bütün, tamamı.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
bedava, karşılıksız verilen şey, ağırlama.
gösteriş, caka.
çalışıp çabalamak, gayret etmek.
giysi takımının yelek ya da gömlek üstüne giyilen parçası. ceket. ceket.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
çapraz düğmeli, ipek veya sırma işlemeli bir tür kısa yelek.
manda.
zımparalamak.
vitrin.
erken yetişen ve yeşilken yenebilen bir tür erik.
mavi ile yeşil arası bir renk.
canlandırmak, dirilmek.
1. ıspanakgillerin örneği olup kış sebzesi olarak yetiştirilen bitki. ıspanak.
2. semizotu.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
2. semizotu.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
insanların canını almakla görevli olduğuna inanılan melek. azrail.
yüksek sesle gereksiz konuşmak.
geveze, dedikoducu.
tabanca veya tüfeklerde mermi haznesi, şarjör.
fazla öğünmek.
arabanın hızlı kalkması.
1. hortlak kadın.
2. huysuz ve çirkin yaşlı kadın.
3. tertipsiz ve dağınık saçlı kadın.
kaynak: kıbrıs ağzı, erdoğan saracoğu.
2. huysuz ve çirkin yaşlı kadın.
3. tertipsiz ve dağınık saçlı kadın.
kaynak: kıbrıs ağzı, erdoğan saracoğu.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?