gecesefası ya da akşamsefası da denilen İkiçeneklilerden süs bitkisi olarak yetiştirilen ve biyolojinin soyaçekim deneylerinde çok kullanılan bitki.
Sıracaotugillerden türlü renkte, güzel, kokusuz çiçekleri olan bitkinin diliçıkık yanı sıra anasına babasına pay veren diye de adlandırıldığını, Kıbrıs'ta ayrıca tavşandudağı, köpecik, gulicik,
tavşanağzı gibi başka adları da vardır. Türkiye'de ise aslanağzı derler.
tavşanağzı gibi başka adları da vardır. Türkiye'de ise aslanağzı derler.
Kıbrıs'ın güney kıyıları ile liman kenti Larnaka'yı korumak için inşa edilmiş ve daha sonra topçu istasyonu, hapishane ve müze olarak kullanılmış kale. Larnaka'da Finikoudes sahilinde yer almaktadır.
Kale 605-1606 yılında bizans kalıntıları üzerine I. Sultan Ahmet'in lalası Kıbrıs Beylerbeyi Ferhat Paşa tarafından yaptırıldı. 1625 yılında Rumeli Beylerbeyi Mehmet Paşa zamanında yeniden elden geçirilerek genişletildi.
Kaleye dizdarın başkanlığında yeniçerilerden oluşan muhafız birliği yerleştirildi. Bu dönemlerde kent ticareti hareketli olduğundan Larnaka'da yabancı devlet adamları oturmakta, denizcilik ve taşımacılıkla uğraşan birçok şirket sahil boyunca uzanan dükkanlardaki şubeleriyle adanın sosyal hayatında etkili oluyorlardı. Bir gemi limana uğradığında durum Larnaka Kalesi'ndeki ilgililer aracılığıyla Lefkoşa'ya bildirilmekte, olumlu yanıt alındığında gemi top atılarak selamlanmaktaydı.
İngiliz sömürge döneminin son yıllarında kalenin ön kısmı Polis Okulu'yla binası, arka kısımları ise mahkumları idam etmek hapishane olarak kullanıldı.
Kıbrıs Cumhuriyeti ilanında sonra kalenin kendisi müzeye, kale avlusu ise 200 kişilik bir açık hava tiyatrosuna dönüştürüldü. Müzenin batı odasında erken Hristiyan, Bizans ve Post Bizans dönemine ait antikalar, orta odada Bizans duvar resimleri sergilenirken, doğu odasında orta çağ çanak çömlek, mutfak eşyaları ve silahlar yer alıyor.
Giriş kapısının üst bölümünde Osmanlı Padişahı Sultan Abdülhamit'in tuğrasıyla hicri 1014 tarihli yazıt bulunmaktadır.
Kale 605-1606 yılında bizans kalıntıları üzerine I. Sultan Ahmet'in lalası Kıbrıs Beylerbeyi Ferhat Paşa tarafından yaptırıldı. 1625 yılında Rumeli Beylerbeyi Mehmet Paşa zamanında yeniden elden geçirilerek genişletildi.
Kaleye dizdarın başkanlığında yeniçerilerden oluşan muhafız birliği yerleştirildi. Bu dönemlerde kent ticareti hareketli olduğundan Larnaka'da yabancı devlet adamları oturmakta, denizcilik ve taşımacılıkla uğraşan birçok şirket sahil boyunca uzanan dükkanlardaki şubeleriyle adanın sosyal hayatında etkili oluyorlardı. Bir gemi limana uğradığında durum Larnaka Kalesi'ndeki ilgililer aracılığıyla Lefkoşa'ya bildirilmekte, olumlu yanıt alındığında gemi top atılarak selamlanmaktaydı.
İngiliz sömürge döneminin son yıllarında kalenin ön kısmı Polis Okulu'yla binası, arka kısımları ise mahkumları idam etmek hapishane olarak kullanıldı.
Kıbrıs Cumhuriyeti ilanında sonra kalenin kendisi müzeye, kale avlusu ise 200 kişilik bir açık hava tiyatrosuna dönüştürüldü. Müzenin batı odasında erken Hristiyan, Bizans ve Post Bizans dönemine ait antikalar, orta odada Bizans duvar resimleri sergilenirken, doğu odasında orta çağ çanak çömlek, mutfak eşyaları ve silahlar yer alıyor.
Giriş kapısının üst bölümünde Osmanlı Padişahı Sultan Abdülhamit'in tuğrasıyla hicri 1014 tarihli yazıt bulunmaktadır.
aşağıbaf'ta Bir mescit ve bir türbeden oluşan tekke. 18. yüzyılın ilk yarısında 1830'lu yıllarda yapılmış ve 1865 yılında tamir edilmiştir. Osmanlı'nın Kıbrıs'ı fethi sırasında şehit olduğuna dair rivayetler olan "Hacı Mehmet Buba" isimli bir kişinin mezarı burada bulunur. 1963 olaylarında tahrip olmuştur. tekke, mescidi ve hamamı ile de tarihe tanıklık etmiş olan bir yapıdır.
Mağusa'da surlar içinde, 1940'lı yıllara kadar konaklama için kullanılan kimine göre Kadiri Tarikatı kimine göre ise bektaşi tarikatı adına yaptırılan tekke. Ağlayan Dede tekkesi'nden günümüze sadece yan yana iki mezar ile depolu bir çeşme gelebilmiştir. Kutbül Arifin Gavsu'l Vasilin seyyid şeyh mehmet alaaddin kandari adına yaptırılmıştır.
Kıbrıs Kadı Sicilleri'nde yazdığına göre Ağlayan Dede tekkesi ya da Zaviyesi “Magosa kal'ası derûnunda” yani şehir merkezinde yaptırılmış olup 19.yüzyıl sonlarına kadar faaliyetini sürdürmüştür.
"Bu Mağusa'nın çok eski bir tekkesidir ve Ağlayan Dede mezarlarını içermektedir. Yapı çok eskidir ve ölen şeyhin oturduğu iki veya üç küçük odası kısmen harap durumdadır. Ölen şeyhin çok yaşlı olan kızının, mezarlara bakması ve temizliğini yapması için orada oturmasına izin verilmiştir. Ona hizmet karşılığı ücret ödenmemektedir. Tekkenin geliri cüzidir ve geliri tekkeye ait olan küçük bir dükkân ve birkaç zeytin ağacından sağlanmaktadır. Tekkeye şeyh atanmamıştır ve biz bu nedenle yardımları artırma olanağına sahip değiliz, yine de bunun yanı sıra küçük hükümet yardımıyla bu tekkeyi korumak ve tamir etmek niyetindeyiz.”
türbenin türbedarı Yakub Khan'dır.
Kıbrıs Kadı Sicilleri'nde yazdığına göre Ağlayan Dede tekkesi ya da Zaviyesi “Magosa kal'ası derûnunda” yani şehir merkezinde yaptırılmış olup 19.yüzyıl sonlarına kadar faaliyetini sürdürmüştür.
"Bu Mağusa'nın çok eski bir tekkesidir ve Ağlayan Dede mezarlarını içermektedir. Yapı çok eskidir ve ölen şeyhin oturduğu iki veya üç küçük odası kısmen harap durumdadır. Ölen şeyhin çok yaşlı olan kızının, mezarlara bakması ve temizliğini yapması için orada oturmasına izin verilmiştir. Ona hizmet karşılığı ücret ödenmemektedir. Tekkenin geliri cüzidir ve geliri tekkeye ait olan küçük bir dükkân ve birkaç zeytin ağacından sağlanmaktadır. Tekkeye şeyh atanmamıştır ve biz bu nedenle yardımları artırma olanağına sahip değiliz, yine de bunun yanı sıra küçük hükümet yardımıyla bu tekkeyi korumak ve tamir etmek niyetindeyiz.”
türbenin türbedarı Yakub Khan'dır.
bugünkü kalecik köyünün 1,5 km. kadar uzaklıkta denize bakan dağlık burunda yıkık, harap haldeki kale. Tapınak şövalyeleri tarafından 1191 yılında inşa edildiği düşünülmektedir.
Gastria arkeolojik sit alanına yıllar önce inşa edilen yerlerin verdiği zararı Tuncer Bağışkan yenidüzen gazetesinde şöyle açıklamıştır. link.
Gastria arkeolojik sit alanına yıllar önce inşa edilen yerlerin verdiği zararı Tuncer Bağışkan yenidüzen gazetesinde şöyle açıklamıştır. link.
eski adı kutsovendis olan şimdiki güngör köyünün yaklaşık 1 mil üst başındaki köye hakim kutsovendis tepesi'nde yer alan manastır.
girne sıra dağları'nın güney eteklerinde bulunan manastırın üst başındaki tepede ise 101 evler olarak da bilinen bizans-lüzinyan dönemlerine ait bufavento kalesi bulunmaktadır. manastırdaki kutsal kuyudaki suyun bütün deri hastalıklarını iyileştirdiğine inanılmaktadır. buraya gelen hastaların suda yıkanmaları, ayrılırken de oradaki kayaya elbiselerini bırakmaları adettendi.
girne sıra dağları'nın güney eteklerinde bulunan manastırın üst başındaki tepede ise 101 evler olarak da bilinen bizans-lüzinyan dönemlerine ait bufavento kalesi bulunmaktadır. manastırdaki kutsal kuyudaki suyun bütün deri hastalıklarını iyileştirdiğine inanılmaktadır. buraya gelen hastaların suda yıkanmaları, ayrılırken de oradaki kayaya elbiselerini bırakmaları adettendi.
Limasol'un yukarı polemitya köyünde14. yüzyılda inşa edildiği düşünülen bugün harabe halinde bulunan kilise. Karmelitler tarafından bir rahibe adına yapıldığı rivayet edilmektedir.
Kilisenin yakınında bulunan su kuyusu nedeniyle kutsal olduğuna inanılmış yakın zamana kadar insanlar sağlıklarına kavuşmak için buradan medet umup yıkanmış elbise parçalarını da çevresindeki çalılıklara kesip asmışlardır.
Kilisenin yakınında bulunan su kuyusu nedeniyle kutsal olduğuna inanılmış yakın zamana kadar insanlar sağlıklarına kavuşmak için buradan medet umup yıkanmış elbise parçalarını da çevresindeki çalılıklara kesip asmışlardır.
Ortaçağ'da Porte Saint Domenico diye adlandırılan tarihi kapı.
Lefkoşa'nın surlarla çevrilmeden öncesinde, İbelin Kontesi Alix, 1226 yılında buraya bir kraliyet sarayıyle bir manastır yaptırdı. Sarayı 1426'da Memlükler harap ettilerse de manastır kurtuldu. Kale yeniden onarıldı. 1567'de Venedikliler surları daraltarak bugünkü haline getirilirken sarayla manastır yıkılarak şimdiki biçim ortaya çıktı. 1820'de Osmanlı Padişahı 2. Mahmut'un tuğrası kapının üzerine kondu.
Baf Kapısı, kentin batısında olup İngilizler tarafından aynı yerde duvarda bir yet açılarak, 1978'de kapatıldı. Orada surun bir kısmı yıkılarak kente yeni giriş yeri açıldı. Bu yapılırken giriş kapısı örtüldü.
Lefkoşa'nın surlarla çevrilmeden öncesinde, İbelin Kontesi Alix, 1226 yılında buraya bir kraliyet sarayıyle bir manastır yaptırdı. Sarayı 1426'da Memlükler harap ettilerse de manastır kurtuldu. Kale yeniden onarıldı. 1567'de Venedikliler surları daraltarak bugünkü haline getirilirken sarayla manastır yıkılarak şimdiki biçim ortaya çıktı. 1820'de Osmanlı Padişahı 2. Mahmut'un tuğrası kapının üzerine kondu.
Baf Kapısı, kentin batısında olup İngilizler tarafından aynı yerde duvarda bir yet açılarak, 1978'de kapatıldı. Orada surun bir kısmı yıkılarak kente yeni giriş yeri açıldı. Bu yapılırken giriş kapısı örtüldü.
"omorfolu portakal der gibi kıbrıslıtürkler / kıbrıslı türkler demeye devam edin ama onların aslı Kıbrıs Türkleri'dir."
Cumhur Deliceırmak
Cumhur Deliceırmak
absürtlüğün bu kadarı da pes. sonuç böyle olacaksa seçim neden yapıldı, neden zaman ve para harcandı ?
yüzde 11 ile yüzde 18 arasında değişen oranlarda yapılması planlanan zam.
az önce resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. buna göre;
Kurşunsuz Benzin 95 Oktan: 13,70 TL
Kurşunsuz Benzin 98 Oktan: 13.94 TL
Euro Diesel: 13.56 TL
Gazyağı: 13,36 TL
7 Mayıs 2021 tarihinde yapılan zamlarla birlikte akaryakıta toplamda yüzde 100'ün üzerinde zam yapıldı. hayırlı uğurlu olsun.
az önce resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. buna göre;
Kurşunsuz Benzin 95 Oktan: 13,70 TL
Kurşunsuz Benzin 98 Oktan: 13.94 TL
Euro Diesel: 13.56 TL
Gazyağı: 13,36 TL
7 Mayıs 2021 tarihinde yapılan zamlarla birlikte akaryakıta toplamda yüzde 100'ün üzerinde zam yapıldı. hayırlı uğurlu olsun.
Şair, ressam ve akademisyen.
D e m o k r a s i İ ş t e
I.
demokrasi işte
özgürlüğünü yontuyorlar
geriye kalan talaş sensin..
II.
sende varsın diyorlar
varsın işte
yukarıdakilerin izniyle..
III.
ayarlayacaksın kendini
düzelteceksin
rötüşleyeceksin
tertipleyeceksin
inceleceksin
iğnenin deliğinden geçeceksin
o kadar küçüleceksin ki -gözlerine
görünmesen daha iyi..-
IV.
demokrasi işte
asalakların salakların
ve katıksız hıyarların
keyif kaşıntısı..
V.
bir kavanozun içinde
azdan azdan solumaya alışmışsan
kendini de bir cin sanırsın da
kimse salıvermez seni
kendi temennisi adına..
VI.
tekinsiz bir ben'in içine yuvarlanmışsan
kısmışsan ışığını farkedilmeyesin diye
ve kıskıvrak yakalanmışsan tesellilerine
varsın işte
onların dilediğince..
VII.
demokrasi işte
seç kendini, ama olma.!
varsın ya..
Ümit İNATÇI
D e m o k r a s i İ ş t e
I.
demokrasi işte
özgürlüğünü yontuyorlar
geriye kalan talaş sensin..
II.
sende varsın diyorlar
varsın işte
yukarıdakilerin izniyle..
III.
ayarlayacaksın kendini
düzelteceksin
rötüşleyeceksin
tertipleyeceksin
inceleceksin
iğnenin deliğinden geçeceksin
o kadar küçüleceksin ki -gözlerine
görünmesen daha iyi..-
IV.
demokrasi işte
asalakların salakların
ve katıksız hıyarların
keyif kaşıntısı..
V.
bir kavanozun içinde
azdan azdan solumaya alışmışsan
kendini de bir cin sanırsın da
kimse salıvermez seni
kendi temennisi adına..
VI.
tekinsiz bir ben'in içine yuvarlanmışsan
kısmışsan ışığını farkedilmeyesin diye
ve kıskıvrak yakalanmışsan tesellilerine
varsın işte
onların dilediğince..
VII.
demokrasi işte
seç kendini, ama olma.!
varsın ya..
Ümit İNATÇI
Hayatta iki tür insanla karşılaşacaksın: seni inşa edenler ve seni yıkanlar. Ama sonunda, ikisine de teşekkür edeceksiniz.
Kapalı bir yerde yapılan kalabalık, politik bir toplantıda kafası kızan bir taraftar ayağa kalkıp bağırmış:
— Bu toplantıya katılanların yarası aptal! Her taraftan protestolar yağmaya başlamış:
— Sözünü geri al!
— Sen kim oluyorsun?
— Atın şunu dışarı?
Adam bakmış olacak gibi değil, kabul etmiş.
— Peki sözümü geri alıyorum, bu toplantıya katılanların yansı aptal değil!
— Bu toplantıya katılanların yarası aptal! Her taraftan protestolar yağmaya başlamış:
— Sözünü geri al!
— Sen kim oluyorsun?
— Atın şunu dışarı?
Adam bakmış olacak gibi değil, kabul etmiş.
— Peki sözümü geri alıyorum, bu toplantıya katılanların yansı aptal değil!
Churchill bir gün şişman bir kişi olan İşçi Partisi liderlerinden Bevan'a göbeğini işaret ederek sormuş:
— Hamile misiniz Bay Bevan?
— Evet.
— Ne bekliyorsunuz, kız mı, oğlan mı?
— Karnımdaki kız olursa, kraliçenin, erkek olursa kralın adını vereceğim; ama karnımdaki gaz çıkarsa Churchill diyeceğim.
— Hamile misiniz Bay Bevan?
— Evet.
— Ne bekliyorsunuz, kız mı, oğlan mı?
— Karnımdaki kız olursa, kraliçenin, erkek olursa kralın adını vereceğim; ama karnımdaki gaz çıkarsa Churchill diyeceğim.
direktörlüğünü yaptığı Skylap Construction 29 Ekim 2012 tarihinde Fransa'nın başkenti Paris'te, Altın Kategori'de, Dünya Kaliteye Bağlılık Ödülü'ne layık görülmüş gönyelinin has insanı.
147 ülkeden şirket liderlerinin bir araya gelerek sundukları önerilerin sonucunda, Dünya Kaliteye Bağlılık Seçim Komitesi tarafından yapılan oylama sonucunda bu ödüle layık görüldü. ödülü Concorde La Fayet Hotel'in, Konferans Salonu'nda düzenlenen Gala yemeği eşliğinde, B.I.D. Başkanı Hoze Prieto'un elinden aldı. Üstelik ödül almaya çağrılırken “Kuzey Kıbrıs” diye anonsta edildi.
147 ülkeden şirket liderlerinin bir araya gelerek sundukları önerilerin sonucunda, Dünya Kaliteye Bağlılık Seçim Komitesi tarafından yapılan oylama sonucunda bu ödüle layık görüldü. ödülü Concorde La Fayet Hotel'in, Konferans Salonu'nda düzenlenen Gala yemeği eşliğinde, B.I.D. Başkanı Hoze Prieto'un elinden aldı. Üstelik ödül almaya çağrılırken “Kuzey Kıbrıs” diye anonsta edildi.
Cumhuriyetçi Parti Başkanı adayı Roosevelt seçim konuşması yapıyormuş. Bir seçmen de ha bire ona laf yetiştiriyormuş:
— Ben bir demokratım, beni kandıramazsın!..
— Neden demokratsın?
— Çünkü dedem demokrattı, babam demokrattı, ben de bir demokratım.
Roosevelt, "Bu herife iyi bir ders vereyim" diye düşünmüş ve sormuş:
— Arkadaş, diyelim ki büyük baban bir eşekti, baban bir eşekti, o zaman sen ne olursun?
Seçmen cevap vermiş:
— Bir cumhuriyetçi...
— Ben bir demokratım, beni kandıramazsın!..
— Neden demokratsın?
— Çünkü dedem demokrattı, babam demokrattı, ben de bir demokratım.
Roosevelt, "Bu herife iyi bir ders vereyim" diye düşünmüş ve sormuş:
— Arkadaş, diyelim ki büyük baban bir eşekti, baban bir eşekti, o zaman sen ne olursun?
Seçmen cevap vermiş:
— Bir cumhuriyetçi...
adının veriliği bazı sürüngen, böcek ve taksonlar.
bradyporus callimenus gocmeni
Euscorpius gocmeni
Typhlonesticus gocmeni
Lyciasalamandra antalyana gocmeni
Lyciasalamandra atifi bayrami
Nematocystis bayrami
bradyporus callimenus gocmeni
Euscorpius gocmeni
Typhlonesticus gocmeni
Lyciasalamandra antalyana gocmeni
Lyciasalamandra atifi bayrami
Nematocystis bayrami
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?