confessions

goncoloz

1. nesil Admin - Admin

  1. toplam entry 412
  2. takipçi 11
  3. puan 18557

fatima whitbread

goncoloz
doğduğumuz coğrafyayı, zamanı, ailemizi, cinsiyetimizi seçemiyoruz. Buna karşın yıllar ilerledikçe yaşantımıza kimlerin girip çıkacağını seçme özgürlüğüne sahip olabiliyoruz. Kimi zaman karşımıza çıkan insanlar hayatımızı zehir ederken kimi zaman yaptıkları küçük dokunuşlarla ufkumuzu aydınlatabiliyorlar. fatima whitbread'ın hayatı da bu anlamda oldukça zorlu geçti.

Fatıma 3 Mart 1961 tarihinde Londra'da Kıbrıs Türkü bir anne ile Kıbrıs Rumu bir babadan dünyaya geldi. Annesi onu Londra'da bir apartmanın önüne bırakarak terk etti. Üç ya da dört gün sonra bir apartman sakini sesini fark etti, polisi aradı, hemen hastaneye götürüldü. Gıda eksikliği nedeniyle dört ay hastanede tedavi gördü.

"En eski anılarım, beş yaşındayken Hertfordshire'da bir çocuk evinde yaşadığıma dair. Hiç Noel kartı almadım ve kimse beni ziyarete gelmedi. Hiçbir şeyden haberim yoktu, kimse de bir şey söylemiyordu. Bir gün biyolojik annemle tanışacağım söylendi. İlk defa gerçekten bir aileye sahip olduğumu fark ettim. bu benim için bir şoktu. Bir anne ve babanın sevgisini ve ilgisini çok istemiştim. Daha önce sorduğumda kimse bana ailemle ilgili bir şey söylememişti.

Her zaman gerçek bir anne figürü hayal etmiştim; kibar ve sevecen biri. Sadece İngiliz yaşam tarzını bildiğim için, onun o sabah tanıştığım ucuz parfüm sıkan ve İngilizce bilmeyen iri yarı yabancı bir kadın olmasını beklemiyordum. Kıbrıslı Türk olduğu ve bir Kıbrıslı Rumla ilişkisi olduğu ortaya çıktı. o zamanlar Türkler ve Rumlar anlaşamadığı için arkadaşları onu reddetti. Açıkçası bu büyük bir lekeydi çünkü doğum belgemde üvey kardeşimin adını babam olarak belirtmişti.

Sosyal hizmet görevlileri o sırada orada yaşayan üvey erkek ve kız kardeşimle bir arada olmam gerektiğini düşündükleri için Essex, Ockingdon'da bir eve gönderildim. 'Bir sonraki evinin tadını çıkar, bu senin annen, her şey yoluna girecek' diye kendimi rahatlatmaya çalışıyordum. Ancak beklediğim gibi olmadı. Ockingdon'a vardığımızda evin bir ebeveyni bana 'Bahçeye git erkek ve kız kardeşinle tanış' dedi. Bahçede dolaşırken annem beni tuttu . 'Bu senin kız kardeşin eğer ona bakmazsan boğazını keserim' dedi. Bu benim biyolojik annemle tanışmamdı. Ardından işler daha da kötüye gitti.

Bir gün annem kadın satıcısı kılıklı bazı adamlarla birlikte geldi. Korkunçtu. bunun bildirilmesine rağmen, sosyal hizmet görevlileri hala annemi görmem için ısrar ettiler. bir süre sonra kuzey Londra'daki dairesine taşınmak zorunda kaldım. İçeri adımımı atar atmaz dedi ki: 'Doğru mutfağa git!, mutfak zeminini ve fırını ovup temizle!'.

Ondan nefret ettim. hemen ayrılmak istedim ama yapamadım. Bir akşam biyolojik annemin erkek arkadaşı sarhoş halde eve geldi ve bana tecavüz etti. Çığlık atıp bağırıyordum, her türlü gürültüyü yapıyordum. Annem yatak odasından çıkıp ona bağırdı. Ben donakalmıştım ama bozuk İngilizcesiyle tek söylediği 'Bağırmayı kes... Polici, Polici!' oldu, bana vurmadan önce mutfağa gitti, elinde bıçakla koşarak geri geldi. Bıçağı boynuma dayadı. 'Gürültüyü çıkarırsan,' dedi, 'Boğazını keserim. Polis gelecek.' O yüzden sustum.

Benim için yatak odası yoktu, bu yüzden oturma odasındaki kanepeye uzandım ama adam yine beni aramaya geldi. Kanepenin arkasına saklandım. o gidince kardeşimin yatak odasına koştum ve geceyi orada geçirdim. Üzücü olan, utanmış hissetmemdi. Açıkçası çok rahatsız olmuştum, okulda rol yapıyordum ve bir danışmanla ihtiyacım vardı, ancak bir çocuk psikiyatristi görmenin damgasına katlanmak zordu. Bu durum çocukluğumun kabusuydu."

Fatıma daha sonra gerçek annem diyeceği Margaret Whitbread ile tanıştı. Koç Margaret yerel atletizim kulübünde cirit eğitimi vermekteydi. Margaret onun ciritle tanışmasına yardımcı oldu.

"14 yaşıma geldiğimde onunla çok zaman geçirmiştim, yarışmalara gitmiştim ve ailesini tanımıştım. kocası yani babam ve daha sonra erkek kardeşlerim olacak iki oğlu. Kendimi mutlu ve rahat hissettim. Margaret ailenin bir parçası olup olmayacağımı sorduğunda 'Tabii ki!' dedim.

Bazen çok yalnız ve üzgündüm ama başarılı olmaya kararlıydım ve tabii ki cirit kariyerimin gidişatı ve annem Margaret'in bana koçluk yapması kader olmalıydı. Eve dünya şampiyonasından altın madalya getirmek bir peri masalı gibiydi."

Fatima Whitbread 1961'de Londra'da doğdu ve 11 yaşında cirit atmaya başladı. Annesi Margaret Whitbread'in antrenörlüğünde üç Olimpiyatta yarıştı. 1984 Los Angeles oyunlarında bronz madalya kazandı. 1986'da bir dünya rekoru kırdı ve ertesi yıl Roma'da dünya şampiyonu oldu. Aynı yıl BBC Yılın Spor Kişisi seçildi. 1992'de emekli oldu ve şimdi kocası ve oğluyla birlikte Shenfield, Essex'te yaşıyor.

cey sesigüzel

goncoloz
1987 Kuzey Londra doğumlu film yönetmeni Kıbrıslı Türk.



Westminster Üniversitesi'nde film okudu. Okuldaki son yılında yaptığı kısa belgeselle Royal Television Society Ödülü kazandı. 2009'da video yapım şirketi Two Fresh'i kurdu. Kıbrıs Sorunu ile ilgili 2023 yılında tamamlamayı planladığı 'The Divided' Island isimli belgesel çalışması var.


t-vine.com

özel vassıf

goncoloz
Kıbrıs Türk tenisinin tarihine damga vurmuş Kıbrıslı Türk tenisçi.

9 Şubat 1934'te Lefkoşa'da dünyaya geldi. tenise 15 yaşında ailesi ile yerleştikleri İngiltere'de başladı. İlk şampiyonluğunu 29 Mayıs 1960'ta, Lefkoşa'da Field Club'da düzenlenen Kıbrıs Tek Kadınlar Tenis Şampiyonası'nda elde etti. Burada "Mrs. Belany" olarak geçen rakibini finalde 6-2 ve 6-1 yendi. Ardından 12 Temmuz 1960'ta Ankara Uluslararası Tenis Turnuvası'na katıldı.

21 Ağustos 1960'ta Trodos'da düzenlenen Kıbrıs Tenis Şampiyonası'nda yine tek kadınlar dalında şampiyon olan Vassıf, ayrıca İlter Sami ile birlikte karışık çiftler dalında da şampiyonluk elde etti.

3 Kasım 1963'te, Field Club'da düzenlenen Kıbrıs Tenis Şampiyonası'nın finalinde de şampiyonluğa ulaştı. 8 Haziran 1980'de Kıbrıs Türk Federe Devleti (KTFD) çapında düzenlenen İlkbahar Tenis Şampiyonası'nda şampiyon oldu. Bunun üzerine Türkiye'de düzenlenen İslam Ülkeleri Spor Oyunları'na katılsa da, burada 1 Ekim 1980 tarihinde yenilerek elendi.

1981, 1982 ve 1983 yıllarında da KTFD çapında düzenlenen benzer turnuvalarda şampiyonluğa ulaştı.

cem kafkas

goncoloz
Müzik Gönüllüleri Türk Sanat Müziği korosu kurucusu ve şefi, Türk Sanat Müziği besteci ve yorumcusu.



8 Haziran 1973 tarihinde Beyarmudu köyünde dünyaya geldi. İlk müzik derslerini Şef Türkay Altay ve Ayşe Aydın hanımdan aldı. Lefkoşa Türk Lisesi'nden mezun olduktan sonra 1991 Yılında Ege Üniversitesi Devlet Türk Müziği Konservatuarı'nda ses eğitimi bölümüne devam ettiği sırada, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) İzmir Radyosu'nun açmış olduğu ses sanatçısı sınavını kazanarak 1993 yılında bu radyoda göreve başladı. 1997 yılına kadar eğitimiyle beraber bu görevi sürdürdü. Buradan mezun olduktan sonra 1997'de İstanbul Teknik Üniversitesi'nde müzikle ilgili master eğitimine başladı. 2001 yılında "Geçmişten Günümüze Kıbrıs'ta Türk Müziği" adlı tezini sunarak master eğitimini tamamladı. 2004 yılında Bayrak Radyo Televizyon Kurumunda Müzik Danışmanı olarak göreve başladı.

Unutmak ne mümkün seni, Her zerrem zincirlere vurulmuş, Kalbim ağrıyor gibi besteleri vardır.

yeşil götlü mum

goncoloz
"... Önceden oğlanla kızın birbirini önceden görmesi, tanışmaları, konuşup anlaşmaları yokmuş. Genellikle birbirlerinin kapı komşusu olurlarmış. Veya oğlanın annesi kızı görür beğenir ve oğluna “Şu kızı sana isteyelim” dermiş. Oğlan da “Tamam” dermiş. Bazen de çeşme başlarında kızı görme olurmuş. Kız, suyunu doldurup giderken, bir erkek onu görüp bıyığını bükerse, seni beğendim, isteyeceğim demekmiş. Kız da çemberini hafif açarsa ben de beğendim demekmiş. Böylece anlaşma başlarmış...

... Bazen de evlilik aracı kişiler tarafından gerçekleşirmiş. Kız ile erkek arasında mektup taşıyan kadınlar varmış. Görücülükle olan evliliklerde genelde anne ve babanın sözü geçermiş. Anne baba formaliteden “Kıza soralım” dermiş ama son sözü kendileri söylermiş. Cevap olumlu ise birkaç gün içinde iadeyi ziyarete gidilirse iş oldu demekmiş. Ondan sonra aileler aralarında bir anlaşma yapıp ne vereceklerini kararlaştırırlarmış. Tarla mı verilecek, hayvan mı verilecek, para mı verilecek bu ailelerin maddi durumuna göre değişirmiş. Ve alınan karar muhtara da tasdik ettirilirmiş.

“O zaman nişanlı olan gençler düğün gecesine kadar bir araya getirilmezmiş.”

“O zamanlarda kızı vermek için istenilen en yaygın şey oğlanın bir evi olmasıymış. Evi olmayan erkeğe kız pek verilmezmiş.”

“Düğünler genelde Eylül ayında yapılırmış. Harmanını kaldıracak, mahsulünü kaldıracak, satacak para alacak ve düğünü ona göre yapacak. Bütün bunlar da Eylül ayına denk gelirmiş. Eylül ayı içinde evlenilirmiş. Hatta “Soğuklar başlıyor, donacak bu çocuklar. Hadi evlendirelim kendileri. Kucak sıcaktır.” diye şakası dahi yapılırmış.”

“Düğün hazırlıkları yapılırmış. Gelinlik, damatlık dikilirmiş. Davetiyeler hazırlanırmış. O zamanın davetiyesi mersin dalıymış. Herkese verilirmiş. Mersin dalı bulamayanlar zeytin dalı verirmiş.”

“Civar köylerden gelen misafirler mum ile davet edilirmiş. Kız tarafı, mum dağıtırken, mumun altını yeşil boya ile boyarmış. Ağır, zengin misafirleri de bu yeşil götlü mumla davet ederlermiş. Ama bu mumlar çok az sayıda imiş. 4-5 kişiyi geçmezmiş. Genelde en zengin kişiler olurmuş. Ve bu yeşil mumu alan kişiler mutlaka düğüne gider ve altın takarmış. O günlerden bir se şu söz kalmış: “Ne yeşil götlü mum mu verdim sana da geldin?” sözü buradan kalmış.”


kaynak: Nurperi Özgener, "Kıbrıs Türk Evvel Zaman Düğünleri”

laden ince

goncoloz
Soprano, Opera-Şan Sanatçısıdır.

1986 yılında Lefkoşa'da doğdu. 7 yaşında piyano eğitimi almaya başladı. Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuarı, İngiltere Kraliyet Müzik Koleji (Royal Northern College of Music RNCM), İtalya Verona Konservatuarı, İsviçre Lugano Konservatuarı ve Almanya Leipzig ve Bad Schwalbach Uluslararası Opera Akademisi'nde 11 yıl süren konservatuar yüksek lisans ve ileri seviye perfeksiyon eğitimini tamamladı.

"Olağanüstü Yetenek ve Potansiyel Ödülü" kazandı ("Outstanding Ability and Potential Award" RNCM UK).
Çeşitli konserler, resitaller, festivaller ve atölye çalışmaları kapsamında Kıbrıs, Almanya'da Weimar, Karlsruhe, Stuttgart, Rudolstad, Leipzig, Torgau, Bad Schwalbach; Avusturya'da Viyana, Salzburg, Graz; Estonya'da Talin, Finlandiya'da Helsinki, Fransa'da Strazburg, İngiltere'de Manchester, İsviçre'de Bern, Lugano,Chur; İtalya'da Verona, Brescia, Vicenza, Viterbo, Parma, Rovigo; Letonya'da Riga; Polonya'da Varşova; Türkiye'de İstanbul, Ankara, Eskişehir, Bursa, Ayvalık, Marmaris; güneyde ise Nicosia Shoe Factory ve Limasol Rialto Tiyatrosu'nda solist olarak çalıştı.

Avrupa'daki uluslararası seçmeleri kazanarak Almanya ve İtalya'da W.A.Mozart'ın Sihirli Flüt operasında başrol Gece Kraliçesi rolünü; Weimar Opera Stüdyosu'nda Windsor'un Şen Kadınlarında başrol Frau Fluth rolünü söyledi.

Collegium Musicum Senfoni Orkestrası, Rhein-Main Philharmoniker, Prag Smetana Senfoni, Thüringer Symphoniker, Wuhan Filarmoni, Capriccio Fridericiana, İstanbul Devlet Opera ve Balesi, Mersin Devlet Opera ve Balesi, KKTC Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Lefkoşa Belediye Orkestrası ve Cyprus Symphony Orchestra eşliğinde solist olarak yer aldı.

Olga Makarina (Metropolitan Opera), Ildikó Raimondi (Wiener Staatsoper), Martha Sharp (Universität Mozarteum Salzburg) , Monica Trini (Teatro alla Scala) gibi isimlerle çalışma imkânı buldu.
2010, 2014 ve 2017 yıllarında Türksoy Opera Günleri'nde KKTC'yi temsil etti. 2017'de İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nde Gençlik Konserinde solist olarak yer aldı.

2013'ten bu yana ülkemizde çeşitli festivaller, konserler, resitaller, sergi açılışı, eski eserler açılışı vs. çerçevesinde 25'in üzerinde projede solist olarak çalıştı.

yurt içi ve özellikle yurt dışı konserlerinde Kıbrıs şarkılarına da yer vermektir. Kıbrıs şarkılarımızı yurt dışına taşımasından dolayı Necati Özkan Bilim Kültür Sanat ödülüne layık görüldü.

Lefkoşa'da 'Hayal Atölyesi' bir çalışma odası bulunan Laden İnce, müzik severlere ders veriyor.


mehmet remzi okan

goncoloz
söz gazetesi'in kurucusu.

1885 yılında Mağusa kazasına bağlı Kaleburnu köyünde doğdu. 1915 yılında sarayönü erkek mektebi'ne başöğretmen olarak atandı. gazeteciliğe olan tutkusu nedeniyle öğretmenlikten istifa ederek doğru yol gazetesi'nde editörlüğe başladı. 10 Aralık 1918 yılında, meclis-i milli adıyla anılan Kıbrıs Türk siyasi tarihinde önemli yeri olan 1'inci ulusal kongre'nin düzenleyicileri arasında yer aldı. 8 Eylül 1920 yılında söz gazetesi'ni yayınlamaya başladı. gazetenin yayın politikası kıbrıs türk halkının, anadolu türklüğünden ayrı olmadığını, anadolu'daki milli mücadelenin desteklemesi gerektiği üzerineydi. bu amaçla çeşitli yardım kampanyaları organize etti.

türkiye'de cumhuriyetin ilanından sonra söz gazetesi atatürk devrimlerinin kıbrıs'taki savunucusu oldu. harf devriminin ardından kıbrıs'ta yeni harflerin kabul edilmesi için yoğun bir kampanya başlattı. gazetenin yeni harfleri basmak için almanya'ya verdiği sipariş atatürk'ün bilgisine gelince atatürk "kıbrıs'ta türk sesi sönmesin" diyerek masrafların karşılanması talimatını verdi. böylece söz gazetesi kıbrıs'ta latin harflerle yayınlanan ilk Türk gazetesi oldu.

Mehmet Remzi Okan'ın kızları, Beria, Vedia ve Bedia okan Kıbrıs'taki ilk kadın gazetecilerdir.

bülent fevzioğlu

goncoloz
edebiyat aşığı, çok yönlü sanatçı.

12 nisan 1959'da mağusa'da dünyaya geldi. ailesinin ekonomik sorunlarından dolayı eğitimini tamamlayamadı. inşaat işinden, elektrik tesisatçılığına kadar çeşitli işlerde çalıştıktan sonra mağusa canbulat radyosu'nda görev yaptı. aynı zamanda kıbrıs postası gazetesinde muhabirliğe başladı.

edebiyata ilgisi onu genç yaşta şiir ve hikaye yazımına itti. yazdığı şiir ve hikayelerle pek çok ödül kazandı. söz dergisi, ortam, bozkurt, vatan, yeni gün, kıbrıs, yenidüzen, yeni demokrat, avrupa, kıbrıslı gazetelerinde yazıları yayımlandı. özellikle mısracıklar başlıklı hiciv şiirleri ile tanındı. lololo ve akrep mizah dergilerinde de hiciv yazıları yayımlanmıştır. haftalık cümbez gazetesini çıkardı. kıbatek ile mağusa tarihini araştırma ve yazın vakfı'nın kurucuları arasında yer almıştır. samtay vakfı'nda da program ve yayın koordinatörlüğü yapmıştır. bu vakıflarda çok sayıda esere imzasını atmıştır.

brt tarafından sular çekti onları (1996) ve hüseyin akil hoca (1997) adlı iki belgeseli filme çekilerek yayımlandı. büyüteç altındaki kuzey kıbrıs türk pulları adlı kktc'yi tanıtan belgesel filimi de bulunmaktadır.

kıbrıs türk basın davalarını inceleyerek kitaplaştırmıştır. ülkemizde pek çok sanatçının seslendirdiği 100'e yakın şarkı ve türkü sözü yazmıştır. tiyatro eserleri ve çeşitli senaryolara da imza atmıştır. halen cumhurbaşkanlığı kültür komitesi'nde görevlidir.

kitapları:
şiir: Sancılı Kan Yumağı (1987), bir Yanım Yazı / Bir Yanım Şiir (Deneme ve şiirler, 2001).
Şiir Kaseti: Sensizliğinde (Ahmet Belevi'yle,1983)

Araştırma-İnceleme: Bir Tutam Ezgi (Belgesel-şiir, 1995), Özgürlük ve Barış 27 Yaşında (Kıbrıs Türk Millî Mücadele Tarihi kronolojisi, Suna Atun ile, 2001), Kıbrıs Türk Halk Edebiyatında Destanlar ve Ağıtlar Üzerine Bilgiler-Belgeler-Araştırmalar I (Suna Atun ile birlikte, 2001), Kıbrıs Türk Halk Edebiyatında Destanlar ve Ağıtlar Üzerine Bilgiler-Belgeler-Araştırmalar II (Suna Atun ile, 2002), KIBATEK Süreci (İsmail Bozkurt ile, 2002), Kıbrıs Türk Halk Edebiyatında Destanlar ve Ağıtlar Üzerine Bilgiler-Belgeler-Araştırmalar III (Suna Atun ile, 2003), Kıraathane-i Osmanî'den, Cumhuriyet Meclisi'ne (1886-1996) Olaylar ve Seçimler / Seçilenler, Kıbrıslı Türklerde Sportif Etkinliklerin Başlangıcı ve Kıbrıs Türk Futbolundan Tarihsel Kesitler (Suna Atun ile, 2003). “100 Yıldan Günümüze Mağusa Edebiyat Haritasından 55 ŞİİR YOLCUSU”, 80 Gün İlk Kadın Başbakan Dr. Sibel Siber.

Biyografi: Mağusa Haritasında Yüzlerinin ve Yüreklerinin İzdüşümleri Kalmış 116 İnsan (Suna Atun ile birlikte, 2001).

Antoloji: Kıbrıs Türk Edebiyatında Öykünün 107 Yıllık Kronolojik-Antolojik Tarihsel Süreci (Suna Atun ile, 2004).

darülelhan musiki derneği

goncoloz
Nağmelerin Evi anlamına gelen darülelhan, darülelhan musiki cemiyeti isminde 1 Ocak 1924 tarihinde Dr. Hüseyin Zekai Bey'in Lefkoşa'daki evinde kuruldu. 1925 yılında Dr. Derviş Kayyumbaşoğlu yönetiminde konserlere başladı. Derneğin ilşk konseri Baf'ta gerçekleşmiş ve büyük ilgi görmüştü.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol