incelikten yoksun kimse.
ata binmek gitmek.
yorulmak, yorgun düşmek.
yürümek.
"hade yörü şiş kebabı yeylim."
"hade yörü şiş kebabı yeylim."
gidilecek yere yaya olarak varmaktan dolayı geç kalmak.
inşaatçı, inşaat ustası.
pek çok yer gezip, çok geniş yaşam deneyimi olmak.
düşüncesine, söylediğinde inat etmek, direnmek.
hiçbir işe yaramaz, dişe dokunur bir şey yapamaz anlamındadır.
ingilizceden gelen bye bye kelimesinin kıbrıs türkçesine yerleşmiş hali; hoşçakal, güle güle.
rüşvet alan kişi. rüşvetçi.
kıbrıs ağzında yürek mide anlamında da kullanılır.
"siyek güçügdür ama yüreg bulandırır.
göz doymaz yürek sıymaz."
"siyek güçügdür ama yüreg bulandırır.
göz doymaz yürek sıymaz."
hamlie kadın.
kıbrıs'ta karnına çocuk düşen kadına, şehir ve kasabalarda "hamile ”, köylerde ise "gebe " denir. bazı köylerde ise "yüklü " ve “ikicanlı ” denir.
kıbrıs'ta karnına çocuk düşen kadına, şehir ve kasabalarda "hamile ”, köylerde ise "gebe " denir. bazı köylerde ise "yüklü " ve “ikicanlı ” denir.
olgunlaşmış sebze veya meyve.
insanları kandıran kimse. yalancı.
ansızın, birdenbire.
fırındaki külleri süpürmek.
fırındaki külleri temizlemek için değneğin ucuna takılan paçavra.
(bkz: yürüteç)
yeni yürümeye başlayan çocukların çabuk yürümelerini sağlayan araç.
kaynak: kıbrıs ağzı, erdoğan saracoğu.
kaynak: kıbrıs ağzı, erdoğan saracoğu.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?