke kasabası fetihten bu yana (1571) türk kalmış ada'nın tek kasabası idi ve bu kasabanın malvarlığı harid fedai'nin ailesine aitti. anne ve baba tarafından köklü ailelerden gelen harid fedai'nin babasının büyük babası, mabeyn'de hasan tahsin paşa kâtiplerinden şiire meraklı, kelimelerle oynamayı çok seven bir zattı.

“baddâl ağa” olarak bilinen hasan fedai efendi güçlü kalemi ve şiire meraklı kişiliğinin yanı sıra, bahçelerle de uğraşmayı seven bir kişi olması nedeniyle yılın altı ayını kıbrıs lefke'de, altı ayını ise istanbul'da geçirdiği bilinmektedir. işte harid fedai'nin güçlü kalemi, kelimelerle ustalıkla oynaması, şiire merakı ve bahçelere olan düşkünlüğünün büyük büyük dedesi baddâl ağa hasan fedai efendiden geldiği aşikârdır. baddâl ağa'nın çocuklarından biri olan ve harid fedai'nin adını taşıdığı dedesi ahmed harid efendi ve eşi mihriban hanım'ın ilk oğlu abdullah, yakın akrabalarından birinin kıskançlığı yüzünden öldürtülünce, aile kötü günler geçirecek ve lefke'den lefkoşa'ya taşınacaktı. kısa bir süre sonra da üzüntüden harid efendi ve mihriban hanım arka arkaya hayata gözlerini yumacaklardı. bu arada birçok önemli eşyalarının yanında baddâl ağa'nın cönkü de kaybolup gidecekti. harid fedai vefat edene kadar hep bu cönkü aramış ve bulamamanın da üzüntüsünü çekmişti.

baddâl ağa hasan fedai efendi 3 oğlu olmasına rağmen 'fedai' adını, oğlu Ahmed Harid Efendi'ye ve onun çocuklarına vermiştir. Böylelikle Fedai soyadı büyük dedelerimizden bize miras olarak aktarılmıştır. Harid Fedai'nin annesi Lütfiye Hanım ise Kıbrıs'ın en eski ailelerinden biri olan Bodamyalı-zâde ailesine mensup Kadı Ahmed Aziz Efendi'nin kızı 'Kadıkızı' diye adlandırılan Hatice Hanım ile Ahmed Galip Paşa'nın 7 çocuğundan biridir. Napolyon'un Akkâ kalesi muhasarasında Cezar Ahmed Paşa'nın komutanlarından biri olan Hacı Paşa savaştan sonra İstanbul'a gitmek üzere yelken açar. Aylardan Nisan ayıdır. Kıbrıs önlerine gelince turunç çiçeklerinin kokularıyla mest olur. Hemen Kıbrıs adasına çıkarak Lefkeye gider. Cennet-i âlâdan bir köşe olarak gördüğü bu kasabada kalmaya karar verir. Bol bol topraklar edinmeye başlar, yerli bir hanımla evlenir. Oğlu Hacı İzzet Efendi (Küçük İzzet) Ahmed Galip Paşa'nın babasıdır. Harid Fedai'nin turunç ve portakal çiçeklerine olan inanılmaz tutkusu ve savaşçı, korkusuz güçlü karakterinin de Hacı Paşa dedesinden geldiği anlaşılmaktadır.

Harid Fedai'nin büyük dayısı 'Felesof' adı ile ün salmış, Necmi Sakıb Bodamyalızâde (Mahmûd Necmî) ise kitaplara olan tutkunluğu ile bilinmektedir. Felesof Kıbrıs'ta ilk özel okul olan Shakespeare Okulu'nu kurmuş (1927) ve karma olan bu okulda yetişen kız öğrenciler Kıbrıs'ın ilk Türk bayan öğretmenleri olmuştur. İşte Harid Fedai'nin kitaplara aşırı merakı ve eğitime olan tutkusu da onu çok seven büyük dayısından gelmiştir. Kıbrıs'ın içinde bulunduğu durum nedeniyle 1950'li yıllarında gençler arasında Kıbrıs'ın Türkiye'ye katılması vazgeçilmez bir tutku haline gelmiş ve genç Harid yazdığı yazılar, şiirler ve söylemlerle bu tutkunun önemli mimarlarından biri olmuştur. Bir Türkiye sevdalısı ve Kıbrıs aşığı olan Harid Fedai üniversite hayatını Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü ve daha sonra da İstanbul Üniversitesi Türkoloji Bölümü'nde tamamlamıştır.

Mezuniyet yılı olan 1953'te ilk kitabının yayınlanmasının da mutluluğunu yaşamıştı. 'Zenda Mahkûmları' adlı tercüme eseri 'Bütün Dünya' dergisinin üçüncü kitabı olarak yayınlanmıştı. Mezuniyetlerinin ardından kendisine yapılan ciddi ve önemli teklifleri geri çevirmiş, “Vatanıma borcum var” diyerek Kıbrıs'a geri dönmüştür. Hasan Fedai ve Lütfiye Hanım'ın en büyük oğlu olarak dünyaya gelen Ahmed Harid Fedai görüldüğü gibi ailesinden gelen tüm önemli özellikleri üzerinde toplamıştır. Bunun yanı sıra çocukluğundan itibaren hayatın kendisine rol biçtiği hep 'güçlü olma' görevini yerine getirmiştir. Anne ve babası ve iki kardeşinin en büyük destekçisi ve dayanağı olduğu gibi Devleti'nin kendisine verdiği özel görevleri de büyük bir titizlik, disiplin, başarı içerisinde yerine getirmiştir. 1960-1974 yılları hep mücadele ile geçen ve araştırma yazılarını yazamayan Fedai, 1974 yılından sonra araştırma çalışmalarına dönmek istese de, ona olan ihtiyaçtan görevine devam etmek zorunda kalacaktı. Harid Fedai, Kıbrıs Türk kültürünün kuşaktan kuşağa aktarılması ve ada dışında da tanıtılması yolunda, 1985 yılından itibaren Kıbrıs, Türkiye ve diğer ülkelerde ulusal ve uluslararası birçok kongre ve toplantılara katılarak bildiriler sunmaya; araştırma ve inceleme yazıları yayımlamaya başlayacaktı. Ancak derin araştırma yapma, kitap yazma tutkusu gittik sonra artacak ve içindeki geç kalma korkusu büyüyecekti. Daha hızlı ve daha rahat çalışmalıydı, bu nedenle çareyi emeklilikte bulacaktı. 1988 yılında, 58 yaşında kendi isteğiyle emekli olunca, esas mesleğine ve bir ömür boyu biriktirdiği arşivine rahatça geri dönerek çalışmalarını artıracaktı.

İşte Kıbrıs Türk Edebiyatı'nın, Kıbrıs Türk Kültürü'nün ve emek veren değerlerinin varlığı bu tarihten itibaren tek tek gün yüzüne çıkarılarak duyurulmaya başlanacaktı. Tek bir amacı vardı Harid Fedai'nin Kıbrıs'ta bir Türk Kültürü'nün varlığına vurgu yaparak, kendinden önce yaşamış olan değerleri, eserleri, genç kuşaklara aktarmak, tanıtmak ve unutturmamak. Başlattığı bu hareketin çoğalması için de birçok arkadaşını ve öğrencisini araştırma yapmaları için teşvik edecek, örnek olacak, yüreklendirecek, motive edecek ve kaynaklarını onlara da açacaktı. Harid Fedai özellikle Kıbrıs Türk Kültürü üzerine yaptığı araştırmaları ve şiirleriyle tanınmıştır. Kıbrıs Türk kültür, tarih ve edebiyatına ait eski yazı (Osmanlı Türkçesi) eser, gazete-dergi, bilgi ve belgeleri, yıllar süren takip ve bin bir emekle bulup toparlamış, incelemiş ve yayıma hazırlamıştır. O, bu kaynaklardan bulabildiklerini kaybolmaktan kurtarmak ve gün yüzüne çıkarmak gibi milli bir görev üstlenmişti. Çok güçlü bir hafızası ve inanılmaz bilgi dağarcığı vardı. Ona 'Ayaklı Tarih' de denmesi hiç de boşuna değildi. Her konuda derin ve engin bilgisi vardı. Kendi kendine sürekli şiir okur, söylemek istediklerini ise hicivlerle, taşlamalarla ifade eder, son derece kibar bir dil kullanırdı. Harid Fedai disiplinli, dakik, kurallara bağlıydı. Ve hep acelesi vardı, çünkü daha gün yüzüne çıkaracağı çok eserler, kişiler, kitaplar vardı yeni nesillere aktarılacak…

Dile kolay, bu 29 yıla 300 den fazla makale, 40 kusur kitap, 27 yıl hiç ara vermeden Kıbrıs Gazetesinde yazdığı 'Eski Basınımızdan' köşesi, öğrenciler yetiştirme ve daha nicelerini sığdırdı. Kurucu Cumhurbaşkanımız Merhum Sayın Rauf Raif Denktaş onu anlatırken sarf ettiği sözler Harid Fedai yi anlatmanın özetidir aslında “Harid Fedai Bey gibi her okulumuzda 5'er 10'ar öğretmen olsaydı şimdi ülkemiz çok daha yükseklerde olurdu.” Harid Fedai'nin 2010 yılı dönüm noktası oldu 1961 yılından itibaren hiç ayrılmadığı hayat arkadaşını Işık Fedai'yi zamansız kaybedince en büyük destekçisi ve gücünü kaybetti. Günümüzde pek de bulunmayan çok fedakâr ve özverili bir eşe sahipti. Onun kendinden önce veda edeceğini hiç düşünmezdi ve bunu kabul etmekte zorlandı. Güçlü kişiliğinin altında inanılmaz bir çöküntü yasadı, hayat kendisine acı bir oyun oynamıştı. Dik durmaya çalışsa da çok zor günler geçirdik beraber. Onu hayatta tutmanı tek yolu yazılarına geri döndürmekti ve uzun ve ısrarlı çalışmalar sonucunda bunu başaracaktım. 87 yaşına kadar Üniversite'de ders vermeye devam etti. Gençleri yetiştirmekten onların arasında olmaktan çok mutlu olurdu. Özellikle kız çocuklarının okumasını isterdi çünkü çocukların iyi yetişmesi 'kültürlü annelerle mümkün olur' diye inananlardandı. Gençlerin okuması için maddi manevi katkısını onlardan hiç esirgemezdi. Varlığı ve yokluğu çok iyi bildiğinden ihtiyacı olan herkese, özellikle de eğitim ve araştırma içinse tereddütsüz yardıma koşardı. Hasta olduğu günlerde bile kendinden çok maddi destek verdiği öğrencileri düşündü. Bir şekilde onlara yardımlarını ulaştırmak için de adını taşıyan torunundan destek istedi.

O bir savaşçıydı ve mücadele etmeliydi. 9 ay etti de benim için. Ancak, eşini çok özlemiş ve yaşlı bedeni çok yorulmuştu. Hastalık onu ağır ağır yenmeye başlamıştı ve belki de ilk kez yenilgiyi tadıyordu. Bu nedenle üniversitede ders vermeyi bırakma zamanı gelmişti. Benim isteğimle öyle de yaptı. 27 yıl yazdığı Kıbrıs Gazetesi'ne de veda edecekti. Şubat 2017 de yazdığı veda yazısı, 19 Haziran 2017 de gazeteye gönderdiği yazıların sonuncusu olarak “Veda Zamanı” başlığıyla yayınlandı. O zamanın geldiğinin farkındaydı ve artık kendisini dönülmez yolculuğa hazırlamaya başlamıştı. Mücadeleyi bırakarak, eline kalem ve kitap almayı reddeder olmuştu. Bir gün küçük bir defter ve bir kalem istedi. Çok sevinmiştim, çünkü hayata geri dönüyor demekti. Bu kez yanılmıştım. O mezar taşının üzerine yazılacak yazıyı hazırlamıştı. Onun deyimiyle bu bir tarih düşürmeydi… Ve son yazısıydı… Mâbeyn'de Hasan Tahsîn Paşa Kâtiblerinden Baddâl-Ağa Hasan Fedâî Efendi Torunu Ahmed Harid Fedai (12.10.1930-…); Eşinin Beklentisine Daha Fazla Dayanamayıp Engin Ufuklara Yelken açmıştır. Nur İçinde Uyusun Geriye gurur duyduğum Onurlu bir isim, muhteşem bir kütüphane, muazzam bir arşiv bıraktı. Şimdi… “Vatanıma Borcum Var” diyerek elinin tersiyle tüm imkânları iterek ülkesine geri dönüp her alanda hizmet veren Harid Fedai'ye ülkesinin vefa borcu yok mu? diye hükümet edenlere sormadan geçemiyorum…
Ruhu Şad Olsun…

saffet soykal

goncoloz
1936 yılında baf'ın ayanni köyünde doğdu. kıbrıs türk lisesi kolej bölümünden mezun oldu. ingilizce ve rumca yüksek seviye sınavlarını geçti.

gazeteciliğe bozkurt gazetesinde tercüman olarak başladı. bayrak radyosunun kuruluşunda görev aldı. bayrak radyosu'nda rumca haberler redaktörlüğünü üstlendi. daha sonra dinleme ve tercüme bölümü şefliğine getirildi. rumca ve ingilizce çevirilerle haber programları sundu. anamur'daki kıbrıs'ın sesi radyosu'nda çalıştı. türkiye cumhuriyeti lefkoşa büyükelçiliği basın Müşavirliği'nde basın özetleri bülteni sorumlusu olarak çalıştı. çeşitli özel televizyon kanallarında da rumca gazeteleri tercüme etti, yorumladı, haber ve tartışma programları hazırladı.

3 haziran 2018 tarihinde 82 yaşında aramızdan ayrıldı.

sevgül uludağ

goncoloz
araştırmacı, barış gazetecisi.
1958'de lefkoşa'da doğdu. 1980 yılında gazeteciliğe başladı. northern weekly mail, cyprus today, halkın sesi, bozkurt, kıbrıs postası, ortam, vatan, yeni düzen gazetelerinde, olay ve kıbrıslı dergilerinde çalıştı. araştırmacı gazetecilik sonucu çıkan haber ve yayınları ile uluslararası ödüller kazandı. kıbrıslı türklerin ilk internet dergisi olan hamamböcükleri'nin kurucuları arasında bulundu. halen yenldüzen gazetesinde cesur araştırmalarına ve yakın kıbrıs tarihi üzerine dile dökülmeyen konuları haberleştirmeye ve röportajlarına devam etmektedir.

bayrak radyosu

goncoloz
25 aralık 1963'de kıbrıs türkünün sesini dünyaya duyurmak amacıyla yayına başlayan radyo kanalı.

bayrak radyosu küçük bir garajda, elektrik gücünün birkaç araba aküsüyle sağlanarak yayınlarına başladı. sadece 2500 metre yayın alanına sahipti.

fazıl küçük

goncoloz
dr. fazıl küçük 14 mart 1906'da lefkoşa'da dünyaya geldi. babası çiftçilikle uğraşan mehmet küçük bey, annesi pembe hanımdır. ilkokulu tarakçı ilkokulu'nda ortaokulu yine lefkoşa'da tamamladı. o dönemki ismi sultani olan lise tahsiline de lefkoşa'da başladı. daha sonra İstanbul'a gitti, lise öğrenimini kabataş lisesinde yaptı. istanbul üniversitesi tıp fakültesi'nde başladığı yüksek eğitimine paris'te devam etti.

paris'te ekonomik zorluklar yaşadı. bu nedenle bir fabrikada tercüman olarak çalıştı. tesadüfen tanıştığı bir isviçreli profesörün yardımı ile lozan'daki tıp fakültesine girdi ve okulunu burada bitirdi. 1937 yılında kıbrıs'a dahiliye mütehassısı olarak döndü. o dönemde lefkoşa' da iki, baf'ta ise bir olmak üzere tüm kıbrıs'ta sadece üç türk doktoru bulunuyor, türk hastaların çoğunluğu rum doktorlanna başvurmak zorunda kalıyordu. zor şartlar altında açtığı kliniğinde her cuma türk hastalara ücretsiz baktı. zaman zaman mağusa, larnaka ve limasol'a gidip hastalarla yakından ilgilendi.

dr.küçük kıbrıs türk toplumunun sorunlarıyla 1931 yılından itibaren ilgilenmeye başladı. masum millet ve söz gazetelerinde yazılar yazdı. bu gazetelerinin kapanmasının ardından halkın sesi gazetesini kurdu. halkın sesindeki yazılarından dolayı ingiliz sömürge yönetimi tarafında hakkında 47 dava açıldı. zaman zaman gazetesi kapatıldı. 18 nisan 1943'de lefkoşa'da kıbns türk toplumunun ilk siyasi kurumu olan katak (kıbrıs adası türk azınlığı kurumu) kuruldu. dr. fazıl küçük kurucuları arasında olmasına karşın kısa bir süre sonra katak'tan ayrıldı. ayrılmasının nedeni azınlık kelimesine karşı çıkması, katak idare heyeti içindeki huzursuzluk ve ingilizlere karşı etkili bir mücadele verilmemesiydi.

1931 yılında rum ayaklanması sonucu ara verilen belediye seçimleri 21 mart 1943'te tekrar yapıldığı zaman, dr. küçük muhaliflerine karşı büyük bir zafer kazandı. altı yıl lefkoşa belediye meclis üyesi olarak görev yaptı. 23 nisan 1944'de türk toplumunun mücadelesini daha etkin bir şekilde sürdürmek amacıyla kıbrıs milli türk halk partisi'ni (KMTHP) kurdu. bu nedenle, rumlar tarafından tehdit edildi. ardından örgütü sessizce dağıtırken, 1 nisan 1955 tarihinde eoka'nın kıbrıs'ta kanlı terör eylemlerini başlatmasının ardından, kıbrıs türk halkının eoka'ya karşı direnmesi için kıbrıs türk mukavemet birliği (KTMB) adlı örgütü kurdu. bu konuda, rumlar tarafından tehdit edildi. 15 ağustos 1955'te partisinin ismi kongre sonucunda kıbrıs türktür partisi şeklinde değiştirildi. 1 nsan 1955 tarihinde kıbrıslı rumların kurmuş olduğu EOKA'ya karşı türk mukavemet teşkilatı (TMT) adındaki örgütü kurdu. yine 1955'in eylül ayında EOKA'nın kıbrıslı türklere yönelik saldırılarına karşılık vermek amacıyla bu sefer Volkan silahlı teşkilatını kurdu. 1955 senesinde türkiye, yunanistan ve birleşik krallık dışişleri bakanları arasında yapılan üçlü konferansı izlemek adına diğer iki kıbrıslı türk delege ile birlikte londra'ya gitti. 1958 senesinde türkiye'ye gitti ve kıbrıs ile ilgili olarak türkiye'nin her tarafında "ya taksim ya ölüm" mitingleri düzenledi. aynı yılın kasım ayında birleşmiş milletler genel kurulu'nda gerçekleşen kıbrıs görüşmelerinde bulunmak üzere new york'ta bulundu. dr. küçük, zürih'te türk ve yunan dışişleri bakanları arasında varılan anlaşama üzerine, 17 şubat 1959'da londra'da yapılan konferansta kıbrıs türk halkını temsil etti ve iki gün sonra varılan anlaşmayı halkı adına imzaladı.

kıbrıs cumhuriyeti kuruluş anlaşmalarına göre cumhurbaşkanı rum olurken, cumhurbaşkanı muavini ise türk olacaktı. kbrıs türk halkı, o'nu bir kurtarıcı olarak gördüğünden 3 aralık 1959'da rakipsiz olarak kıbrıs'ın ilk cumhurbaşkanı muavini seçti. rumların 21 aralık 1963 tarihinde başlattıkları saldırıların ardından oluşturulan genel komite'nin başkanlığını yaptı. 27 aralık 1967 tarihinde kurulan geçici kıbrıs türk yönetimi'nde başkanlığa getirildi.

dr. fazıl küçük 18 şubat 1973 tarihinde cumhurbaşkan muavinliği'nden ayrılarak, yerini rauf raif denktaş'a bıraktı. ancak gazetesindeki mücadeleyi sürdürerek, halkın sesi'ni kıbrıs türkü'nün davasına bayrak yapmaya devam etti. 1980'li yılların başında yakalandığı hastalık günlerinde de yazılarını aralıklarla sürdürüyordu. dr. küçük, kuzey kıbrıs türk cumhuriyeti'nin kurulmasını büyük bir sevinçle yaşadı. ölümünden önce verdiği son demeçte de hastalığının geçtiğini söylüyor ve kuzey kıbrıs türk cumhuriyeti'nin kurulmasını görmesi ile hayata yeniden kavuştuğunu vurguluyordu.

dr. fazıl küçük 15 ocak 1984 tarihinde 77 yaşında Londra'nın Westminster adlı bölgesindeki bir hastanede tutulduğu hastalıktan kurtulamayarak hayata gözlerini yumdu. naaşı lefkoşa yakınlarındaki hamitköy'de yeralan ve o güne kadar mumcu tepesi olarak bilinen yere gömüldü. anıt mezarın yer aldığı bu tepeye o günden sonra anıt tepe adı verildi.

bener hakkı hakeri

goncoloz
kıbrıs türk tarihinin önemli edebiyatçılarından araştırmacı, şair, yazar, gazeteci.

21 ocak 1936 yılında leymosun'da doğdu. lefkoşa türk erkek lisesin i bitirdi. ardından istanbul üniversitesi edebiyat fakültesi felsefe bölümü'nden mezun oldu. mezuniyet öncesi gazetecilik, kitapçılık gibi işlerle uğraştı. mezun olduktan sonra öğretmen olarak görev yaptı. 1989 yılında emekli oldu. adım, yeni el, h adlı sanat düşünce dergilerini çıkardı.

1963- 1974 yılları arasında hürsöz, köylü, halkın sesi, akın, istiklal ve memleket; 1974 sonrasında halkın sesi, kıbrıs postası, bozkurt, birlik, kıbrıs gazetesi gibi gazetelerde yazı, şiir, öykü ve röportajları yayımladı. 1972-1980 yıllarında kıbrıs türk sanatçılar derneği'nin başkanlığını yürüttü. bir yıl kıbrıs türk gazeteciler cemiyeti ve kıbrıs türk yazarlar birliği yönetim kurullarında görev aldı. kıbrıs'la ilgili tarih kitapları, iki ciltlik ansiklopedi hazırladı. son olarak kıbrıs gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. 12 Ekim 2013 tarihinde hayata gözlerini yumdu.

başlıca eserleri;
Lefkoşa'nın Fethi, (1956 ve 1962); Şiirlerle Nasrettin Hoca, (1956); Aşkların Aşkı, (1962); Limasol Türk Savunması, (1964); Limasol'da İkinci Plevne Savunması (1965); İnsan Niçin Okur? (1979); Kıbrıs'ta Halk Ağzından Derlenmiş Sözcükler Sözlüğü (1982); Kıbrıs'ta Tarihi Eserler (1983); Kıbrıs Tarihi (1985); Başlangıcından 1878'e Dek Kıbrıs Tarihi (1993); Kıbrıs Türk Ansiklopedisi (1992); Hakeri'nin Kıbrıs Türkçesi Sözlüğü (2003).

bülent fevzioğlu

goncoloz
edebiyat aşığı, çok yönlü sanatçı.

12 nisan 1959'da mağusa'da dünyaya geldi. ailesinin ekonomik sorunlarından dolayı eğitimini tamamlayamadı. inşaat işinden, elektrik tesisatçılığına kadar çeşitli işlerde çalıştıktan sonra mağusa canbulat radyosu'nda görev yaptı. aynı zamanda kıbrıs postası gazetesinde muhabirliğe başladı.

edebiyata ilgisi onu genç yaşta şiir ve hikaye yazımına itti. yazdığı şiir ve hikayelerle pek çok ödül kazandı. söz dergisi, ortam, bozkurt, vatan, yeni gün, kıbrıs, yenidüzen, yeni demokrat, avrupa, kıbrıslı gazetelerinde yazıları yayımlandı. özellikle mısracıklar başlıklı hiciv şiirleri ile tanındı. lololo ve akrep mizah dergilerinde de hiciv yazıları yayımlanmıştır. haftalık cümbez gazetesini çıkardı. kıbatek ile mağusa tarihini araştırma ve yazın vakfı'nın kurucuları arasında yer almıştır. samtay vakfı'nda da program ve yayın koordinatörlüğü yapmıştır. bu vakıflarda çok sayıda esere imzasını atmıştır.

brt tarafından sular çekti onları (1996) ve hüseyin akil hoca (1997) adlı iki belgeseli filme çekilerek yayımlandı. büyüteç altındaki kuzey kıbrıs türk pulları adlı kktc'yi tanıtan belgesel filimi de bulunmaktadır.

kıbrıs türk basın davalarını inceleyerek kitaplaştırmıştır. ülkemizde pek çok sanatçının seslendirdiği 100'e yakın şarkı ve türkü sözü yazmıştır. tiyatro eserleri ve çeşitli senaryolara da imza atmıştır. halen cumhurbaşkanlığı kültür komitesi'nde görevlidir.

kitapları:
şiir: Sancılı Kan Yumağı (1987), bir Yanım Yazı / Bir Yanım Şiir (Deneme ve şiirler, 2001).
Şiir Kaseti: Sensizliğinde (Ahmet Belevi'yle,1983)

Araştırma-İnceleme: Bir Tutam Ezgi (Belgesel-şiir, 1995), Özgürlük ve Barış 27 Yaşında (Kıbrıs Türk Millî Mücadele Tarihi kronolojisi, Suna Atun ile, 2001), Kıbrıs Türk Halk Edebiyatında Destanlar ve Ağıtlar Üzerine Bilgiler-Belgeler-Araştırmalar I (Suna Atun ile birlikte, 2001), Kıbrıs Türk Halk Edebiyatında Destanlar ve Ağıtlar Üzerine Bilgiler-Belgeler-Araştırmalar II (Suna Atun ile, 2002), KIBATEK Süreci (İsmail Bozkurt ile, 2002), Kıbrıs Türk Halk Edebiyatında Destanlar ve Ağıtlar Üzerine Bilgiler-Belgeler-Araştırmalar III (Suna Atun ile, 2003), Kıraathane-i Osmanî'den, Cumhuriyet Meclisi'ne (1886-1996) Olaylar ve Seçimler / Seçilenler, Kıbrıslı Türklerde Sportif Etkinliklerin Başlangıcı ve Kıbrıs Türk Futbolundan Tarihsel Kesitler (Suna Atun ile, 2003). “100 Yıldan Günümüze Mağusa Edebiyat Haritasından 55 ŞİİR YOLCUSU”, 80 Gün İlk Kadın Başbakan Dr. Sibel Siber.

Biyografi: Mağusa Haritasında Yüzlerinin ve Yüreklerinin İzdüşümleri Kalmış 116 İnsan (Suna Atun ile birlikte, 2001).

Antoloji: Kıbrıs Türk Edebiyatında Öykünün 107 Yıllık Kronolojik-Antolojik Tarihsel Süreci (Suna Atun ile, 2004).

pilavuna

goncoloz
kıbrıs'a özgü bir tür çörek. adada yaşayan türk ve rum toplumunun çok sevdiği bir yiyecektir. kıbrıslı rumlar bu çöreğe flauna der. kıbrıs'ta hemen her evde yapılır. sabah kahvaltılarında tüketilen bir yiyecektir. içine nor peyniri, hellim ya da talar peyniri; yumurta, kuru üzüm, nane ve mastika (damla sakızı) konur. Hem tatlı hem de ekşi bir tada sahip olmasıyla bilinir.
18 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol