alev. alav.
tavlada vuruk pul, kırık.
araçla hız yapmak.
sarhoş olmak.
geline, oğlan evinin, akrabalarının verdiği armağan.
yüzme.
1. Anormal durum. fasariya
'Fasariyalar başladıydı şu, ben Türkiya'daydım.''
2. sorun.
''Dikelya'ya girerken polis vardı. Fasariya çıkaracak diye korktum.''
3. boş iş, uğraş, fasarya.
''Ma ne uğraşın bu fasariya işila da eline bişey geçmeyecek ya."
'Fasariyalar başladıydı şu, ben Türkiya'daydım.''
2. sorun.
''Dikelya'ya girerken polis vardı. Fasariya çıkaracak diye korktum.''
3. boş iş, uğraş, fasarya.
''Ma ne uğraşın bu fasariya işila da eline bişey geçmeyecek ya."
çok yaşlı ama hovardalık peşinde koşan erkek.
güzel kız veya kadın.
gereksiz böbürlenip güç gösterisinde bulunmak.
açıkgöz.
aptallaşmak, durgunlaşmak.
her erkeğe evet diyen kadın.
tavla oyununda vurulmuş pul.
kaba, vurdumduymaz. çevresine dayılanan, bencil. görgü kurallarına uymayan.
sınır, hudut.
sade. saf, basit, yalnız, katıksız.
durgun, ahmak.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?