hareketsiz, saf, ahmak görünümlü olan kimse.
'Bönnak bönnak oturur oraşda.'
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
hatır gönül dinlemeden konuşan, tok sözlü kimse.
"banda” (her zaman, her şey, yan, taraf) ile “bulisi” (satış) kelimelerinin birleşiminden oluşan 'her zaman, her tarafta satışların gerçekleştirildiği yer' anlamındaki kelime.
Bol gelmiş ayakkabıların içine konulan karton ya da kalınca deri parçaları.
viran, terkedilmiş, oturulamayacak durumda ev.
birini yüzüne karşı gereğinden fazla övmek, pohpohlamak.
odun yarmada kullanılan ağaç veya demir kama.
boz renk almak, ağarmak.
dayak atmak. sopa atmak. zobba çekmek.
1. iş karıştırcı, çevresine rahatsızlık veren kişi
2. bir tür sarı arı.
2. bir tür sarı arı.
bıkkın, yılmış olan.
enkaz, yıkıntı.
nasır, cilt hastalığı.
Badi badi küçük adımlarla, ufak ufak yürümek.
Küçük çocuk, bacaksız.
kapı sürgüsü, kapının iç tarafında bulunan emniyet mandalı.
utana sıkıla, utanmayı atarak.
ben bir şairim
umutlu ve umutsuz
utanmapazar bunu söylemek zorundayım artık!
fikret demirağ
ben bir şairim
umutlu ve umutsuz
utanmapazar bunu söylemek zorundayım artık!
fikret demirağ
gizlice, sezdirmeden nereye gidiyorsun anlamında kullanılır.
paylaşmak, bölüşmek.
bölmek, paylaştırmak, taksim etmek.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?