Biz eminiz ki muvaffakiyet ancak insanın her şeyinden feda ederek, aç kalarak didinmesi uğraşması ile kabildir.
Dr. Fazıl Küçük
kim ne dedi
hasssiktir!!!!!!!
Arif Hasan Tahsin
( Arif Hoca'nın 19 Aralık 2002 tarihli Siyaset Meydanı programında Milliyetçi Adalet Partisi Genel Sekreteri Erhan Arıklı'nın sözlerine öfkelenenerek içten bir haykırış yapması )
Not: videosunu bulan şenlendirsin.
Arif Hasan Tahsin
( Arif Hoca'nın 19 Aralık 2002 tarihli Siyaset Meydanı programında Milliyetçi Adalet Partisi Genel Sekreteri Erhan Arıklı'nın sözlerine öfkelenenerek içten bir haykırış yapması )
Not: videosunu bulan şenlendirsin.
"EVRODOYUK BİZ?"
Türkiye'deki Hürriyet Gazetesi'nde yer alan “Kıbrıs'ta korkulan oldu. Kıbrıs Türkleri Rum'a Bağlanıyor” şeklindeki manşeti de eleştiren Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu Başkanı Hasan Sertoğlu, “Bizim kimseye bağlandığımız falan yoktur. Türkiye'de olimpiyat yapılınca Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağı ayakta selamlanırken, siz Hürriyet olarak neredeydiniz? 'Kıbrıslı Türk Sporcular Nerede' diye neden manşet atmadınız? Biz piç miyiz? Neyiz biz? eVRODOYUK BİZ?… Haklarımızı alacağız. Siz istediğini kadar bönürün” ifadelerini kullandı.
(bkz: EVRODO)
Türkiye'deki Hürriyet Gazetesi'nde yer alan “Kıbrıs'ta korkulan oldu. Kıbrıs Türkleri Rum'a Bağlanıyor” şeklindeki manşeti de eleştiren Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu Başkanı Hasan Sertoğlu, “Bizim kimseye bağlandığımız falan yoktur. Türkiye'de olimpiyat yapılınca Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağı ayakta selamlanırken, siz Hürriyet olarak neredeydiniz? 'Kıbrıslı Türk Sporcular Nerede' diye neden manşet atmadınız? Biz piç miyiz? Neyiz biz? eVRODOYUK BİZ?… Haklarımızı alacağız. Siz istediğini kadar bönürün” ifadelerini kullandı.
(bkz: EVRODO)
"Kimse sokağa çıkmazsa sorun çözülür. Öyle geri zekalılar"
hüseyin özgürgün
( bir gazetecinin ülkedeki "hırsızlık, taciz, cinayet" gibi adli olaylara yönelik sorusu üzerine, dönemin Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün, televizyon kameraları ve mikrofonlarının kayıtta olduğunu unutarak, "Kimse sokağa çıkmazsa sorun çözülür. Öyle geri zekalılar" demişti, Başbakan Sn. İrsen Küçük de "evet" diyerek bu sözleri onaylamıştı )
hüseyin özgürgün
( bir gazetecinin ülkedeki "hırsızlık, taciz, cinayet" gibi adli olaylara yönelik sorusu üzerine, dönemin Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün, televizyon kameraları ve mikrofonlarının kayıtta olduğunu unutarak, "Kimse sokağa çıkmazsa sorun çözülür. Öyle geri zekalılar" demişti, Başbakan Sn. İrsen Küçük de "evet" diyerek bu sözleri onaylamıştı )
"yaşa baba"
"Hayatta hiçbir zaman yalpalamayacaksın, Düşüncelerinde bir ileri, bir geri adımlar atmayacaksın, her dönemin adamı değil, her dönem adam olacaksın. *
rauf raif denktaş
rauf raif denktaş
"Ege bir Yunan gölü değildir, Ege bir Türk gölü de değildir. Binaenaleyh Ege bir göl değildir."
Süleyman Demirel
Süleyman Demirel
serdar denktaş: hoşgeldin, sefa geldin, hayırlı uğurlu olsun, bismillahirrahmanirrahim.
özkan yorgancıoğlu: bu gidişle hayırlı olmayacak be Serdar anladığım gadarıylan...
( 4 Eylül 2013 tarihinde topklana bakanlar kurulu öncesi başbakan özkan yorgancıoğlu ve başbakan yardımcısı serdar denktaş kameraların kayıtta olduğunu unutunca, aralarındaki geçen diyalog )
Çavuşoğlu: Bir dönem kapandı
“Önce Başbakan ile görüştük sonra da Başbakan ve Dışişleri Bakanı'nın ve heyetlerinin katılımıyla görüştük. Gayrıresmi Cenevre toplantısı sonrasındaki gelişmeleri değerlendirdik. Bizim de Sayın Cumhurbaşkanı'nın da temasları oldu, bunları ele aldık. Cenevre'de Kıbrıs sorununda bir dönüm noktası oldu. Bir dönem kapandı, yeni bir dönem başlamış oldu. Kıbrıs Türk tarafı yeni bir öneri getirdi. Adada kalıcı çözüm bu öneri çerçevesinde mümkün olabilir. Rum tarafını ve uluslar arası toplumu bunu bir kez daha değerlendirmeye davet ediyoruz. Ada iki ayrı devlet vardır, tanınsa da tanınmada da böyledir. Sahada durum budur ve gerçeklere göre hareket edilmelidir. Rum tarafı hala Crans Montana'da bıraktığımız yerde. Olmayacak duaya amin demeye çalışıyorlar. Temmuz'da siyasi eşitliği kabul etmeyip masadan kalkan Anastasiadis Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğini kabul etmiyor şimdi de. Egemenlik bana aittir, Kıbrıs Türkü ben ne kadar izin verirsem egemen olur diyor Cenevre'de. Bu zihniyeti biz de arık yok sayıyoruz. Rum tarafının raf ömrü dolmuş BM parametrelerinin arkasına saklanıyor. Ama bu dönem kapandı.
“Hakkımızı yedirmeyiz”
Maraş açılımı ve hidrokarbon konusuna da değinen Çavuşoğlu şöyle devam etti:
“Maraş açılımını ve hidrokarbon kaynaklarının paylaşımını da ele aldık. Temaslarımızda da bunları zaten ele alıyoruz. Biz Kıbrıs'ta iki halkın da yararını gözeten girişimlere destek verdik, vereceğiz. Maraş'ta Rumların başvuru sayısını arttığını biliyoruz. Bu açılım BM kararlarını ve mülkiyet haklarını ihlal etmemiştir. KKTC'nin atacağı her adıma desteğimiz tamdır. Doğu Akdeniz konusundaki Cumhurbaşkanı'nın bölgesel toplantı önerisi masadadır. Gelir paylaşımı konusundaki Kıbrıs Türk tarafının önerileri de masadadır. Biz hem TC olarak hem de KKTC olarak kimsenin hakkında gözümüz yok ama hakkımızı da kimseye yedirmeyiz.”
Çavuşoğlu, “Kıbrıs Türkü'nün beka, istiklal ve istikrar mücadelesinde tüm gücümüzle Kıbrıs Türk halkını desteklemeye devam edeceğiz” dedi
“Önce Başbakan ile görüştük sonra da Başbakan ve Dışişleri Bakanı'nın ve heyetlerinin katılımıyla görüştük. Gayrıresmi Cenevre toplantısı sonrasındaki gelişmeleri değerlendirdik. Bizim de Sayın Cumhurbaşkanı'nın da temasları oldu, bunları ele aldık. Cenevre'de Kıbrıs sorununda bir dönüm noktası oldu. Bir dönem kapandı, yeni bir dönem başlamış oldu. Kıbrıs Türk tarafı yeni bir öneri getirdi. Adada kalıcı çözüm bu öneri çerçevesinde mümkün olabilir. Rum tarafını ve uluslar arası toplumu bunu bir kez daha değerlendirmeye davet ediyoruz. Ada iki ayrı devlet vardır, tanınsa da tanınmada da böyledir. Sahada durum budur ve gerçeklere göre hareket edilmelidir. Rum tarafı hala Crans Montana'da bıraktığımız yerde. Olmayacak duaya amin demeye çalışıyorlar. Temmuz'da siyasi eşitliği kabul etmeyip masadan kalkan Anastasiadis Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğini kabul etmiyor şimdi de. Egemenlik bana aittir, Kıbrıs Türkü ben ne kadar izin verirsem egemen olur diyor Cenevre'de. Bu zihniyeti biz de arık yok sayıyoruz. Rum tarafının raf ömrü dolmuş BM parametrelerinin arkasına saklanıyor. Ama bu dönem kapandı.
“Hakkımızı yedirmeyiz”
Maraş açılımı ve hidrokarbon konusuna da değinen Çavuşoğlu şöyle devam etti:
“Maraş açılımını ve hidrokarbon kaynaklarının paylaşımını da ele aldık. Temaslarımızda da bunları zaten ele alıyoruz. Biz Kıbrıs'ta iki halkın da yararını gözeten girişimlere destek verdik, vereceğiz. Maraş'ta Rumların başvuru sayısını arttığını biliyoruz. Bu açılım BM kararlarını ve mülkiyet haklarını ihlal etmemiştir. KKTC'nin atacağı her adıma desteğimiz tamdır. Doğu Akdeniz konusundaki Cumhurbaşkanı'nın bölgesel toplantı önerisi masadadır. Gelir paylaşımı konusundaki Kıbrıs Türk tarafının önerileri de masadadır. Biz hem TC olarak hem de KKTC olarak kimsenin hakkında gözümüz yok ama hakkımızı da kimseye yedirmeyiz.”
Çavuşoğlu, “Kıbrıs Türkü'nün beka, istiklal ve istikrar mücadelesinde tüm gücümüzle Kıbrıs Türk halkını desteklemeye devam edeceğiz” dedi
"Fenerbahçe, Apollon'un Macar oyuncusu Attila için anlaşmış, transfer edecek. Güney'den ilaç alınımına itiraz eden büyük Fenerli, iki devletçi, federasyon karşıtı Dışişleri Bakanı Sayın Tahsin Ertuğruloğlu buna ne der. Hadi bir kükre bakalım. Yaşamın gerçeği bunları böyle ofsaytta bırakır"
Ferdi Sabit Soyer
Ferdi Sabit Soyer
"İnanmadığınız devletin milletvekili, bakanı, başbakanı oldunuz. İnanmadığınız milletvekili andını okudunuz, devleti ve egemenliği savunacağınıza namus ve şeref sözü vererek ant içtiniz. Niye?"
tahsin ertuğruloğlu
(eski başbakan ferdi sabit soyer'in güneyde Apollon Limassol takımında oynayan macar futbolcu attila Szalai'nin fenerbahçe'ye transferi sonrası dışişeri bakanı tahsin ertuğruloğlu'na yönelik sözlerine tahsin ertuğruloğlu'nun verdiği yanıt)
tahsin ertuğruloğlu
(eski başbakan ferdi sabit soyer'in güneyde Apollon Limassol takımında oynayan macar futbolcu attila Szalai'nin fenerbahçe'ye transferi sonrası dışişeri bakanı tahsin ertuğruloğlu'na yönelik sözlerine tahsin ertuğruloğlu'nun verdiği yanıt)
“Paranın içerisinden 90 TL'yi harcadım. Kendime viski, puro, buz, kola ve çerez aldım. Deniz kenarına gittim içtim, helal etsinler”
Ejder Aslanbaba
(2013 yılında Başbakan Sibel Siber hükümetinin güven oylaması sırasında söz alan Demokrat Parti-Ulusal Güçler Milletvekili Ejder Aslanbaba'nın, DP-UG Genel Başkanı Serdar Denktaş ile Milletvekili Ahmet Kaşif'in kendisine “güven oylamasında evet demesi ve milletvekilliğinden istifa etmesi karşılığında 7 bin 700 dolar rüşvet alması sonucu yaptığı konuşmada söyledikleri)
Ejder Aslanbaba
(2013 yılında Başbakan Sibel Siber hükümetinin güven oylaması sırasında söz alan Demokrat Parti-Ulusal Güçler Milletvekili Ejder Aslanbaba'nın, DP-UG Genel Başkanı Serdar Denktaş ile Milletvekili Ahmet Kaşif'in kendisine “güven oylamasında evet demesi ve milletvekilliğinden istifa etmesi karşılığında 7 bin 700 dolar rüşvet alması sonucu yaptığı konuşmada söyledikleri)
“vefa borcumdu, atadım oldu bitti”
erhan arıklı
(15 mart 2021 tarihinde Başbakan Yardımcısı Erhan Arıklı'nın, Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) yönetimine, 'sahte evrak düzenleme düzenleme/tedavüle sürme' suçlarından hüküm giyen Okan Erdemsiz'i ataması üzerine gelen tepkilere verdiği yanıt)
erhan arıklı
(15 mart 2021 tarihinde Başbakan Yardımcısı Erhan Arıklı'nın, Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) yönetimine, 'sahte evrak düzenleme düzenleme/tedavüle sürme' suçlarından hüküm giyen Okan Erdemsiz'i ataması üzerine gelen tepkilere verdiği yanıt)
“Türkiyesiz Cennete Bile Gitmem”
Rauf Raif Denktaş
Rauf Raif Denktaş
" Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki bina İngilizlere ait gecekondu"
Recep Tayyip Erdoğan
reis kktc denen bu memleket zaten bir gecekondu.
Recep Tayyip Erdoğan
reis kktc denen bu memleket zaten bir gecekondu.
"KKTC Cumhurbaşkanlığı ofisi olarak kullanılan binanın yapım tarihi 1939'dur. Dr. Fazıl Küçük'ten başlayarak işlevini günümüze kadar taşıyan bu tarihi binanın hemen yanına 1989 yılında yeni bir bina daha yapıldı. Diğerinden tam 50 yıl daha genç olan bu binayı, bilimsel raporlar ışığında çürüğe çıkıp tehlikeli duruma geldiğinden, 2018 yılında yıktırmak zorunda kaldık. “Gecekondu” yakıştırması yapılan mütevazi tarihi yapı ise ayakta durmaya devam ediyor. Kuşkusuz ihtiyaca göre, yeri geldikçe yeni binalar yapılabilir; ama toplumlar bunu önceliklerini gözeterek, yasa ve kurallarına uygun biçimde yaparlar. Bir başkasının kararı ve lütfu olarak gerçekleştirmezler. Devletlerin itibarına gelince, binalarının ihtişamı ile ölçülmez. Demokrasisi, özgürlüklere, insan haklarına, hukuka, adalete saygısı, yurttaşlarının refah düzeyi ile ölçülür."
mustafa akıncı
mustafa akıncı
Bahçesinde kebap yapılan bir Saray
"Kıbrıs demişken, eski Cumhurbaşkanı Akıncı'nın siyasi görüşlerine pek katılmam. Hatta Fazıl Küçük'ün, Rauf Denktaş'ın mirasına, Kıbrıs Türklerinin 60 yıllık davasına ihanet ettiğini düşünürüm.
Ama ne yalan söyleyeyim, son yaptığı açıklamayı doğru buldum.
Devletlerin itibarının binalarının ihtişamı ile ölçülmeyeceği barizdir.
Kıbrıs'a hiç gittiniz mi, Başkanlık Sarayı'nı hiç gördünüz mü bilmiyorum.
Doğru eskidir.
Doğru küçüktür.
Ama çok şirin bir binadır.
320 bin nüfuslu bir ülke için de bana göre yeterlidir.
Yıllar önce iş için Kıbrıs'ta idim.
Nur içinde yatsın Rauf Denktaş Kıbrıs'ta olduğumuzu duymuş.
Asistanı telefon açtı.
“Eğer müsaitseniz yarın akşam Sayın Denktaş yemeğe bekliyor” diye.
Biz “Tamam” deyince ekledi.
“Çok da geç kalmayın. Akşam üzeri gelin.”
Biz de hava kararmadan bir taksiye atladık ve Başkanlık Sarayı'nın yolunu tuttuk.
Saray dediğim 1939 yılında Lefkoşa Valisi için yapılmış, 1960'tan sonra Türk toplumu liderlerine konut olarak tahsis edilmiş büyükçe, güzel bir kolonyal villa.
Taksiyle “Saray”ın avlusuna girdik.
Bir de ne görelim.
Avlunun bahçeye bakan köşesinde rahmetli Rauf Bey.
Önünde bir mangal.
Elinde bir karton.
Mangalı tutuşturmuş, kartonla yelleyerek ateşi yakmaya çalışıyor.
Bizi görünce “Erken dedikse bu kadar demedik” dedi gülerek.
Kömürlü ellerini uzatmak istemedi.
Bahçe hortumu ile ellerini çalkaladı.
“Size Kıbrıs kebabı yaptırdım” dedi.
Mangalı birine devretti.
Başkanlık Sarayı'nın içine girdik.
Debdebesiz bir yaşanmışlığın verdiği bir sıcaklık vardı konutun içinde.
Biraz anneannemin evi gibiydi.
Yıllarca birikmiş anılar duvarlara, sehpaların üzerine, büfelere, gümüşlüklere sinmişti.
Yeni hiçbir şey yoktu ama her şey pırıl pırıldı.
O konutun içinde kendimi mutlu hissetmiştim.
Hatırlıyorum.
Rauf Bey'den sonra bir daha gitmek nasip olmadı. Şimdi orada eski çalışma arkadaşım Ersin Tatar oturuyor.
Umarım oradaki anılara sahip çıkıyordur."
Fatih Altaylı ( 24 Temmuz 2021 habertük gazetesi köşe yazısı )
"Kıbrıs demişken, eski Cumhurbaşkanı Akıncı'nın siyasi görüşlerine pek katılmam. Hatta Fazıl Küçük'ün, Rauf Denktaş'ın mirasına, Kıbrıs Türklerinin 60 yıllık davasına ihanet ettiğini düşünürüm.
Ama ne yalan söyleyeyim, son yaptığı açıklamayı doğru buldum.
Devletlerin itibarının binalarının ihtişamı ile ölçülmeyeceği barizdir.
Kıbrıs'a hiç gittiniz mi, Başkanlık Sarayı'nı hiç gördünüz mü bilmiyorum.
Doğru eskidir.
Doğru küçüktür.
Ama çok şirin bir binadır.
320 bin nüfuslu bir ülke için de bana göre yeterlidir.
Yıllar önce iş için Kıbrıs'ta idim.
Nur içinde yatsın Rauf Denktaş Kıbrıs'ta olduğumuzu duymuş.
Asistanı telefon açtı.
“Eğer müsaitseniz yarın akşam Sayın Denktaş yemeğe bekliyor” diye.
Biz “Tamam” deyince ekledi.
“Çok da geç kalmayın. Akşam üzeri gelin.”
Biz de hava kararmadan bir taksiye atladık ve Başkanlık Sarayı'nın yolunu tuttuk.
Saray dediğim 1939 yılında Lefkoşa Valisi için yapılmış, 1960'tan sonra Türk toplumu liderlerine konut olarak tahsis edilmiş büyükçe, güzel bir kolonyal villa.
Taksiyle “Saray”ın avlusuna girdik.
Bir de ne görelim.
Avlunun bahçeye bakan köşesinde rahmetli Rauf Bey.
Önünde bir mangal.
Elinde bir karton.
Mangalı tutuşturmuş, kartonla yelleyerek ateşi yakmaya çalışıyor.
Bizi görünce “Erken dedikse bu kadar demedik” dedi gülerek.
Kömürlü ellerini uzatmak istemedi.
Bahçe hortumu ile ellerini çalkaladı.
“Size Kıbrıs kebabı yaptırdım” dedi.
Mangalı birine devretti.
Başkanlık Sarayı'nın içine girdik.
Debdebesiz bir yaşanmışlığın verdiği bir sıcaklık vardı konutun içinde.
Biraz anneannemin evi gibiydi.
Yıllarca birikmiş anılar duvarlara, sehpaların üzerine, büfelere, gümüşlüklere sinmişti.
Yeni hiçbir şey yoktu ama her şey pırıl pırıldı.
O konutun içinde kendimi mutlu hissetmiştim.
Hatırlıyorum.
Rauf Bey'den sonra bir daha gitmek nasip olmadı. Şimdi orada eski çalışma arkadaşım Ersin Tatar oturuyor.
Umarım oradaki anılara sahip çıkıyordur."
Fatih Altaylı ( 24 Temmuz 2021 habertük gazetesi köşe yazısı )
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?