arabahmet camii

alasya
Arabahmet Mahallesi Şehit Salahi Şevket Sokak'ta bulunur.

Lefkoşa'da iyi korunmuş Klasik Osmanlı eserlerinden biri olan cami, Kıbrıs'ın fethine katılan, Kıbrıs Beylerbeyi olan ve ilk vakıf kurucuları arasında yer alan Arabahmet Paşa'nın adına 1845 yılında aynı adı taşıyan mahallede inşa edilmiştir.
İlk yapıldığı dönemde tabanı ortaçağa ait 25 mezar taşı ile döşenmiş durumda olan cami, daha sonra yapılan tamirler sırasında bu taşlar sökülerek Lefkoşa Taş Eserler Müzesine nakledilmiştir. Caminin bahçesinde bir şadırvan ve İshak Paşa ve Kamil Paşa gibi Türklere ait mezarlar bulunmaktadır.

trak

mavromadi
Ölmek istemiyorum demiştin hiç duymadık ki seni
Kulaklarınız kapalı birde gözleriniz kör
Bu patriyarkal sistemine hiç uymadınız değil mi
At gözlüğünü çıkarıp at ve gerçekliğini gör

Bu ülke'de kadınların cesedi çöpte bulundu
Devlet tecavüz aklayan bin bir ferman buyurdu
Adaletiniz katillerin aşkı kadar soyuttu
Bu gün Kadın el üstünde ancak tabutlarda tutuldu

Çalışmak isteyince gördü işyerinde taciz
Yuva kurdu ancak her gün şiddet oldu hali
Gece sokaktaydı dediler bu yolludur bariz
Sonra tecavüzü haklı görmek istedi bir cani

Ve utan, buna göz yuman sen utan
Elbet katil kadar suçludur lan pervasızca susan
Ve susan bir kadın bağırdı yok mu sesimi duyan
Geldi çattı mücadele vaktin yaren artık uyan!

Gören olmaz
Güpegündüz ortasında canlar yitip gider
Duyan olmaz
Bir annenin feryatları göğsümüze siner
Bilen olmaz
Her gün taciz cinayetler, her gün aynı keder
Susan olmaz
Sen konuş ki bu karanlık bitsin artık yeter!

Binlerce kadın tabutu omuzlarda kalktı
Caddelerde ağıtları kulaklarda yankı
Çığlıkları feryatları göğsümüzde sancı
Cinayetler tecavüzler omzumuzda kamçı

Bir taraftan altın kaplı mutfağında Emine
Diğer yanda boyuna halat taktı başka Emine
Lüks araçla giderken tüm patroniçeler evine
Onlar asla bulunmadı Sibel ile aynı gemide

Çünkü bariz durdular hep sermayenin yanında
Cinayette, basında, tecavüzcü safında
Kadına şiddet eden, yakan, tecavüzü yapan
Yavru kurtlarını kurtardılar siyasetin AK'ında

45 çocuğa tecavüz, aman suspus duyulmasın
Ayakkabı kutusundan aman para bulunmasın
Ensest tecavüzden aile iyi halden kurtulması
Bir Kadın saçını açmış (kafir!) Aman ahlak bozulmasın

Diye bağırdılar tabi bozuk ahlak bekçileri
Cinselliği tabu yapan baskılayan kendileri
Özgüvensiz acizlerin kara toprak narasıyla
kararttılar gençliğini bak binlerce sevdiceğin!

Gören olmaz
Güpegündüz ortasında canlar yitip gider
Duyan olmaz
Bir annenin feryatları göğsümüze siner
Bilen olmaz
Her gün taciz cinayetler, her gün aynı keder
Susan olmaz
Sen konuş ki bu karanlık bitsin artık yeter!

Gören olmaz, Gören olmaz
Güpegündüz ortasında canlar yitip gider
Duyan olmaz, Duyan olmaz
Bir annenin feryatları göğsümüze siner
Bilen olmaz
Her gün taciz cinayetler, her gün aynı keder
Susan olmaz, Susan olmaz
Sen konuş ki bu karanlık bitsin artık yeter!

tacan reynar

busterkeaton
Yahu koskoca adam, eski yargıç, sözde en iyi avukatlardan.
Nasıl olur ve böylesi bir hataya düşer.

Yüksek Seçim Kurulu, Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Milletvekili adayı Tacan Reynar'ın aday olma koşullarını 04-06-2023 tarihinde yerine getiremediği açıkladı.
Reynar'ın KKTC'de seçimden önce 3 yıl kesintisiz ikamet etmediği belirtildi.
Aday olma koşullarını yerine getiremeyen Reynar'ın adaylığı düşürüldü.

Reynar karar sonrası şu açıklamayı yaptı;
(bkz: YSK) tarafından adaylığım düşürüldü. Geniş değerlendirmeyi ve detaylı açıklamayı daha sonra yapacağız. Tek söz söyleyeceğim: KURULU DÜZENİNİZE İNAT ! DOĞDUĞUM YURDA DAHA SIKI SARILACAĞIM !

sami hamidi

stephen strange
Cem Yılmaz, Buray, Murat Boz, Soner Sarıkabadayı, Ozan Güven, Cem Belevi, Levent Uysal gibi popüler isimlerin kişisel antrenman ve beslenme koçluğunu yapan, son derece mütevazı, gönyeli'nin bağrından kopmuş kıbrıs insanı.

saffet soykal

alasya
2012 yılında Hüseyin Kanatlı, Saffet Soykal için güzel bir yazı yazmıştı.

"Yıl 1956… Ve Saffet Soykal henüz 20 yaşındaydı.

Üç yıl kadar Bpzkurt gazetesinde görev yapan Saffet Soykal, 1959 yılında kendini, yeni kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti'nin ortak resmi radyosu, Kıbrıs Radyo Yayın Korporasyonu'nda buldu.

1963 olaylarından sonra, 1964 Aralık ayında, o günlerde propaganda maksadıyla kurulan Anamur Radyosu'na gönderildi.

Oraya altı aylığına gitmişti; ancak 1970 yılına kadar orada kaldı.

Dışişleri Bakanlığı'nın talimatı üzerine geri Kıbrıs'a geldi.

Ancak o zamanın karmaşası içinde çeşitli istenmeyen olaylarla, hatta haksızlıklarla karşılaştı.

Bu tedirginlikler sonradan katıldığı Bayrak Radyosu'nda da sürdü.

Kendini zaman zaman mağdur hissetti.

Maddi ve manevi haklarını elde etmek için, 1973 yılında, aynı durumda olan diğer iki meslektaşı, İzzet Rzca Yalın ve Sevilay Direkoğlu ile o zamanın Bayraktar'ının karşısına çıkmak gereğini hissetti.

Bu, haklı bir başkaldırıydı.

Daha sonraki yıllarda muhtelif vesilelerle, haksızlığa, hatalara ve yanlışlıklara karşı gösterdiği tavır, hatta canlı TV yayınlarında açık açık isyan etmesi de onun meziyetleri arasındadır.

1974'ten sonra yine basın-yayın hizmetlerine devam eden Saffet Soykal, 1980 yılında TC Büyükelçiliği'nde tercüman olarak görev yapmaya başladı.

Günde 22 sayfalık Rumca gazetelerden tercümeler yapıyordu.

Ödeme konularında ve sözleşme koşullarının tatbikinde bazı 'haksızlıklar' gördüğünü ifade eden Saffet Soykal, bu haklarını talep etmek için yasal yola başvurduğunu, davanın istinafta bulunduğunu ve yakında bunun yargılanmasının yapılacağını söylüyor.

Bunu söylerken de, kendine göre hem haklılığını, hem de espri ve o tatlı isyan yönünü dile getiriyor.

BİR YIL ÖNCE 'ÖLMÜŞTÜ'

Allah gecinden versin, ama Saffet Soykal gerçekten ölmüştü.

'Ölmeden' önce Bayrak TV, Kanal T, Genç TV gibi yerli kanallarda kendine özgü yorumlarını sürdürdü.

Programları büyük bir dikkatle izleniyor; takdir görüyordu.

Hele stüdyodaki çarpıklıkları dile getirmesi ve canlı yayında gayet rahat hareketlerle olumsuzlukları isyan edercesine dile getirmesi, Türkiye kanallarının da dikkatini çekti.

Beyaz Show'a davet edilen Saffet Soykal, kısa sürede Türkiye'de de üne kavuştu.

Daha önceki yıllarda geçirdiği tüm olumsuzluklar ve haksızlıklara rağmen, yaşama ve çalışma azminden bir şey kaybetmeyen Saffet Soykal için bu gelişmeler bir nevi 'nemalanma!' görevi görüyordu.

Altı yıl kadar önce eşini kaybeden Saffet Soykal yeniden depresyona girdi.

Ancak kendini toparlamasını ve işlerine dört elle sarılmasını bildi.

Bu arada belki bir teselli, belki de dış ülkelere olan düşkünlüğü dolayısıyla, deyim yerindeyse 'Evliya Çelebi' gibi dünya turuna çıktı.

Her vesileyle, tatillerini genellikle yurt dışında geçirdi.

Amerika, Kanada yanında hemen hemen tüm Avrupa ülkeleri, Ortadoğu ve diğer Arap memleketleri, Uzakdoğu ve Avustralya onun destinasyonları listesine girdi.

Artık gidecek yer kalmamıştı.

Son olarak 'öbür dünyayı' denedi.

Ve bir yıl kadar önce 'öldü'..

Gazeteciler Birliği lokalinde eski gazetecilere plaket töreni sırasında yaşandı bu acı olay…

Orada bulunan doktorların müdahalesi ile yeniden yaşama döndü Saffet Soykal…

75 yaşında yeninden doğmuş gibiydi artık…

Saffet Soykal olayı, kendine özgü o tatlı espriyle şöyle anlatıyor:

“Her tarafı gezdim dolaştım. Bir de öbür tarafı deneyeyim dedim. Kapıdakiler “Rezervasyonun yok” diyerek kıçıma bir tekme atıp beni geri dünyaya gönderdiler.”

Saffet Soykal iki kızı, bir oğlu ve üç torunuyla şimdi mutlu mu mutlu…

Emekliliğinin de tadını çıkarmaya çalışıyor.

Gezilerine de devam ediyor.

Son uğrağı Norveç fiyortları oldu.

Bundan sonra da Mars'a gitmek için rezervasyona hazırlanıyor.

İşte güzel dostumuz Saffet Soykal'ın acı tatlı hayatı…

Ona acı değil, daha tatlı bir yaşam diliyor ve “İşte Hayat” diyoruz."

sınırüstü halk vakfı yaşlı bakımevi rezaleti

nowayout
ah Pikadilli melek abam ah! “Vakfı DAÜ'den bir profesör elimizden almak istiyor. Eşiyle birlikte kendi derneklerine bağlamak istiyorlarmış. Vakfı kendisine vermediğim için beni defalarca sıkıştırdı. Vermeyeceğimi anlayınca da bu yollara başvurdu. Bizi kötülemeye çalışıyorlar” iddiasında bulunmuşsun. işaret ettiğin kişi hatice jenkins ise pek sanmam be melek abam.

biliyorsun sen de yaşlandı. 84 yaşına geldin. 1994 yılından bu yana aralıksız 28 yıl, bu vakfı kurdun, yönettin. ancak sana yaşama amacı veren bu işten çekilmelisin artık. 84 yaşındasın nasıl ilgileneceksin, bu insanlarla. en son torununa devretmiştin. ancak torunun fahri bilgehan sorumluluktan kaçıyor.

ah Pikadilli melek abam ah! senin için facebook'da ömürlerinde bir kez bile yaşlı bakımevini ziyaret etmemiş tipcikler neler neler diyorlar. paragöz ilan edildin. hatta daha da ileri gidilip insanları öldürüp bodruma gömdüğüne dair kuru iftiralar atmaya başladılar. fake hesaplardan atılan bu iftiraları ciddiye alan mahalli dedektiflerimiz bile türedi.



Melek Doğan abam vakıf yönetiminden alındığına yönelik haberler gelmeye başladı. git ve dinlen. yüzlerce geri zekalı da birbirlerini gazlayıp dursun. Ahmet Tolgay'ın dediği gibi; "Bazen işte böyle iyilikten maraz doğar.."

kemal rüstem

mengene
rüstem kitabevi'nin kurucusu, iş insanı gazeteci, yazar.

19 kasım1919 tarihinde larnaka'da doğdu. kıbrıs'ın köklü ailelerinden maliye müdürü Mehmet Rüstem'in oğludur. lefkoşa'da öğrenim gördü, hukuk ve ekonomi konularında kurslara katıldı. 1937 yılında iş hayatına atıldı ve rüstem kitabevini kurdu. 1938-1941 yılları arasında yayımlanan vakit gazetesinde yazılar yazdı. 1944 yılında yeni mecmua isimli bir dergi yayımladı.

1947 yılında kıbrıs'ta ilk gazoz fabrikasını kurdu. 1958'de kıbrıs türk ticaret odası'nı kuran iş insanları arasında yer aldı. 1968 yılına kadar kıbrıs türk ticaret odası başkanlığı yaptı. 1971 yılında vakıflar idaresi yönetim kurulu başkanlığı'na getirildi.

kemal rüstem 2003 yılında vefat etti.

yayımlanmış eserleri.
resimlerle güzel kıbrıs (1960)
EEC and CYPRUA (1963)
North Cyprus Almanac (1987)

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol