Kıbrıs'taki uyuşmazlığın ürettiği kendine has terimler.
yerleşik: 1974 sonrası göçle adaya getirilen, büyük çoğunluğu daha sonra kuzey kıbrıs türk cumhuriyeti (kktc) vatandaşı yapılan türkiye vatandaşları.
garasakal: kıbrıs türklerinin, temelde yerleşikler, bazen de türkiye türklerinin geneli için kullandıkları niteleme. ada, osmanlı imparatorluğu denetimindeyken çıkan bir isyanı bastırmak için kıbrıs'a müdahale eden askerlerin uzun ve kara sakallı bir ordu görüntüsünde olmasından dolayı ortaya çıktığı rivayet edilir.
gaco: kıbrıslı türklerin benzer şekilde kullandığı bir diğer niteleme. kelime, anlam açısından kullanıldığı bölgeye göre sevgili, torik yavrusu ve çingene anlamlarına gelebiliyor.
enosis: kıbrıs'ın yunanistan ile birleşmesi. kıbrıslı rumların önemli bir kesiminin 1950'lerden 1970'lere kadar savunduğu tez.
taksim: adanın bölünmesi. kıbrıslı rumların enosis söylemine karşı kıbrıslı türkler tarafından oluşturulan antitez.
mücahit: 1960 ve 1970'lerde rum saldırılarına karşı silahla mücadele eden kıbrıslı türk siviller.
eoka - ethniki organosis kyprion agoniston (kıbrıslıların milli mücadele örgütü): enosis amacını gerçekleştirmek amacıyla, ingiltere yönetimine karşı yunan general georgios grivas tarafından kurulduğunda tarih 1 nisan 1955'ti. silahlı örgüt, ilerleyen dönemde aynı amaç için kıbrıslı türkleri de hedef almaya başladı. kıbrıs cumhurbaşkanı iii. makarios'u koltuğundan indirmeyi amaçlayan eoka b ise, grivas'ın 1971 yılı sonbaharının başlarında adaya gizlice dönmesiyle kuruldu. örgüt, türkiye'nin 1974 yılında gerçekleştirdiği kıbrıs harekatı ile dağıldı.
tmt - türk mukavemet teşkilatı: kıbrıslı türklerin enosise karşı mücadele etmek için kurduğu silahlı örgüt. tmt'nin ilk olarak volkan adıyla 1956 tarihinde kurulduğu çeşitli kaynaklarda mevcut.
lokmacı barikatı/kapısı: bölünmüşlüğün simgesi olarak görülen lefkoşa'daki barikat, türk tarafınca 2005, rum tarafınca ise 2007 yılında yıkıldı. lokmacı kapısı, 45 yıl aradan sonra 3 nisan 2008 tarihinde geçişlere açıldı.
kıbrıslı türk: adanın yerlisi olan türkleri adlandırırken 'kıbrıslılık' kimliğini öne çıkaran yaygın jargon.
kıbrıs türkü: 'kıbrıslılık' kavramını içermeyen, temelde rauf denktaş ve takipçileri tarafından kullanılan jargon.
kapsamlı çözüm: kıbrıs sorununu tüm yönleriyle tek anlaşma çerçevesinde çözmeyi hedefleyen anlayış.
parça parça çözüm: sorunun aşamalı olarak çözülmesini amaçlayan anlayış.
bm parametreleri: birleşmiş milletler'in (bm) kıbrıs hakkında aldığı ve çözüm görüşmelerinin temelini oluşturan kararlar.
kıbrıs barış kuvvetleri: türk silahlı kuvvetleri'nin kuzeydeki güçleri. medyaya yansıyan son haberlere göre asker sayısı, daha önceki yıllarda tahmin edilen 40 bin seviyesinden 24 bin seviyesine kadar geriledi.
güvenlik kuvvetleri: kuzey kıbrıs'ın, üst düzey komutanları t.c. genelkurmay başkanlığı tarafından atanan yerel ordusu. polis, sivil savunma ve itfaiye gibi kurumlar, halen sivil otoriteye değil güvenlik kuvvetleri'ne bağlı bulunuyor.
kıbrıs türk federe devleti: kıbrıs türk tarafının, ileride kurulacak muhtemel bir federasyonun kıbrıs türk kanadını oluşturmak üzere 13 şubat 1975 tarihinde kurduğu federe devletin adı.
zirve anlaşmaları: kıbrıslı türk ve rum taraflar arasında 1977 ve 1979 tarihlerinde imzalanan ve halen çözüm vizyonunun temelini oluşturan anlaşmalar.
fikirler dizisi: bm genel sekreteri boutros boutros-ghali tarafından kıbrıs'ta çözüme yönelik olarak 1990 yılında oluşturulan resmi olmayan nitelikteki anlaşma taslağı.
annan planı: kıbrıs'ta çözüm amacıyla dönemin bm genel sekreteri kofi annan tarafından ilk versiyonu 2003 yılında ortaya konulan ve iki tarafta düzenlenen eş zamanlı referandumların gerçekleştirildiği 2004 yılına kadar beş kez revize edilen barış planına verilen kısa ad.
barışı koruma kuvveti: adada tırmanmaya başlayan gerginliği önlemeye yönelik 27 aralık 1963 günü kurulan, üç garantör ülkenin askerlerinden oluşan birlik.
yeşil hat: lefkoşa, barışı koruma kuvveti'nden ingiliz general peter george francis young'ın yeşil bir kalemle harita üzerinde çizdiği bir çizgi ile 30 aralık 1963 günü ikiye ayrıldı. bu tarihten itibaren bu sınır 'yeşil hat' olarak adlandırıldı. bugün adayı boydan boya ikiye bölen 180,5 km uzunluğundaki yeşil hat üzerinde bulunan ara bölge bm kontrolünde bulunuyor. hat, sadece egemen ingiliz üssü dhekelia'nın bulunduğu bölgede kesiliyor.
unficyp: bm'nin 4 mart 1964 tarihinde aldığı kararla kurulan ve adada bugün de görev yapmaya devam eden barış gücüne verilen ad.
türk koçanı: 1974 müdahalesinden önce bugünkü kuzey kıbrıs sınırları içinde yer alan, rumlara ait olmayan taşınmaz malların tapusu. bu taşınmazlar orijinal sahiplerine ait olarak kaldı ve uluslararası hukuk çerçevesinde tanınıyor. o tarihte yabancılara ait olan mülkler de bu statüde. (bkz. 'puan sistemi' bölümü).
rum koçanı: 1974 müdahalesi öncesinde bugünkü kuzey kıbrıs sınırları içinde yer alan ve rumlara ait taşınmaz malların tapusu. bu mallar puan sistemi çerçevesinde dağıtıldı veya yerleşiklere tahsis edildi. bu konuda avrupa insan hakları mahkemesi (aihm) nezdinde birçok dava açıldı. (bkz. 'puan sistemi' bölümü).
puan sistemi: türkiye'nin kıbrıs'a müdahalesi sonrasında kuzeyde kalan rum mülklerinin dağıtımı için oluşturulmuş, adada 'savaş zenginleri' yaratan sistem. türk mukavemet teşkilatı üyelerine, mücahitlere, türk barış kuvvetleri mensuplarına ve güneyde malı kalan kıbrıslı türklere temin edilen puanlar (eşdeğer puan) çerçevesinde ilk olarak sadece kullanım amacıyla tahsis edilen rum mülklerinin daha sonra koçanları da dağıtıldı. türkiye'den gelen yerleşiklere tahsis edilen koçanlar da bunlara eklendiğinde oluşan tablo, kıbrıs'taki mülkiyet sorununun temellerini oluşturuyor.
taşınmaz mal komisyonu: aihm'nin xenides-arestis ile türkiye arasındaki davada verdiği karara göre kuzey kıbrıs'ta 2006 yılında kuruldu. taşınmaz mal yasası (67/2005 sayılı yasa) çerçevesinde kurulan komisyonun amacı taşınmaz mallarla ilgili talepler için etkin bir iç hukuk yolu oluşturmak. aihm, demopoulos ve diğerleri davasında verdiği 1 mart 2010 tarihli kararla komisyon'u etkin bir iç hukuk yolu olarak tanıdı.
gereklilik doktrini: kıbrıslı türkler 1963 yılının aralık ayından başlayarak kıbrıs cumhuriyeti yönetiminden çekildi. yönetimde tek başına kalan rumlar, ülkenin yönetilemez hale geldiğini savunarak yeni bir dönemi başlattı. federal temeldeki 1960 anayasası'nın, parlamentodaki milletvekillerinden mahkemelerdeki hâkimlere kadar ortaklık esasına dayanan bölümleri sadece rumları içerecek şekilde uygulanmaya başlandı. doktrinin hukuki dayanakları, kıbrıs cumhuriyeti ile mustafa ibrahim ve diğerleri arasındaki bir dava çerçevesinde yüksek mahkenin 8 ekim 1964 tarihli kararına ek olarak, 4 mart 1964 tarihli 186 sayılı bm güvenlik konseyi kararıydı.
yararlanılan kaynaklar
al jazeera
1934 yılında Kıbrıslı Türklerin Latin alfabesine geçmesini kolaylaştırmak için İsmail Hikmet Ertalyan'ın yazdığı alfabe kitabı. Kitap Lefkoşa'da Seyfi Ticarethanesi'nde basılmıştır. Günümüzde sadece koleksiyoncularda bulunur.
sigarayı özendirmeden söyleyeyim; sinema tarihinde sigaranın en çok yakıştığı aktördü.
bonus: jean seberg
bonus: jean seberg
6 Şubat 2023 Türkiye depremlerinin üzerinden 6 ay geçti. İhmalin aldığı canların, parçalanmış hayatların kaldığı bu topraklar, kendine miras kalan direniş ruhunu bu kez adalet için sergiliyor. Bu dava sadece Gazimağusa'nın, KKTC'nin değil, Türkiye ve yurt dışında yaşayan herkesin davası…
Öğrenci, öğretmen ve velilerden oluşan Gazimağusa Türk Maarif Koleji sporcu kafilesinden 35 kişi Adıyaman'da yıkılan İsias Otel'de yaşamlarını yitirirken, acılı aileler geçen sürede çocukları için kenetlendi.
Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği adı altında örgütlenen aileler, ilk günden bu yana adalet için mücadele veriyor.
Öğrenci, öğretmen ve velilerden oluşan Gazimağusa Türk Maarif Koleji sporcu kafilesinden 35 kişi Adıyaman'da yıkılan İsias Otel'de yaşamlarını yitirirken, acılı aileler geçen sürede çocukları için kenetlendi.
Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği adı altında örgütlenen aileler, ilk günden bu yana adalet için mücadele veriyor.
yeşil dibli mum olarak da bilinen hatırlı, önemli, hali vakti yerinde kişilere gönderilen davetiye şekli.
*Eski düğün geleneklerinde düğün daveti mumlar ve gül suyu ile birlikte yapılırdı. Beyaz, sarı ve yeşil dibli mum olmak üzere üç tür mumla davet yapılırdı. Çok önemli konuklara yeşil dibli mum verilirdi. Sarı yakın akraba ve yakın dostlara verilirdi. Beyaz mum da diğer davetliler için ayrılırdı. Ayrıca beyaz mumlara eklenen değişik kurdeleler de mumlara değişik anlamlar yüklerdi. Bu gelenek 1970'li yıllara dek sürdürüldü."
*Eski düğün geleneklerinde düğün daveti mumlar ve gül suyu ile birlikte yapılırdı. Beyaz, sarı ve yeşil dibli mum olmak üzere üç tür mumla davet yapılırdı. Çok önemli konuklara yeşil dibli mum verilirdi. Sarı yakın akraba ve yakın dostlara verilirdi. Beyaz mum da diğer davetliler için ayrılırdı. Ayrıca beyaz mumlara eklenen değişik kurdeleler de mumlara değişik anlamlar yüklerdi. Bu gelenek 1970'li yıllara dek sürdürüldü."
"Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir." demiş büyük ata. işte bu sözü en iyi anlatan olay Lefkoşa'da yaşanır.
30 ağustos 1922'deki büyük zafer haberi Kıbrıs'a ulaşır. Kıbrıslı Türkler büyük heyecan yaşar. hele 9 eylül günü, İzmir'in kurtuluşu duyulur duyulmaz Lefkoşa'da büyük bir miting yapılır. zafer kutlanır. Mustafa Kemal'e kutlama mesajları gönderilir.
dönemin İngiliz valisi Kıbrıslı Türklerin kutlama yapmasına bozulur: "Türkiye'de halk zafer sevinci ile coşuyor ve şenlikler düzenliyor. buna bir diyeceğimiz yok. fakat sizlere ne oluyor? Mustafa Kemal'in ne yüzünü gördünüz, ne de sesini duydunuz. buna rağmen sokaklara dökülüp, o'nun zaferlerini kutluyorsunuz! hayret doğrusu!"
30 ağustos 1922'deki büyük zafer haberi Kıbrıs'a ulaşır. Kıbrıslı Türkler büyük heyecan yaşar. hele 9 eylül günü, İzmir'in kurtuluşu duyulur duyulmaz Lefkoşa'da büyük bir miting yapılır. zafer kutlanır. Mustafa Kemal'e kutlama mesajları gönderilir.
dönemin İngiliz valisi Kıbrıslı Türklerin kutlama yapmasına bozulur: "Türkiye'de halk zafer sevinci ile coşuyor ve şenlikler düzenliyor. buna bir diyeceğimiz yok. fakat sizlere ne oluyor? Mustafa Kemal'in ne yüzünü gördünüz, ne de sesini duydunuz. buna rağmen sokaklara dökülüp, o'nun zaferlerini kutluyorsunuz! hayret doğrusu!"
Beş yıl gurbette
Batı acununda bir büyük kentte
Vatandan ayrı onulmaz acılarla
Öksüz yaşadım
Ayaklarım yeryüzünde
Başım yedi kat gökte
Evrensel sarsıntılarda toprağa yakın
Ulu ağaçların yanısıra
Köksüz yaşadım
Yıllarca düşüme girdi cüce Beşparmak
Yıllarca gönlümde yattı Trodos
Dağ dağ, ova ova çatladı tohum
Umutlar boyunca yeşerdi toprak
Dedim ki nasıldır şimdi limasol
nasıldır Girne, Lârnaka,Baf
Yoksa bir uzun uykuda mı
Hısarlar koynunda yiğit Lefkoşa
Tarih Mağusa
Yıllarca düşümde yaşadı Türkiye
Yıllarca bir büyük ateş içinde yandım
Her düşünce bir şimşek gibi çaktıkça boşlukta
Bir yıldırım koptu sandım kafatasımdan
Bir tuhaf ülkeydi yaşadığım
Bütün duygularıma yaban
Yollarında tarih, yapılarında gelenek kokan
Havası sisli, iklimi kancık, sesleri boğuk
Ocak ortasındaymış gibi İlkbaharda
İnsanı soğuk, toprağı soğuk, renkleri soğuk
Parası, karısı, kızanı soğuk
Bastım o yaban illerin toprağına
Her adım başına bir sarsıntı oldu
Dağlar koparcasına evrensel depremlerle topraktan
Kopum paramparça dünyalarımla
Maddem bir yana
Ruhum bir başka yana
Dedim ki benim bir yurdum var:
Kıbrısla Birleşmiş Türkiye
Artık ayrılmaz kalbimi ondan
Atomu bir milyar parçaya bölen
Ne kılınç, ne de dehâ
Kalbim o Ata yurdundundan unutulmaz anılarla dolu
Haykırdım çığlık çığlığa günler geceler boyu
Anne Anadolu
Anne Anadolu
Hani doğduğum o şirin köy
Nerde Ömrümün Beşparmak dağları
Nerde benim Girne'm,Lefkoşa'm, Mağusa'm
Tüm vatan öksüzlüğünde yorgun argın
Kaç gece buhranlı düşler içinde belirdi
Mersin Kaç gece Toroslar gönlüme uzandı boylu boyunca
Kaç gece kızakla imdim Palandökenden
Kaç gece yağız atlarla tırmandım Ağrı'ya
Kaç gece, ışık ışık,dalga dalga, pul pul
Taymis kıyılarında bir uzun gezintide
Kalbimin içinde güldü İstanbul
Bozkırlar boyunca uzardı bir mutlu düşünce
Işık mıydı, toprak mıydı, neydi
Bir şimşek çaktı mı boşlukta
Atatürk'ten bir parçaydı o bence
Günler bir kuru yaprak gibi düştükçe ömrün dalından
Her an kendimi öz yurtta sanırdım
Bir başka dünyaydı o hem ne garip yönleri vardı
O dev şehrin meydanlarında Atatürk'ün
Bir heykelini bile görmeyince
O derin uykudan hıçkırıklarla uyanırdım
Şu sokak sisli,bu yapı paslı, kapkara
Bu şehir başka, burası Londra!
Bir vatan özleminin sonsuzluğunda
Ömrüm olgunluğa yönelen meyvalarla her yemek vakti
Dökülü dökülüverdi porselen tabaklara
Beş yıl gurbette geçen ömrün zalim saatlarında
Uzun saniyeleri saydım
Sandım ki her bahar, her yaz
Bir köy düğününde
Ya Mesarya'da, ya Çukurovadaydım.
Yürüdüm yıllar boyu düşlerimin ülkesinde, yaya
İklimle, mevsimle değişti alınyazım
Çorak bozkırlarda başıboş, özgür
Dudaklarım çatladı susuzluktan
Kara toprağa sırt üstü yattım da akşam olunca
Bir elim uzadı Kars'a değin
Bir elim okşadı Edirne'yi
Başım yastık belleyip düştü de Zonguldak'a
Ayaklarım kök saldı Kıbrıs'ta ana toprağa
Benimle güldü, benimle ağladı her şey
Büyüdü kalbim, büyüdü sevincim
Doğuda dadaşım,Batıda efem
Kuzeyde Karadenizlim
Güneyde esmer kardeşim
Türk kardeşim
Türkmen kardeşim
II
beş yıl her günün duygulu saatlarında
Beş bin yıllık zamanı
Vatan coğrafyası üstünde tüm yaşadım
Vücudum Batı'da, ruhum Doğu'da
Bir yanda öldüm yaşadım
Öte yanda güldüm yaşadım
Tutundum aydınlık sütunlarına gökkubesinin
Hep O'nu düşündüm,her saniye O'nu
Samsun kıyılarından Ergenekon'u
Sordum O tarih mi, tarihin gözü, kulağu; nesi
Aklımda ne Britanya Müzesi Ne de Britanika Ansiklopedisi
Bir sonsuz düşünceydi o
Sereserpe uzanmış aydınlık toprakta yemyeşil
Kişinin özgürlüğü, ulusların kardeşliği
Uygar kentlerin mutluluğu, sevinci, neş'esi
Bir yaşlı güve yürüdü mü bir tozlu yaprakta
Duydum O'nun kulaklarıyla
Üç bin yıl önce Altaylardan
Ecdat soluklarıyla uzayan en güzel sesi
Her şeyde O vardı, her şeyimde hep O
New York'ta Özgürlük Anıtı,Londra'da Big Ben
Eyfel Kulesi bile Sen nehrinden önce O'na bakardı
Bir ışık sarardı çepçevre yıldızları
En büyük sevinç, en güzel umut
Anıt- Kabirden ta Merih'e kadar uzardı.
III
Ne kadar da baygındı şu Kasım sabahları
Işıklar ortasında kara bir yılan gibi
Kıvrılan Taymis nehri kıyılarında
İnsanca acılarla kasvete inat
Güzeldi güzel olmasına bu saatlarda dünya
Uyurdu bir mavi tül perdesi altında
Büyük Britanya İğreti aynalarla kırılmış paramparça
Üstünde güneş batmayan imparatorlukların
Buğdaylı,altınlı,petröllü
Pırlanta rüyasında
Yüzyıllar öncesi böyle üzgün mü akardı Taymiş
Böyle derin bir uykuda umutsuz
Sayıklar mıydı Westminister ile Buckingam
Ceviz iriliğinde plâtinler elmaslar
Kıymetli taşların parıltısı taçlar tahtlar
Yeryüzünde kuvvetle mağrur başlar
Ya hele Okyansulara koşan
Uygar dediğimiz şu sular
Şu köprüler,şu tekneler, şu rıhtımlar
Kişiye kıtadan kıtaya yol açan buhar...
Sarsıntılara dolu geçmişte
Savaşlar, şanlar, şerefler, zaferler, yenilgiler
Bir bir açardı gün ışığına hortlak perdeleri
Her nefes alışta,her an çekişte
Bir yanda kafası yükün altında kopan zenci
Öte yanda ışıkla yıkanmış salonlarda
Şampanya yerine içilen halis insan kanı
Şurada belkemiği,burada kafa tası
Hani ya nerde kaldı İspanyol armadası
Bakınız Jan Dark'ı bile nasıl yıkmışlar bu ateşte
Böyle değildi,hâşâ
Bu rıhtımlarda şahlanan eski çağlar
Gelecek büyük günlerin düşleriyle gururlu
Okyanusları sıkıştırdı avuçlarında
Britanya adasının deniz gözlü
Sarışın sıska çocukları Şarkılar yükselirdi dudaklarına
Şarkılar baharat, kavuçuk üstüne
Hindin çayı keteni, Mısırın pamuğu, pirinci
Petrol kokardı Arap çöllerini öperken dudakları
IV
İlk ışık,ilk şimşek,
ilk gök İlk kıyamet koptu Gelibolu'da
İlk yıldırım:Mustafa Kemal
Dünya o gün bir daha
Sarsıldı yerinden
İlk özgürlük türküsü tutsak ulusların
İlk nur Asya'ya İlk aydınlık O'nunla düştü Afrikaya
Kölelik yıkıldık kişilerin ulusların kaderinden
Uzak Doğu'dan Uzak Batı'a
O'nda bir sonrasız ışık vardı
Bir mutlu sevinç
Bin yıl sonra doğacak çocuğun yüreğinde
Bin yıl önceden o çarpardı
V
Kaç Kasım sabahı ölümünle üzgün
Taymis kıyılarında bir küçük parka oturdum da
Sessiz gözyaşı döktüm.
İlkin bir şimşektin,bir yıldırım
Şimdi milyonca yürekte umut Gazi Paşam, Atatürk'üm.
Bıraktığın türküler söylenir cümle acunda
Bıraktığın türküler Kıbrısımda
Ya özgürlük, ya ölüm
Uygar kentler sathında aydınlığın
Bak nasıl barıştık çevrende Grenwich, Tower Bridge, Big Ben
Ne kadar mutluyum bilsen Dört yanımı sarmış dost ışıklar
Aydınlık çağlara yöneldik
Aya değdi başımız
Yıldızlar avuçlarımızda
Yükselmedeyiz daha da
Yurtta barış var,evrende barış
Köleliğe baş kaldırtmayız sevmekle seni
Yeryüzünden başka Merihte de,Ayda da.
Osman Türkay (Beşparmak Dergisi -1959)
1942 yılında Lefkoşa'da dünyaya geldi. ilk ve orta öğrenimini Lefkoşa'da tamamladı. piyano hocası bir annenin oğlu olduğu için küçük yaşlarda müzikle tanıştı. 7 yaşında doğaçlama beste yapmaya başladı. ingiliz okulunda lise eğitimini tamamladı. lise öğrenimini bitirdikten sonra ingiltere'de yaşayan babası mehmet ratip şevket bey'in yayına gitti. 15 yıl yaşamını İngiltere'de sürdürmüştür. profesyonel anlamda müziğe londra'da başladı. fakat yüksek öğrenimini müzik alanında değil gazetecilik alanında yaptı. 1966-69 yılları arasında London School of Journalism'de gazetecilik eğitimi gördü, buradan mezun oldu. İngiltere'de değişik sürelerde bozkurt, halkın sesi ve zaman gazetelerinin muhabirliklerini yaptı.
İngiltere'de çeşitli konserler verdi ve EMI şirketinden bestelerinden oluşan iki albüm çıkardı. Bunların ikincisi 1973 yılında çıkardığı, Spy From Istanbul plağıdır. Bu LP hakkında makale yayımlayan London Evening Standard, albümü ve Ratip'in müzikal çalışmalarını olumlu değerlendirdi. 1979 yılında kıbrıs'a döndüğünde kuzey kıbrıs ajansı'nda çalışmaya başladı. 1979 yılında pan haber ajansı'nı kurmuştur. 1980 yılında önce İngilizce daha sonra hem İngilizce hem Türkçe olarak pan news report adlı bir dergi yayımlamıştır. derginin yayınını 23 yıl boyunca aralıksız sürdürmüştür. müzik notası ile başı dertte olmasına karşın çoğu New Age müziğin bir türü olan uzay müziği türünde olmak üzere altmıştan fazla piyano bestesi vardır. Bunların arasında iki piyano konçertosu da bulunur. Avangart caz düzenlemeleri de bulunur. Eserlerini doğaçlamalı olarak icra eder.
İngiltere'de çeşitli konserler verdi ve EMI şirketinden bestelerinden oluşan iki albüm çıkardı. Bunların ikincisi 1973 yılında çıkardığı, Spy From Istanbul plağıdır. Bu LP hakkında makale yayımlayan London Evening Standard, albümü ve Ratip'in müzikal çalışmalarını olumlu değerlendirdi. 1979 yılında kıbrıs'a döndüğünde kuzey kıbrıs ajansı'nda çalışmaya başladı. 1979 yılında pan haber ajansı'nı kurmuştur. 1980 yılında önce İngilizce daha sonra hem İngilizce hem Türkçe olarak pan news report adlı bir dergi yayımlamıştır. derginin yayınını 23 yıl boyunca aralıksız sürdürmüştür. müzik notası ile başı dertte olmasına karşın çoğu New Age müziğin bir türü olan uzay müziği türünde olmak üzere altmıştan fazla piyano bestesi vardır. Bunların arasında iki piyano konçertosu da bulunur. Avangart caz düzenlemeleri de bulunur. Eserlerini doğaçlamalı olarak icra eder.
Kıbrıslı Türk siyaset adamı.
1941 yılında Lefkoşa'da doğdu.1959 yılında İ.Ü.Tıp Fakültesine girdi. 1958 yılında Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT)'nda görev aldı.1964-66 yılları arasında ğitimine ara vererek Erenköy'e çıktı. Bölük komutanı olarak görev yaptı.
1967 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. Kadın Hastalıkları ve Doğum Hekimliği dalında İhtisasa başladı. 1971 yılında ihtisasını tamamlayarak Kıbrıs'a döndü.1972 yılında Mağusa Hastanesi'nde Doğum ve Kadın Hastalıkları uzmanı olarak göreve başladı. 1973 yılından itibaren Mağusa Türk Gücü Kulübü ile Mağusa Koop.İktisat Bankası Yönetim Kurullarında Yönetim Kurulu Üyesi ve Başkan olarak görev yaptı.1980-83 arası Koop.Merkez Bankası yönetim kurulu üyeliğine seçildi. 1987-1990 yılları arasında Doğu Akdeniz Üniversitesi Mütevelli Heyetinde görev aldı.
1990 Genel Seçimlerinde Ulusal Birlik Partisi'nden Gazimağusa Milletvekili seçildİ. 20.6.1990-1.1.1994 yıllarında Çalışma ve Sağlık Bakanı olarak görevini sürdürdü. 1993 Erken Genel Seçimlerinde Ulusal Birlik Partisinden Gazimağusa Milletvekili seçildi.
16 Ağustos 1996 tarihinde Sağlık ve Çevre Bakanı olarak göreve başladı. 6 Aralık 1998 yılında yapılan Genel Seçimlerde 3.defa olarak Gazimağusa Milletvekili seçildi. 28 Aralık1998'de yapılan seçimlerle KKTC Meclis Başkanlığına seçildi.
5 Ağustos 2002'de UBP'den istifa etti. 22 Kasım 2002'de Yenilikçi Atılım Partisi'ni kurdu. 24 Ağustos 2003'de ise Adalet ve Barış Partisi olarak parti ismini değiştirerek meclis'te ABP olarak temsil edildi.
20 Şubat 2005 ve 19 Nisan 2009 tarihli Erken Genel Seçimlerinde Demokrat Parti'den Gazimağusa milletvekili seçildi. 12 Ağustos 2010 tarihinde Demokrat Parti'den istifa ederek Bağımsız Milletvekili olarak görevini sürdürdü. 27 Eylül 2010 tarihinde ise Ulusal Birlik Partisine katıldı. İrsen Küçük Hükümeti'nin İkinci Değişikliği'nde 18 Eylül 2012 tarihinde Sağlık Bakanı olarak görev aldı.
1941 yılında Lefkoşa'da doğdu.1959 yılında İ.Ü.Tıp Fakültesine girdi. 1958 yılında Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT)'nda görev aldı.1964-66 yılları arasında ğitimine ara vererek Erenköy'e çıktı. Bölük komutanı olarak görev yaptı.
1967 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. Kadın Hastalıkları ve Doğum Hekimliği dalında İhtisasa başladı. 1971 yılında ihtisasını tamamlayarak Kıbrıs'a döndü.1972 yılında Mağusa Hastanesi'nde Doğum ve Kadın Hastalıkları uzmanı olarak göreve başladı. 1973 yılından itibaren Mağusa Türk Gücü Kulübü ile Mağusa Koop.İktisat Bankası Yönetim Kurullarında Yönetim Kurulu Üyesi ve Başkan olarak görev yaptı.1980-83 arası Koop.Merkez Bankası yönetim kurulu üyeliğine seçildi. 1987-1990 yılları arasında Doğu Akdeniz Üniversitesi Mütevelli Heyetinde görev aldı.
1990 Genel Seçimlerinde Ulusal Birlik Partisi'nden Gazimağusa Milletvekili seçildİ. 20.6.1990-1.1.1994 yıllarında Çalışma ve Sağlık Bakanı olarak görevini sürdürdü. 1993 Erken Genel Seçimlerinde Ulusal Birlik Partisinden Gazimağusa Milletvekili seçildi.
16 Ağustos 1996 tarihinde Sağlık ve Çevre Bakanı olarak göreve başladı. 6 Aralık 1998 yılında yapılan Genel Seçimlerde 3.defa olarak Gazimağusa Milletvekili seçildi. 28 Aralık1998'de yapılan seçimlerle KKTC Meclis Başkanlığına seçildi.
5 Ağustos 2002'de UBP'den istifa etti. 22 Kasım 2002'de Yenilikçi Atılım Partisi'ni kurdu. 24 Ağustos 2003'de ise Adalet ve Barış Partisi olarak parti ismini değiştirerek meclis'te ABP olarak temsil edildi.
20 Şubat 2005 ve 19 Nisan 2009 tarihli Erken Genel Seçimlerinde Demokrat Parti'den Gazimağusa milletvekili seçildi. 12 Ağustos 2010 tarihinde Demokrat Parti'den istifa ederek Bağımsız Milletvekili olarak görevini sürdürdü. 27 Eylül 2010 tarihinde ise Ulusal Birlik Partisine katıldı. İrsen Küçük Hükümeti'nin İkinci Değişikliği'nde 18 Eylül 2012 tarihinde Sağlık Bakanı olarak görev aldı.
bir dönem yolu kıbrıs'a düşen ingiliz muhipleri cemiyeti başkanı, hürriyet ve itilaf fırkası ile kürt teali cemiyeti üyesi olan Atatürk ve Milli Mücadele karşıtı ingiliz hayranı gazeteci, kadı.
İngiliz Ajanı Papaz Frew ile yakın ilişki kurmuş ve İngiliz mandacılığını savunmuştur. İngiliz casusu olduğunun anlaşılması üzerine Romanya'ya kaçmıştır. 1924'te Yüzellilikler listesine alınmış ve 1927'de türkiye vatandaşlığından çıkarılmıştır. Sait Molla 1930'da Atina'da ölmüştür.
Sait Molla 1925 yılının Mayıs ayının sonlarına doğru ailesi ile kıbrıs'a geldi. Lefkoşa'ya vardığında ingiliz idaresine 'Majesteleri Hükümetinin ve özellikle Majesteleri Kral ve İmparator V. Georg'un şefkat ve merhametine sığınıyorum' diye başlayan bir mektup yazdı. söz ve birlik gazetelerine ise yeni kurulan Türkiye Cumhuriyet'ni öven mektuplar gönderdi.
Buna karşın sait molla kıbrıs'ta Kıbrıs Türklerinin Atatürk devrimlerini uygulamaya koyma girişimlerini sekteye uğratmaya çalıştı. Bunu farkeden Söz Gazetesi sahibi remzi okan, Sait Molla aleyhinde yayınlar yapmaya başladı.
Şapka giymenin “küfür” olduğunu çevreye yayan Sait Molla'nın yine kendisi gibi 150'liklerin Yunanistan'da yayımladıkları İtila adlı gazeteyi Kıbrıs'a getirerek dağıtmaya başlaması üzerine Remzi Okan, sait molla'yı Yunanistan hesabına casusluk yapmakla suçladı. bunun üzerine Sait molla remzi okan'ı mahkemeye verdi. Remzi Okan aleyhine açılan davada suçlu bulunarak 2 ay hapse mahkûm edildi.
Sait molla'nın Kıbrıs'ta kaldığı 5 yıl boyunca yaptığı çalışmalar her kesim kıbrıslı türk tarafından yoğun eleştiriye uğradı. Propaganda amacıyla gittiği köylerden kovuldu. Kıbrıslı Türk Atatürk ve devrimlerine sahip çıktı.
İngiliz Ajanı Papaz Frew ile yakın ilişki kurmuş ve İngiliz mandacılığını savunmuştur. İngiliz casusu olduğunun anlaşılması üzerine Romanya'ya kaçmıştır. 1924'te Yüzellilikler listesine alınmış ve 1927'de türkiye vatandaşlığından çıkarılmıştır. Sait Molla 1930'da Atina'da ölmüştür.
Sait Molla 1925 yılının Mayıs ayının sonlarına doğru ailesi ile kıbrıs'a geldi. Lefkoşa'ya vardığında ingiliz idaresine 'Majesteleri Hükümetinin ve özellikle Majesteleri Kral ve İmparator V. Georg'un şefkat ve merhametine sığınıyorum' diye başlayan bir mektup yazdı. söz ve birlik gazetelerine ise yeni kurulan Türkiye Cumhuriyet'ni öven mektuplar gönderdi.
Buna karşın sait molla kıbrıs'ta Kıbrıs Türklerinin Atatürk devrimlerini uygulamaya koyma girişimlerini sekteye uğratmaya çalıştı. Bunu farkeden Söz Gazetesi sahibi remzi okan, Sait Molla aleyhinde yayınlar yapmaya başladı.
Şapka giymenin “küfür” olduğunu çevreye yayan Sait Molla'nın yine kendisi gibi 150'liklerin Yunanistan'da yayımladıkları İtila adlı gazeteyi Kıbrıs'a getirerek dağıtmaya başlaması üzerine Remzi Okan, sait molla'yı Yunanistan hesabına casusluk yapmakla suçladı. bunun üzerine Sait molla remzi okan'ı mahkemeye verdi. Remzi Okan aleyhine açılan davada suçlu bulunarak 2 ay hapse mahkûm edildi.
Sait molla'nın Kıbrıs'ta kaldığı 5 yıl boyunca yaptığı çalışmalar her kesim kıbrıslı türk tarafından yoğun eleştiriye uğradı. Propaganda amacıyla gittiği köylerden kovuldu. Kıbrıslı Türk Atatürk ve devrimlerine sahip çıktı.
29 aralık cuma akşamı türkiye'de yayın yapan TGRT isimli televizyon kanalında yayınlanan haber.
Sunucu Ekrem Açıkel'in "Gitmesek de hellimini çok yemesek de Kıbrıs bizim sevdamız. Meğerse bizim yavru vatanda ciddi bir konfor varmış" diyerek sadece garagözlüğünü değil cehaletini de ortaya koymuş. Bir de gazeteci olacaksınız, sizin burada muhabirleriniz, kameramanlarınız var. insan haber yapmadan arar da bir sorar "ekonomi nasıldır, insanlar geçinebilir mi?" diye.
link
Sunucu Ekrem Açıkel'in "Gitmesek de hellimini çok yemesek de Kıbrıs bizim sevdamız. Meğerse bizim yavru vatanda ciddi bir konfor varmış" diyerek sadece garagözlüğünü değil cehaletini de ortaya koymuş. Bir de gazeteci olacaksınız, sizin burada muhabirleriniz, kameramanlarınız var. insan haber yapmadan arar da bir sorar "ekonomi nasıldır, insanlar geçinebilir mi?" diye.
link
Dianeollos sigara fabrikası Kıbrıs tütünlerini işlediği gibi player's medium, filter player's, matinee, 55 filter king gibi sigaraları da kıbrıs'a getirdi.
Girne'de Beşparmak dağları üzerinde kurulan üç dağ kalesinden en batıda yer alanıdır. Deniz seviyesinden 732 metre yükseklikteki bir tepeye inşa edilen St. Hilarion Kalesi'nin ziyaret edilecek bölümleri; Tanıtım Odası, Barbikan, Kiler, Atölye, Mutfak, Kraliyet Sarayı, Sarnıç, Prens John Kulesi ve Bizans Kilisesi'dir.
Buffavento ve Kantara Kaleleri gibi adanın Arap akınlarına karşı korunması amacıyla yapılan 3 dağ kalesinden biridir. Kalenin adı Hilarion adlı bir azizden gelmektedir. Kalenin adına ilk kez 1191'li yıllardaki kayıtlarda rastlanmaktadır. Bir dönem stratejik önemi olmasına karşın, daha sonraları Lüzinyan soylularının yazlık ve dinlenme yeri işlevini görmüştür. Özellikle ateşli silahların icadı ve kıyı şeritlerinin savunmasının önem kazanması ile birlikte, Kantara ve Buffavento Kaleleri gibi önemini ile işlevini yitirmiştir. Kalede üç ayrı bölüm bulunmaktadır. Ana girişi koruyan savunma yeri Bizanslılar tarafından M.S 11. yüzyılda güçlendirilmiştir. Aşağı bölüm askeri amaçlarla kullanılmaktaydı. Orta bölümde, kral sarayı, mutfak, kilise ve su deposu yer almaktadır. Yukarı Kalenin girişinde bir Lüzinyan Kapısı vardır. İki tepenin ortasında bir avlu bulunmaktadır. Soylular doğu bölümünde ikamet ederler, mutfak ve diğer gündelik odalar ise batı bölümünde yer almaktaydı. Kraliyet konutunun ikinci katında bulunan ve Gotik tarzda oyularak yapılan Kraliçe Penceresi'nden çevrenin panoramasıyla dikkat çeker. Zirvede ise Prens John Kulesi bulunmaktadır.
Buffavento ve Kantara Kaleleri gibi adanın Arap akınlarına karşı korunması amacıyla yapılan 3 dağ kalesinden biridir. Kalenin adı Hilarion adlı bir azizden gelmektedir. Kalenin adına ilk kez 1191'li yıllardaki kayıtlarda rastlanmaktadır. Bir dönem stratejik önemi olmasına karşın, daha sonraları Lüzinyan soylularının yazlık ve dinlenme yeri işlevini görmüştür. Özellikle ateşli silahların icadı ve kıyı şeritlerinin savunmasının önem kazanması ile birlikte, Kantara ve Buffavento Kaleleri gibi önemini ile işlevini yitirmiştir. Kalede üç ayrı bölüm bulunmaktadır. Ana girişi koruyan savunma yeri Bizanslılar tarafından M.S 11. yüzyılda güçlendirilmiştir. Aşağı bölüm askeri amaçlarla kullanılmaktaydı. Orta bölümde, kral sarayı, mutfak, kilise ve su deposu yer almaktadır. Yukarı Kalenin girişinde bir Lüzinyan Kapısı vardır. İki tepenin ortasında bir avlu bulunmaktadır. Soylular doğu bölümünde ikamet ederler, mutfak ve diğer gündelik odalar ise batı bölümünde yer almaktaydı. Kraliyet konutunun ikinci katında bulunan ve Gotik tarzda oyularak yapılan Kraliçe Penceresi'nden çevrenin panoramasıyla dikkat çeker. Zirvede ise Prens John Kulesi bulunmaktadır.
1933 yılında Lefkoşa Türk Lisesi'nde müdürlük ve öğretmenlik yapan Türk edebiyat tarihi araştırmacısı, ordinaryüs profesör, yazar ve öğretmen.
Kıbrıslı Türklerin Latin harflerine geçmesini kolaylaştırmak için Kıbrıs Türk Alfabesi adıyla bir kitap yazdı. Aynı zamanda Kıbrıs Kıraat Dersleri adı altında okuma metinlerinden oluşan kitapçıklar hazırladı.
protestolara yol açınca o da görevinden ayrılarak İstanbul'a dönmüştür.
ismail hikmet ertalyan lise ve öğretmen marşlarının da yazarıdır.
Öğretmen Marşı
Alnımızda bilgilerden bir çelenk,
Nura doğru can atan Türk genciyiz.
Yeryüzünde yoktur, olmaz Türk'e denk;
Korku bilmez soyumuz.
Şanlı yurdum, her bucağın şanla dolsun;
Yurdum seni yüceltmeye antlar olsun.
Candan açtık cehle karşı bir savaş,
Ey bu yolda ant içen genç arkadaş!
Öğren, öğret hakkı halka, gürle coş;
Durma durma koş.
Şanlı yurdum, her bucağın şanla dolsun;
Yurdum seni yüceltmeye antlar olsun.
Kıbrıslı Türklerin Latin harflerine geçmesini kolaylaştırmak için Kıbrıs Türk Alfabesi adıyla bir kitap yazdı. Aynı zamanda Kıbrıs Kıraat Dersleri adı altında okuma metinlerinden oluşan kitapçıklar hazırladı.
protestolara yol açınca o da görevinden ayrılarak İstanbul'a dönmüştür.
ismail hikmet ertalyan lise ve öğretmen marşlarının da yazarıdır.
Öğretmen Marşı
Alnımızda bilgilerden bir çelenk,
Nura doğru can atan Türk genciyiz.
Yeryüzünde yoktur, olmaz Türk'e denk;
Korku bilmez soyumuz.
Şanlı yurdum, her bucağın şanla dolsun;
Yurdum seni yüceltmeye antlar olsun.
Candan açtık cehle karşı bir savaş,
Ey bu yolda ant içen genç arkadaş!
Öğren, öğret hakkı halka, gürle coş;
Durma durma koş.
Şanlı yurdum, her bucağın şanla dolsun;
Yurdum seni yüceltmeye antlar olsun.
Dedesi Şeherli Mehmet'in, 1878 yılında indirilen Türk bayrağının yerine çekilen İngiliz bayrağına bakarak: “Osmanlı gitti ama yine gelecek. Ben göremeyeceğim ama sen göreceksin.” dediği hayatını Kıbrıs Türkleri için harcamış, nam-ı diğer Toros.
devecilik gibi kendine özgü bir mesleği olan hatta Lefkoşa'da deveciler hanı adıyla bir hanı bile olan üzerinde mal, eşya taşınabilen develerin nerde olduğu sorunu. eski kıbrıs fotoğraflarında bol bol deve katarları vardı. ne oldu be yedig onları!
1930 hatta 1910'lu yıllardan 1950 yıllarına kadar 3-4 bin civarı kız çocuğu araplara satıldı. neriman cahit ve eralp adanır araplara satılan kızları araştırmak için ürdün'ün başkenti amman'a kadar gittiler. görüştükleri birçok kıbrıslının kıbrıs'a kırgın olduklarını tespit ettiler.
Uzun yıllar Avustralya'da yaşadıktan sonra Kıbrıs'a dönen pembe menteş de neriman cahit'in kitabını okuduktan sonra araplara satılan annesinin halası fetine'nin izini bulmaya çalışır. bu amaçla yönetmen arkadaşı yeliz şükrü ile birlikte araştırmalara başlar. bu araştırmalar 5 yıl sürer. ortaya 'Missing Fetine' -Fetine'yi Ararken- isimli bir belgesel çıkar.
Uzun yıllar Avustralya'da yaşadıktan sonra Kıbrıs'a dönen pembe menteş de neriman cahit'in kitabını okuduktan sonra araplara satılan annesinin halası fetine'nin izini bulmaya çalışır. bu amaçla yönetmen arkadaşı yeliz şükrü ile birlikte araştırmalara başlar. bu araştırmalar 5 yıl sürer. ortaya 'Missing Fetine' -Fetine'yi Ararken- isimli bir belgesel çıkar.
iğneci. kendi deyimiyle "kıbrıslıların delisi". Skylap İnşaat Direktörü. "gezmeci dayı". yardıma ihtiyacı olana yardım eden gönlü zengin kişi.
Azerbaycanlı yazar Elnur Ağayev'in 2015 yılında Işık Kitabevi Yayınlarından çıkan kitabı.
1917 Ekim Devrimi sonrasında Rusya'da yaşanan iç savaşta Bolşeviklere karşı mücadele eden Beyaz Ordu mensupları ve onların ailelerinin bir kısmının Kıbrıs adasına getirilme nedenleri, buraya yerleştirilenlerin sayıları, kamp yaşamları, geçimlerini sağlamak için yaptıkları girişimler, Kıbrıs'ın Türk ve Rum halkının onlara verdikleri destekler, Beyaz Rusların Kıbrıs'tan Doğu Avrupa ülkelerine götürülmeleri ve adada kalanların talihleri ile ilgili konular 4 bölüm halinde anlatılıyor.
1917 Ekim Devrimi sonrasında Rusya'da yaşanan iç savaşta Bolşeviklere karşı mücadele eden Beyaz Ordu mensupları ve onların ailelerinin bir kısmının Kıbrıs adasına getirilme nedenleri, buraya yerleştirilenlerin sayıları, kamp yaşamları, geçimlerini sağlamak için yaptıkları girişimler, Kıbrıs'ın Türk ve Rum halkının onlara verdikleri destekler, Beyaz Rusların Kıbrıs'tan Doğu Avrupa ülkelerine götürülmeleri ve adada kalanların talihleri ile ilgili konular 4 bölüm halinde anlatılıyor.
Güney Kıbrıs Birinci Futbol Ligi'nde mücadele eden Ermis Aradippou FC futbol kulübünün başkanı.
Pek çok sektörde faaliyet gösteriyor. aynı zamanda Bahis şirketi var. Güney'de zaman zaman hakkında tehdit, gasp ve tefecilik gibi suçlamalar yapılıyor. Son olarak geçtiğimiz ocak ayında Ermis Aradippou ile Paralimni arasında oynanan maçta genç oyuncuları oynattığı için bahis şikesi suçlamasına maruz kaldı.
2017 yılında kanser nedeniyle hayatını kaybeden Antonis Fanieros'in oğlu olan Loukas Fanieros, Halil Falyalı'nın arkadaşı.
Pek çok sektörde faaliyet gösteriyor. aynı zamanda Bahis şirketi var. Güney'de zaman zaman hakkında tehdit, gasp ve tefecilik gibi suçlamalar yapılıyor. Son olarak geçtiğimiz ocak ayında Ermis Aradippou ile Paralimni arasında oynanan maçta genç oyuncuları oynattığı için bahis şikesi suçlamasına maruz kaldı.
2017 yılında kanser nedeniyle hayatını kaybeden Antonis Fanieros'in oğlu olan Loukas Fanieros, Halil Falyalı'nın arkadaşı.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?