Türkiye'nin Kıbrıs'taki ilk şehit pilotu.
1934 izmit doğumlu cengiz topel 8 ağustos 1964 yılında, Türk Hava Kuvvetleri'nin Kıbrıs'ta gerçekleştirdiği uyarı uçuşunda, uçağı Rum uçaksavarlar tarafından vurulunca paraşütle atlamayı başarmasına rağmen esir alındıktan sonra öldürülmüştür. uçağının isabet alması ile paraşütle uçağından atladıktan sonra, işkence ile öldürülen Cengiz Topel'in, ismi Lefke bölgesinde değişik şekillerde yaşatılıyor. bölgedeki hastanenin ismi Cengiz Topel Hastanesi, okulun ismi Cengiz Topel Endüstri Meslek Lisesi ve şehit edildiği köyün ismi ise Cengizköy olarak isimlendirildi. Sevcan Çerkez tarafından da Cengiz Topel'in heykeli yapıldı. Türkiye'de hizmetten çıkmış bir F-100 uçağını elden geçirip, düzenlemesini yapılıp, anıt bölgesine yerleştirildi. Pilot yüzbaşı Cengiz Topel'in kullandığı uçağın numarası olan FW766 anıt uçağın gövdesine yazıldı.
Bodiri diye adlandırılan küçük bardaklarda içilen konyaklar, meyhane kültürünün en önemli parçalarından biridir.
üzüm suyundan yapılan ve alkol derecesi çok yüksek olan bir içecektir. sıkılıp suyu alınan üzüm posası, kaplara konularak yaklaşık iki hafta bekletilir. daha sonra zivaniya kazanlarına konularak kaynatılır. Kaynayan ve buharlaşan alkol, suyun içindeki borudan geçerken soğur ve zivaniya olarak damıtılmış olur. İlk çıkan zivaniyanın alkol derecesi çok yüksek olduğundan eğlence amaçlı içilmez daha çok dezenfektan olarak ya da göğüs ağrısı çekildiğinde ovularak kullanılır. ayrıca çok iyi yandığı için geçmişte ağrıların giderilmesi için yapılan bardak çekme işleminde de zivaniya kullanılırdı. daha çok fabrikalarda üretilen ve alkol derecesi çok yüksek olmayan zivaniya meyhanelerde de bulunur.
mehmet akif ersoy'un yazdığı istiklal marşı kuzey kıbrıs türk cumhuriyeti ile türkiye cumhuriyeti'nin ortak milli marşıdır.
KKTC'nin ilanından sonra kurucu cumhurbaşkanı rauf denktaş'ın isteğiyle ulusal bir marş yazılması için yarışma düzenlenir. osman güvenir'in yazdığı, yılmaz taner'in bestelediği marş yarışma sonunda birinci seçilir. ancak kıbrıs türkünün 1921'den beri aşina olduğu istiklal marşı'nın kullanılmasına karar verilir.
KKTC'nin ilanından sonra kurucu cumhurbaşkanı rauf denktaş'ın isteğiyle ulusal bir marş yazılması için yarışma düzenlenir. osman güvenir'in yazdığı, yılmaz taner'in bestelediği marş yarışma sonunda birinci seçilir. ancak kıbrıs türkünün 1921'den beri aşina olduğu istiklal marşı'nın kullanılmasına karar verilir.
Osmanlı devletinde fıkıh esasına göre yargılama yapan mahkemelere verilen ad.
19.yüzyıl divan şiirleri yazmış Kıbrıslı şair, yazar.
1857 yılında Lefkoşa'da doğmuştur. Lefkoşa'da öğrenimini bitirdikten sonra 1884 yılında kamu hizmetine girmiş ve sırasıyla Sakız adası, Adana, İstanbul, İzmir ve Bursa'da çalışmıştır. daha sonra istifa ederek Kıbrıs'a dönmüştür. Lefkoşa Şer'iye Mahkemesi'nde kendisine verilen katiplik görevini ölüm tarihi olan 1924 yılına kadar devam ettirmiştir.
kaytazzade mehmet nazım efendi Kıbrıs'ta yayımlanan yerel gazetelerde çok sayıda gazel, şarkı, kıt'a vb. şiirleri yayımlanmıştır. Mehmet Nazım'ın Kıbrıs Gazetesi'nde 39 bölüm olarak tefrika edilen yadigar-ı muhabbeti adlı romanı daha sonra aynı gazete tarafından kitap olarak 1893'te basılmıştır. yazarın yine Kıbrıs Gazetesi'nde 12 bölüm halinde tefrika edilen yarım kalmış leyle-i visal adlı ikinci bir romanı daha vardır. birinci romanın konusu İstanbul'da, ikinci romanın konusu ise Sakız Adası'nda geçmektedir.
kaytazzade mehmet nazım efendi'nin 1892'de yeni Zaman Gazetesi'nde yayımlanan Adem-i İhtiyad adlı bir hikayesi ile annesinin ölümü üzerine yazdığı ve yeni Zaman Gazetesi'nde tefrika edilen feryad-ı garibane adlı mensur bir eseri de bulunmaktadır.
1857 yılında Lefkoşa'da doğmuştur. Lefkoşa'da öğrenimini bitirdikten sonra 1884 yılında kamu hizmetine girmiş ve sırasıyla Sakız adası, Adana, İstanbul, İzmir ve Bursa'da çalışmıştır. daha sonra istifa ederek Kıbrıs'a dönmüştür. Lefkoşa Şer'iye Mahkemesi'nde kendisine verilen katiplik görevini ölüm tarihi olan 1924 yılına kadar devam ettirmiştir.
kaytazzade mehmet nazım efendi Kıbrıs'ta yayımlanan yerel gazetelerde çok sayıda gazel, şarkı, kıt'a vb. şiirleri yayımlanmıştır. Mehmet Nazım'ın Kıbrıs Gazetesi'nde 39 bölüm olarak tefrika edilen yadigar-ı muhabbeti adlı romanı daha sonra aynı gazete tarafından kitap olarak 1893'te basılmıştır. yazarın yine Kıbrıs Gazetesi'nde 12 bölüm halinde tefrika edilen yarım kalmış leyle-i visal adlı ikinci bir romanı daha vardır. birinci romanın konusu İstanbul'da, ikinci romanın konusu ise Sakız Adası'nda geçmektedir.
kaytazzade mehmet nazım efendi'nin 1892'de yeni Zaman Gazetesi'nde yayımlanan Adem-i İhtiyad adlı bir hikayesi ile annesinin ölümü üzerine yazdığı ve yeni Zaman Gazetesi'nde tefrika edilen feryad-ı garibane adlı mensur bir eseri de bulunmaktadır.
Dianeollos sigara fabrikası Kıbrıs tütünlerini işlediği gibi player's medium, filter player's, matinee, 55 filter king gibi sigaraları da kıbrıs'a getirdi.
Lefkoşa'ya bağlı Beşparmakların eteklerinde Mesarya Ovası'nın en gözde köylerinden biridir. Ercan Yonca Kavşağı'ndan 10 kilometre uzaklıkta zeytin ağaçları ve yeşil alanlarla çevrili Kalavaç köyünün isminin yaklaşık Muğla yöresinden, Kalavaçlu aşiretinin Kıbrıs'a mecburi olarak gönderilmesiyle oluştuğu belirtilir diğer bir yoruma göre ise köylünün ataları, gerçek bir efsanenin içinden gelmekte.
1723'te Konya Karaman Beyliği'nde Osmanlıya karşı isyan edince, Kıbrıs'a sürgüne gönderilirler. Antalya'dan getirilen “Epiko” adlı bir Rum Ortodoks keşişin yanına hizmetkar olarak verilirler. Fakat hizmetkarlığı içlerine sindiremezler. Osmanlıya bu kez Kıbrıs'ta bir isyan ederler. Ve kendilerini “Kalavaç” denilen köyün ortasında bulurlar topluca...
Adanın fethinden 152 yıl sonra adaya gelen Kalavaçlıların ataları, özgürlüklerinden asla taviz vermeyen, başları her zaman dik, ne istediğini bilen, nasıl yaşayacaklarını ancak kendileri belirleyen yürekli insanlardı. Üç aile olarak bu köye yerleşip çoğaldılar. İngiliz sömürge yönetimine de isyan edince ilk idam kararı onlar için verilir.. O çetin yıllardan sonra, Kalavaç Türklerin ebedi yerleşim yeri olur.
1723'te Konya Karaman Beyliği'nde Osmanlıya karşı isyan edince, Kıbrıs'a sürgüne gönderilirler. Antalya'dan getirilen “Epiko” adlı bir Rum Ortodoks keşişin yanına hizmetkar olarak verilirler. Fakat hizmetkarlığı içlerine sindiremezler. Osmanlıya bu kez Kıbrıs'ta bir isyan ederler. Ve kendilerini “Kalavaç” denilen köyün ortasında bulurlar topluca...
Adanın fethinden 152 yıl sonra adaya gelen Kalavaçlıların ataları, özgürlüklerinden asla taviz vermeyen, başları her zaman dik, ne istediğini bilen, nasıl yaşayacaklarını ancak kendileri belirleyen yürekli insanlardı. Üç aile olarak bu köye yerleşip çoğaldılar. İngiliz sömürge yönetimine de isyan edince ilk idam kararı onlar için verilir.. O çetin yıllardan sonra, Kalavaç Türklerin ebedi yerleşim yeri olur.
1930 hatta 1910'lu yıllardan 1950 yıllarına kadar 3-4 bin civarı kız çocuğu araplara satıldı. neriman cahit ve eralp adanır araplara satılan kızları araştırmak için ürdün'ün başkenti amman'a kadar gittiler. görüştükleri birçok kıbrıslının kıbrıs'a kırgın olduklarını tespit ettiler.
Uzun yıllar Avustralya'da yaşadıktan sonra Kıbrıs'a dönen pembe menteş de neriman cahit'in kitabını okuduktan sonra araplara satılan annesinin halası fetine'nin izini bulmaya çalışır. bu amaçla yönetmen arkadaşı yeliz şükrü ile birlikte araştırmalara başlar. bu araştırmalar 5 yıl sürer. ortaya 'Missing Fetine' -Fetine'yi Ararken- isimli bir belgesel çıkar.
Uzun yıllar Avustralya'da yaşadıktan sonra Kıbrıs'a dönen pembe menteş de neriman cahit'in kitabını okuduktan sonra araplara satılan annesinin halası fetine'nin izini bulmaya çalışır. bu amaçla yönetmen arkadaşı yeliz şükrü ile birlikte araştırmalara başlar. bu araştırmalar 5 yıl sürer. ortaya 'Missing Fetine' -Fetine'yi Ararken- isimli bir belgesel çıkar.
devecilik gibi kendine özgü bir mesleği olan hatta Lefkoşa'da deveciler hanı adıyla bir hanı bile olan üzerinde mal, eşya taşınabilen develerin nerde olduğu sorunu. eski kıbrıs fotoğraflarında bol bol deve katarları vardı. ne oldu be yedig onları!
29 mayıs 1959 ile 22 aralık 1963 yılları arasında yayınlanan gazete. gazetenin sahibi Rauf Raif Denktaş'tı. Gazetenin köşe yazarları arasında İlter Veziroğlu'nun yanı sıra Fuat Veziroğlu, Kutlu Adalı, M. Şinasi Tekman, Necati Taşkın, Cavit Ramadan gibi yazarlar bulunmaktaydı.
Lefkoşa'nın Girne Caddesi üzerinde, Girne Kapısı yönünde bulunur. Kıbrıs'ta bulunan Osmanlı eserlerinin en önemlilerinden biridir. adanın fethinden yirmi iki yıl sonra, arap ahmet Paşa tarafından kurulmuştur.
(bkz: hamitmandraları)
lefkoşa, gazimağusa, güzelyurt ve girne anayollarının kesiştiği dönel kavşakta bulunmaktadır. 1988 yılında inşa edilmiştir. Anıt, varoluş mücadelemizi yansıtmakta, gelecek nesillere bu mücadelenin kolay olmadığı mesajını vermekte, millî mücadeleyi ve kurtuluşu simgelemektedir.
Gazimağusa'da 1979 yılında inşa edilen anıt. KKTC'deki en büyük anıttır. Anıtın mimarı Prof. Dr. Tankut Öktem'dir. 1974'teki Rum ve Yunan saldırılarına karşı Gazimağusa halkının direnişini ve zaferini vurgulamaktadır.
Girne'de yavuz çıkarma Plajı'nda yer alan anıt. 20 Temmuz 1978'de açılan anıtın eni 41, boyu ise 74 metredir. anıt ana caddeden kolayca görülebilecek ve ziyaret edilebilecek bir konuma sahiptir. bu anıtta şehitler abidesi gibi savaşta şehit olanları hatırlanması, özgür bir vatanda yaşayabilmek için hem Kıbrıslı Türklerin hem de Türkiye'nin birçok fedakarlıkta bulunduğu mesajları da verilmektedir.
Kuzey yönü esas alınarak yerleştirilen kitle, Türk Ordusu'nu ve onun gücünü, disiplinini ve dinamikliğini simgelemektedir. gittikçe yükselen ve yüksek Elemanı kucaklayıp onun hareketine katılan kütle de Kıbrıs Türk toplumunu ve onun ezilmiş durumdan toparlanıp, güçlenerek mücadele edişi, anavatandan gelen güç ile birleşerek özgürlüğe doğru yükselişi ifade etmektedir. birbiri ile kucaklaşan iki kütle arasındaki boşluk, Kıbrıs'tan anavatana açılan ümit kapısını simgelemektedir. ana gövde 11 adet sütunun birleştirilmesinden oluşturulmuştur. bu 11 sütun 1963-74 yılları arasında Kıbrıs Türkü'nün çektiği acıları simgelemektedir.
Kuzey yönü esas alınarak yerleştirilen kitle, Türk Ordusu'nu ve onun gücünü, disiplinini ve dinamikliğini simgelemektedir. gittikçe yükselen ve yüksek Elemanı kucaklayıp onun hareketine katılan kütle de Kıbrıs Türk toplumunu ve onun ezilmiş durumdan toparlanıp, güçlenerek mücadele edişi, anavatandan gelen güç ile birleşerek özgürlüğe doğru yükselişi ifade etmektedir. birbiri ile kucaklaşan iki kütle arasındaki boşluk, Kıbrıs'tan anavatana açılan ümit kapısını simgelemektedir. ana gövde 11 adet sütunun birleştirilmesinden oluşturulmuştur. bu 11 sütun 1963-74 yılları arasında Kıbrıs Türkü'nün çektiği acıları simgelemektedir.
1963 yılında Kıbrıs cumhuriyeti döneminde Türkler tarafından inşa edilen ilk anıttır. anıt 'Kıbrıs'ta Türk varlığının idamesi ve bu topraklarda var olması için seve seve canını veren şehitlerin anısına dikilmiştir. Kıbrıs Türkü'nün mutlu gayelere ulaşma ülküsünün bir simgesidir. bu anıt, Kıbrıs'ın Türk vatanı olması için canlarını seve seve veren ve yaşadığımız toprakları vatan yapan bütün şehitlerimize ithafen yapılmış müşterek bir mezar taşıdır'. yarım ay şeklinde lefkoşa'nın burçlarını simgeleyen burçların açık olan tarafı beşparmak dağları'na diğer bir deyişle türkiye'ye dönüktür. anıt siyah bir mermer kaide üzerine oturtulmuş beyaz mermer kaplı yukarı doğru yükselirken giderek daralan bir yapıya sahiptir. obeliskin üzerinde bronz ay ve yıldız bulunmaktadır. lefkoşa'nın surlarını simgeleyen burçlar yarım ay şeklinde anıtın etrafını sarmaktadır.
hayatına kıbrıs, türkiye ve türkçe'yi sığdıran, kıbrıs ve türk dünyası sevdalısı, kıbrıs türk edebiyatının ortaya çıkmasında büyük katkılarda bulunmuş, kıbrıs türklerinin toplumsal hafızası olan öğretmen, mücahit, yazar, şair, gazeteci.
atatürk'e uzun yıllar çankaya köşkünde hizmet etmiş olan kıbrıs'lı saffet engin (arın engin), hatay'ın türkiye'ye katıldığı günlerde kıbrıs'ın geleceği konusunda soru sorma cesaretinde bulunca, atatürk “ onun da sırası gelecek Saffet Bey” şeklinde cevap vermiştir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?