ahmet menteş efendi

mengene
Kıbrıslı Türk gazeteci.

1868 yılında baf'ın tremetusa köyünde doğdu. ilk eğitimini tamamladıktan sonra baf medresesinde okurken öğretmen eksikliğinden dolayı pletusa köyüne öğretmen oldu. öğretmenlikten emekli olduktan sonra eski adı kazafana olan ozanköy köyüne imam olarak atandı. iyi bir hatip ve yazar olarak bilinir. mirat-ı zaman ve halkın sesi gazetelerinde yazılar yayımladı. 1954 yılında hayata gözlerini yumdu.

özben aksoy

alasya
Kıbrıslı Türk Yazar. eğitimci.



25 Ekim 1946, Piskobu'da doğdu. 19 Mayıs Lisesi'ni bitirdi. 1973 yılında Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden mezun oldu. Çeşitli okullarda öğretmen ve yönetici olarak çalıştı. Bayraktar Türk Maarif Koleji'nde müdür vekilliğinden Atatürk Öğretmen Okulu'na geçti.

Kıbrıs'ta öğretmenlik yaptığı sırada iki kez eğitim için İngiltere'ye gönderildi. Çeşitli kurslara katıldı ve yüksek lisans yaptı. Emekli olduktan sonra Yakın Doğu Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak çalışmalarını sürdürdü.

Hikâyeleriyle tanındı. Belgeselci yaklaşımı, yerel söyleyişleri ve kısa cümleleriyle dikkat çeken hikâyeleriyle tanınmıştır. Öyküleri çeşitli gazete, dergilerde yayımlanmıştır.

Öykü Kitapları:

Gadaklizmo Cehennemi (1996)
Vreççalı Mida (1996)
Yangı Yangı Limnidi (1997)
Cisusa Kaplanı (1998)
Simbadi Bucağına Gömül (1999)

Romanları:
Vreççalı Mida 1 (2001)
Vreççalı Mida 2 (2006)

meryem çavuşoğlu özkurt

goncoloz
Seçim yasaklarını ihlal ettiği gerekçesi ile 2 ay hapis cezasının ardından bugün tahliye olan Bayrak Radyo Televizyon Kurumu (BRTK) Müdürü. Meryem Özkurt, cezaevinden tahliyesinin ardından yaptığı yazılı açıklama şöyle:

"7 Haziran 2022'de haber niteliği görmezden gelinen yayından dolayı BRTK Müdürü olarak hapis cezasına mahkum edildim. Aynı yayını yapan birçok yayın mecrası ile özel televizyon kanalı günün gerisinde kalmış yasalardan dolayı yargılamaya konu edilemedi.

Türkiye'den gelen suyun tekrar akışının sağlandığı töreni yayınlayan BRTK, müdahale bahanesi ile mahkum edilirken, mahkeme, gücünü ve yetkisini kullanarak özgürlüğümü elimden almıştır.

Bu karar sonucunda “bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” anlayışıyla bazı kesimler sessiz kalmayı tercih etmiştir. Gerçi, tersi eşyanın tabiatına aykırı olurdu.

Tutuklanmaya sebep törende, siyasilerimizin yanında konuşmacılardan biri Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olduğundan, bir kısım, müdahalenin yargılandığı edasıyla zafer kazandığını düşündü; bir kısım ise bu kararı içine sindiremedi.

Meclis'in bu meseleyi yeteri kadar görmemesi de üzücü oldu. Oysa eski ve eksik yasalardan kaynaklanan adaletteki bu adaletsiz görüntüye karşı herkesin mücadele etmesi gerekirdi.

Yayının içeriğinin af konusunda iradeyi zayıflattığını, yargı bağımsızlığını bahane edenleri ve verilen bu kararı tarihin ıskalamayacağından eminim.

Adalet, tarafsızlık ve eşitlik ilkelerini doğası gereği içinde barındırmalıdır. Ve bir hukuk devletinde hem mevzuat hem de uygulama ile görünür ve hissedilir olmalıdır.

Tarafsız, önyargısız ve siyasallaşmamış bir hukuk sistemi bir ülkenin bağımsızlığının ve egemenliğinin en önemli teminatlarındandır.

Bu süreçte yanımda olma cesareti gösteren herkese sonsuz teşekkür ederim.”

kim ne dedi

admin
"İnanmadığınız devletin milletvekili, bakanı, başbakanı oldunuz. İnanmadığınız milletvekili andını okudunuz, devleti ve egemenliği savunacağınıza namus ve şeref sözü vererek ant içtiniz. Niye?"

tahsin ertuğruloğlu

(eski başbakan ferdi sabit soyer'in güneyde Apollon Limassol takımında oynayan macar futbolcu attila Szalai'nin fenerbahçe'ye transferi sonrası dışişeri bakanı tahsin ertuğruloğlu'na yönelik sözlerine tahsin ertuğruloğlu'nun verdiği yanıt)

kim ne dedi

tapba lamarina
"Yeni bir yola çıkıyoruz ve biliyorum, yine hep birlikte kazanacağız. Cumhuriyetçi Türk Partisi'nin 25 Haziran seçimlerinde milletvekili adayı olarak önemli bir sorumluluk üstlenirken bana gösterilen desteğe sonsuz teşekkürlerimi sunmak boynumun borcudur. Yeni bir dönemin ve değişimin ilk adımı için sandığa gideceğiz. Yurdumuza ve geleceğimize sahip çıkacağız. Kenetleneceğiz. BİZ olacağız, başaracağız."

Sami Özuslu

mete hatay

mengene
1985'ten bugüne Kıbrıs sorunu, Kıbrıs kültürel tarihi, göç, İslam ve Kıbrıs'taki etnik ve dini azınlıklar hakkında araştırma yapan ve yazan bir siyasi analist ve serbest yazardır.

2 Kasım 1962'de Lefkoşa'da doğdu. Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kuruluşundan üç yıl sonra başlayan toplumlararası çatışmalar nedeniyle kurulan Kıbrıs Türk gettolarında büyüdü. Turizm ve Otelcilik eğitimi almak üzere 17 yaşında İngiltere'ye gitti. Bir süre Viyana'da yaşadı. 1988 yılında Kıbrıs'a döndü. Zorunlu askerlik hizmetinin ardından Dome Hotel'de müdür yardımcısı olarak çalışmaya başladı. Ardından müdür oldu. Yakın Doğu Üniversitesi Turizm Bölümü'nde dersler verdi. gazete ve dergilerde bağımsız araştırma yazmaya başladı.

Merkezi Oslo'da olan uluslararası barış araştırmaları Enstitüsü'nün (PRIO) Kıbrıs'taki Kıdemli Araştırma Danışmanıdır. 2003-2004 yılları arasında, Birleşmiş Milletler'in adayı yeniden birleştirmeye yönelik son önerisi olan Annan Planı'na ilişkin 'Kamuyu Bilgilendirme Projesi' kapsamında PRIO Kıbrıs Ofisi'nde proje geliştirme görevlisi olarak çalıştı. Bu çalışmanın bir parçası olarak, planı genel bir kitleye anlatan kitapçıkların hazırlanması ve dağıtılmasında görev aldı. Ayrıca bir web sitesinin kurulmasına yardım etti, halka açık seminerler düzenledi, tartışmaları kolaylaştırdı ve yerel ve uluslararası TV ve radyo istasyonlarında sunumlar yaptı.

2003'ten 2005'e kadar, Türk kamuoyunu Kıbrıs ihtilafındaki gelişmeler ve bunların Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılım müzakereleri üzerindeki etkisi hakkında bilgilendirmekten sorumlu olan Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı'nın Kıbrıs izleme ekibinin bir parçası oldu. Ekibin Avrupa ve ABD'deki politika forumlarında yaptığı araştırmanın sonuçlarını sundu.

Ocak 2005'ten bu yana, PRIO-Cyprus Centre'ın Kıbrıs'taki demografi projesini yönetmektedir. Çalışmalarının çoğu, adanın kuzeyindeki göçmenler ve yerleşimciler üzerinde yoğunlaştı. Ethnic and Racial Studies, American Ethnologist, Middle Eastern Studies, Journal of Modern Greek Studies ve Cyprus Review gibi yyaımlarda akademik makaleler yazdı.

Müzik ve resimle de ilgilendi. iki albümün yanı sıra çok sayıda belgesel film müziğine de imza attı.

kim ne dedi

tapba lamarina
" İş insanı Halil Falyalı, özellikle İskele bölgesinde ve ada genelinde yardımları ile son dönemde çok sayıda insanımızın yaşamına dokunmuştu.
Hain bir saldırıda, hiçbir insanın hak etmeyeceği şekilde can verdi.
Kumyalı'da öğretmen olduğum dönemde hem merhum, hem de ailesi ile yakın dostluğumuz ve arkadaşlığımız oldu.
Yardımseverliğini ve yurtseverliğini yakından tanıdığım Babası Cahit Falyalı'ya, misafirperver annesi Nazlı hanıma, kızkardeşi Sinem ve kardeşi Hüsnü Falyalı'ya da bu vesile ile başsağlığı dileklerimi iletirim. "

Nazım Çavuşoğlu

mustafa kemal atatürk

mengene
Nazım beratlı'dan gelsin.

Ben bir Mustafa Kemal hayranıyım!

Bir gün Ankara'da ilk meclisin kapısının önünden geçiyordum. Şeytan dürttü, içeri girdim… O günden beri, Mustafa Kemal hayranıyım. Ama hangi Mustafa Kemal?

O marangoz rendesi bile görmemiş kürsüde, o konuşmaları yapacak aklın sahibi! O yırtık yer halılı küçücük odada, o tahta iskemlede, filintası yanındaki duvara dayalı, eski yazı masasının başında o büyük kararları veren Mustafa Kemal!

Ben, Mustafa Kemal'e hayranım evet…

Ankara'daki karargâhta, çaya şeker de katabilmek için, Sivas'ta Halil Paşa'dan şahsen beş bin lira borç alan ve sonra santimine kadar ödeyen Mustafa Kemal'e, ben hayranım…

Öğrenciliğinde tatil günleri ziyarete gittiği, Ali Fuat'ın Kuzguncuk'taki evinde dadıya, karşıdaki Dolmabahçe Sarayı'nı gösterip gösterip; “İyi bak, orayı en sonunda ben müze yapacağım!” deyip, zavallı dadının bir ömür boyu evde “Vallahi de yaptı, billahi de yaptı” demesine neden olan Mustafa Kemal'e… Sıra arkadaşı Ali Fuat'ın hatıralarında anlattığı gibi, daha ortaokulda bir gün imparatorluğun akibeti ile ilgili bir kompozisyon yazması istendiğinde, “Çağ imparatorluk devri değildir. Bu imparatorluğu dağıtıp, bir ulus devlet kurmalıyız” yazıp, az kalsın askeri okuldan tardedilecek olan, o Selânikli çocuğa hayranım ben...

İstanbul'daki sevgilisi Corinne Hanıma, Çanakkale cephesinden yazdığı mektupta, “Corinne, bu savaşta ölürsem, beni unutma” diyen adama…

Sofya'da aşkının dillere destan olduğu sevgilisi Miti Koraçeva'nın, onun ölümünden yıllar sonra, kendisinin öleceği günün sabahında, kız kardeşine “Svetlena, dün gece rüyamda Kemal'i gördüm” dedirtebilen o adama, ben hayranım…

Başkumandanlık Meydan Savaşı'nın akşamı, savaş meydanını gezerken, yerde yatan Yunan askeri ölülerine bakıp, “Zavallı yavrucaklar… Sizi buraya kim gönderdi? Analarınıza bunun hesabını kim verecek?” diyebilen o generale, hayranım ben…

İzmir'e girer girmez, zamanın en ünlü oteli Kramer Palas'a gidip, garsondan bir duble rakı isteyen, tahta bir masayı pencere kenarına atıp, bir tutam beyaz leblebi ile rakısını içerken, garsona:

- Kral Konstantin İzmir'e geldiğinde, otelinize gelmiş miydi?

* Evet paşam…

- Peki, böyle pencere kenarına oturup, körfeze bakarak bir tutam beyaz leblebi ile bir yudum rakı da içmiş miydi?

* Hayır paşam…

- Peki, keşke sorsaydınız, İzmir Körfezi'ne bakarak, bir yudum rakı içmenin zevkini bilmeyen adam, İzmir'i alıp da ne yapacakmış? Diyen o adama, ben hayranım…

1924 Anayasası'nı yazarken, bir gece Çankaya'daki odasının penceresindeki perde, rüzgârla sallanınca, tabancasını çeken ve balkona yürüyen o adama, hayranım…

Neyzen Tevfik, Yenicamii'nin avlusunda, köpeklere sarılır, onlarla uyurmuş. Bir gece Atatürk demiş ki;

- Çağırın şunu da hem ney çalsın, sohbet edelim, hem de içelim…

Polis bunu köpeklerin koynundan alıp Florya köşkünde, cumhurbaşkanının sofrasına oturtmuş. Birkaç tek atmışlar. Atatürk, sormuş:

- Zaman nasıl da değişti Neyzen, görüyor musun?

Neyzen deli bir herif:

- Ne değişti paşa? Demiş. Hamam aynı, tellâklar değişti…

Atatürk çok sinirlenmiş:

- Defollll… diye, bağırmış gözüm seni görmesin…

Neyzen korkusundan fırlamış, bir koşuda ta Yenicami'ye gelip, köpeklerin koynuna girmiş, uyuyacak ama titremekten uyuyamıyor. Öte yandan da Atatürk:

- Gidin bu herifi getirin tekrar, demiş…

Neyzen gene karşısına getirilince:

- Hiç mi bir şey değişmedi be? Demiş…

Neyzen, korkudan titriyor:

- Değişti paşam, demiş… Eskiden sormadan asarlardı, şimdi zat-ı devletlileru, önce sorup, sonra asıyorsunuz…

Atatürk'ü almış bir gülme:

- Otur ulan karşıma, sabaha kadar hem çal, hem içelim…

Ben bu adama hayranım! Sizin de anlamanızı tavsiye ederim…

karı götü beklemek

kibris sozluk
1. karısının namusundan kuşkulanan kocanın durumu.

2. karısından çıkar uman kocalar için söylenir.

3. kahvehane gibi yerlere gitmeyip sürekli evde vakit geçiren erkek.

kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.

ahmet muzaffer gürkan

beytambal galsin
Hukukçu, gazeteci yazar, şair.

1924'te lefkoşa'da doğdu. ilk ve orta öğrenimini tamamladıktan sonra 1955-1958 yılları arasında londra'da hukuk eğitimi aldı. kıbrıs'a döndüğü zaman ise avukatlık mesleğine başladı. 1948 yılında türk sözü gazetesini çıkardı. 1962 yılına kadar çeşitli gazetelerde serbest gazeteci olarak sosyal ve siyasi makaleler yayınladı. bunun dışında 1960 yılında kıbrıs türk halk partisi'nin yayın organı olan cumhuriyet gazetesinin editörlüğünü yapmıştır. birkaç yıl girne'de bulunan amerika'nın sesi radyosunda da tercümanlık yaptı. memurlk görevi nedeniyle çeşitli gazetelerde muzaffer aktuğlu, atilla turanlı, odacıoğlu, ahmet zekeriya aktuğ gibi takma isimlerle makaleler yazdı.

ayhan hikmet gibi 23 nisan 1962 yılındsa kimliği bilinmeyen kişi ya da kişilerce öldürüldü.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol