İngiliz yönetiminde bir dönem hapishane olarak kullanıldı.
dünden bugüne büyük han:
1572 - 1878 Osmanlı Dönemi'nde konaklama yeri
1878 - 1895 İngiliz Yönetimince Lefkoşa Merkez Hapishanesi
1901- 1925 Konaklama Yeri
1947- 1962 Fakir ailelere oda oda kiralanmak suretiyle, onlar tarafından kullanılmıştır.
1963 - 1967 1963 yılı başlarında Kıbrıs Cumhuriyeti Eski Eserler Dairesi tarafından restorasyon
çalışmaları başlatılmış fakat 1963 Kıbrıs hadiselerinin başlaması sonucu yarım kalmıştır.
Planlama İnşaat Dairesi tarafından ambar olarak kullanılmıştır.
1972 - 1973 Şehircilik Dairesi tarafından kullanılmıştır.
1982 - 1995 1982 yılı sonunda Vakıflar İdaresi, Eski Eserler ve Müzeler Dairesi ile Alman Büyükelçiliği
katkısı ile restorasyon çalışmaları yeniden başlatılmıştır. 1982 yılından sonra mali kaynak yetersizliği nedeniyle zaman zaman
ara verilen restorasyon çalışmaları, 1995 yılında T.C. Yardım Heyetinin sağladığı finansmanla Vakıflar İdaresi, T.C.
Yardım Heyeti ile Eski Eserler ve Müzeler Dairesi'nin işbirliği ile yeniden başlatılmıştır.
1995 - 2002 1995 yılında, T.C. Yardım Heyeti, Vakıflar İdaresi ile Eski Eserler ve Müzeler Dairesi işbirliğinde başlatılan,
iç mekanlarla dış dükkanların restorasyonu 2002 yılında tamamlanmış böylece Büyük Han, proje amaçlarına uygun olarak
Kıbrıs Türk Halk Sanatlarının üretilip satıldığı bir Kültür Merkezi olarak halkın kullanımına ve turizm sektörüne kazandırılmıştır.
Nobel edebiyat ödülüne iki kez aday gösterildi.
kıbrıs türk kültürünün önemli simgelerinden edebiyatçı, gölge oyunu sanatçısı, meddah, filateli uzmanı. ne yazık ki bugün onu kaybettik. kıbrıs kültürüne sağladığı katkı için binlerce teşekkür. büyük han öksüz kaldı.
çiğ südden gaymag olmaz
güzelsin doymag olmaz
eyil bir şeftali ver
yolcuyum durmag olmaz
güzelsin doymag olmaz
eyil bir şeftali ver
yolcuyum durmag olmaz
Ayşen Topal'ın derlediği bir goncoloz masalı,
bir varmış, bir yokmuş evvel zaman içinde bir köy varmış. bu köyde fakir bir kocakarı yaşarmış. kocakarı bir gün ovaya çalışmaya gitmiş. ancak eve dönmeye geç kalmış.
ortalık da iyice kararmış, yağmur yağmaya başlamış. aceleyle evine dönmeye çalışan kocakarı, köye yanaşınca ortalıkta bir şangırtı şungurtu duymuş. etrafına bakınınca
bir de ne görsün! goncolozlar olukların altında yıkanmazlar mı... kocakarı onlara görünmemeye çalışarak yavaş yavaş evine yaklaşıp açmaya çalışırken ağlayan bir çocuk
görmüş. kocakarı çocuğu kucağına almış, içeri girmiş. girmesiyle beraber çocuk büyümeye başlamış...
kocakarı korkusundan oracıkta düşüp ölmüş.
ben da bıraktım da geldim...
bir varmış, bir yokmuş evvel zaman içinde bir köy varmış. bu köyde fakir bir kocakarı yaşarmış. kocakarı bir gün ovaya çalışmaya gitmiş. ancak eve dönmeye geç kalmış.
ortalık da iyice kararmış, yağmur yağmaya başlamış. aceleyle evine dönmeye çalışan kocakarı, köye yanaşınca ortalıkta bir şangırtı şungurtu duymuş. etrafına bakınınca
bir de ne görsün! goncolozlar olukların altında yıkanmazlar mı... kocakarı onlara görünmemeye çalışarak yavaş yavaş evine yaklaşıp açmaya çalışırken ağlayan bir çocuk
görmüş. kocakarı çocuğu kucağına almış, içeri girmiş. girmesiyle beraber çocuk büyümeye başlamış...
kocakarı korkusundan oracıkta düşüp ölmüş.
ben da bıraktım da geldim...
şair, yazar, gazeteci.
Kutlu Adalı, 3 Ocak 1935 tarihinde, Ömer Bey ile Şerife Hanım'ın oğlu olarak Lefkoşa'da doğdu. Babasının mesleği kasaplıktı. İngiliz idaresinin Türkleri Kıbrıs'tan gönderme siyaseti çerçevesinde İngiltere veya Türkiye'ye gitme hakkı verilen ailesi, seçimini Türkiye'den yana yaptı ve 1938 yılında Antalya'ya göç etti. Kutlu Adalı; ilk, orta ve lise eğitimini Antalya'da sürdürdü. Antalya Lisesinde okurken arkadaşlarından biri ileriki yıllarda hukukçu ve siyasetçi olarak tanınacak olan Deniz Baykal idi. Bu dostluk ileriki yıllarda da devam etti. Kutlu Adalı, genç yaşta Anadolu'nun her yerini dolaştı. Özellikle Akdeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinden çok etkilendi ve Kağnı Yolu adlı eserini yazdı. 1954'te Kıbrıs'a kesin dönüş yaptı. 1958-61 yılları arasında Gençlik, Beşparmak ve Uyan dergilerini çıkaran Kutlu Adalı, ayrıca Beşparmak yayınevini kurdu. Nacak gazetesinin yazı işlerini yönetti. 1960-72 yılları arasında Türk Cemaat Meclisi Başkanlığı'nda özel kalem müdürlüğü görevini sürdürdü. 1972'den 1974'e kadar Bayrak Radyosu'nda denetleme kurulu üyeliğinde bulundu. 1974'te Kayıt ve Nüfus Dairesi Müdürlüğü'ne getirildi. 1985'te buradan emekli oldu. kamu görevlisi iken kıbrıs'taki köyleri dolaşmış, köy raporları yazmıştır. tüm bu tecrübelerini 1963 yılında yayınlanan dağarcık adlı kitapta toplamıştır. kutlu adalı, kıbrıs'ın bölünmesine karşı çıkarak barış, demokrasi ve kıbrıslılık bilinci konularında yazılar yazdı. 1985-1996 arasındaki yaklaşık on yılını ağırlıklı olarak Söz, Ortam, Yeni Düzen ve Kıbrıs Postası gazetelerinde eleştirel köşe yazıları yazarak geçirdi. söyleşi, çirkin politikacı puf, hayvanistan, sancılı toplum, köprü, şago, nasrettin hoca ve kıbrıs yayımladığı diğer kitaplardır.
Kutlu Adalı, 6 Temmuz 1996 gecesi evinin önünde vurularak katledildi. Ölümü kayıtlara "faili meçhul" olarak geçti. Vefatı üzerine ailesi tarafından "Kutlu Adalı Vakfı" kuruldu. Vakfın ilk yayını, Kutlu-İlkay Adalı'nın şiirlerinden oluşan Gideyim Buralardan Diyorum adlı kitap oldu. Eserlerinin büyük bir kısmı yayımlanmayı beklemektedir. Yaklaşık 36.000 kitaptan oluşan kütüphanesi, ailesi tarafından yakındoğu Üniversitesine bağışlandı. Üniversite kütüphanesi içinde "Kutlu Adalı Bölümü" oluşturuldu. Sağlığında ve vefatından sonra çok sayıda ödül aldı. Bunlardan bazıları; Altın Muflon Gazetecilik Ödülü, Necati Özkan Makale Ödülü'dür.
1961 yılında İlkay Hanım'la evlendi. Adalı ailesinin, İl ve Kut adlarında iki kızı ile Er adını verdikleri bir oğulları oldu. İlkay Adalı da şair ve yazar kimliğiyle tanınan biridir ve hâlen Lefkoşa'da eşinin vurulduğu ve sonradan adının verildiği Kutlu Adalı Sokak'ta yaşamaktadır
Kutlu Adalı, 3 Ocak 1935 tarihinde, Ömer Bey ile Şerife Hanım'ın oğlu olarak Lefkoşa'da doğdu. Babasının mesleği kasaplıktı. İngiliz idaresinin Türkleri Kıbrıs'tan gönderme siyaseti çerçevesinde İngiltere veya Türkiye'ye gitme hakkı verilen ailesi, seçimini Türkiye'den yana yaptı ve 1938 yılında Antalya'ya göç etti. Kutlu Adalı; ilk, orta ve lise eğitimini Antalya'da sürdürdü. Antalya Lisesinde okurken arkadaşlarından biri ileriki yıllarda hukukçu ve siyasetçi olarak tanınacak olan Deniz Baykal idi. Bu dostluk ileriki yıllarda da devam etti. Kutlu Adalı, genç yaşta Anadolu'nun her yerini dolaştı. Özellikle Akdeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinden çok etkilendi ve Kağnı Yolu adlı eserini yazdı. 1954'te Kıbrıs'a kesin dönüş yaptı. 1958-61 yılları arasında Gençlik, Beşparmak ve Uyan dergilerini çıkaran Kutlu Adalı, ayrıca Beşparmak yayınevini kurdu. Nacak gazetesinin yazı işlerini yönetti. 1960-72 yılları arasında Türk Cemaat Meclisi Başkanlığı'nda özel kalem müdürlüğü görevini sürdürdü. 1972'den 1974'e kadar Bayrak Radyosu'nda denetleme kurulu üyeliğinde bulundu. 1974'te Kayıt ve Nüfus Dairesi Müdürlüğü'ne getirildi. 1985'te buradan emekli oldu. kamu görevlisi iken kıbrıs'taki köyleri dolaşmış, köy raporları yazmıştır. tüm bu tecrübelerini 1963 yılında yayınlanan dağarcık adlı kitapta toplamıştır. kutlu adalı, kıbrıs'ın bölünmesine karşı çıkarak barış, demokrasi ve kıbrıslılık bilinci konularında yazılar yazdı. 1985-1996 arasındaki yaklaşık on yılını ağırlıklı olarak Söz, Ortam, Yeni Düzen ve Kıbrıs Postası gazetelerinde eleştirel köşe yazıları yazarak geçirdi. söyleşi, çirkin politikacı puf, hayvanistan, sancılı toplum, köprü, şago, nasrettin hoca ve kıbrıs yayımladığı diğer kitaplardır.
Kutlu Adalı, 6 Temmuz 1996 gecesi evinin önünde vurularak katledildi. Ölümü kayıtlara "faili meçhul" olarak geçti. Vefatı üzerine ailesi tarafından "Kutlu Adalı Vakfı" kuruldu. Vakfın ilk yayını, Kutlu-İlkay Adalı'nın şiirlerinden oluşan Gideyim Buralardan Diyorum adlı kitap oldu. Eserlerinin büyük bir kısmı yayımlanmayı beklemektedir. Yaklaşık 36.000 kitaptan oluşan kütüphanesi, ailesi tarafından yakındoğu Üniversitesine bağışlandı. Üniversite kütüphanesi içinde "Kutlu Adalı Bölümü" oluşturuldu. Sağlığında ve vefatından sonra çok sayıda ödül aldı. Bunlardan bazıları; Altın Muflon Gazetecilik Ödülü, Necati Özkan Makale Ödülü'dür.
1961 yılında İlkay Hanım'la evlendi. Adalı ailesinin, İl ve Kut adlarında iki kızı ile Er adını verdikleri bir oğulları oldu. İlkay Adalı da şair ve yazar kimliğiyle tanınan biridir ve hâlen Lefkoşa'da eşinin vurulduğu ve sonradan adının verildiği Kutlu Adalı Sokak'ta yaşamaktadır
Yüksek mimar attila manizade İTÜ mimarlık fakültesi 1957 mezunlarından olup istanbul belediyesi'nde mimar olarak çalışırken İstanbul'daki ilk opera olan istanbul belediyesi operası kurulur. Manizade bunu duyar duymaz hemen belediye başkanlığına dayatır dilekçesini: "ben opera müdürlüğüne naklimin yapılmasını istiyorum..."
ilgili başkan yardımcısı attila manizade'yi çağırtıp "evladım, sen operada ne yapacaksın? dekoratör filan mı olmak istiyorsun?" diye sorunca manizade: "hayır efendim, ben aynı zamanda opera sanatçısıyım. şöyle şöyle müzik eğitimim var, performansım var..." diye anlatınca başkan yardımcısı hayretler içiresinde: "iyi ama maaşın hayli azalır" der. Attila manizade: "olsun efendim biz sanatçıyız" diye cevap verir.
ilgili başkan yardımcısı attila manizade'yi çağırtıp "evladım, sen operada ne yapacaksın? dekoratör filan mı olmak istiyorsun?" diye sorunca manizade: "hayır efendim, ben aynı zamanda opera sanatçısıyım. şöyle şöyle müzik eğitimim var, performansım var..." diye anlatınca başkan yardımcısı hayretler içiresinde: "iyi ama maaşın hayli azalır" der. Attila manizade: "olsun efendim biz sanatçıyız" diye cevap verir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?