sert pullu, gri ve kırmızı renkte, kayalık bölgelerde yaşayan, eti yumuşak ve leziz olan, güzel görünüşlü bir balık.
1970'ten önceki yıllarda ayaktopu (futbol) kunduralarının alt tabanında bulunan uzunca şerit biçimindeki tahta parçalara denirdi. şimdi krampon deniyor.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
3-4 metre genişliğinde, zeytin hasatında kullanılan, ham ağaçtan yapılma merdiven.
her yapılan işin sonucunun kötü bitmesi.
hamurun yapışmaması için tepsiye un serpmek.
olmayacak şeyden alınmak.
1. bir şeyin gerçekleşmeyeceğini öngörmek. gerçekleşmeyeceğine inanmak.
2. uzak saymak.
2. uzak saymak.
(bkz: ıstarter)
1. hareket ettirici aygıt.
2. hareket işaretini veren kimse.
2. hareket işaretini veren kimse.
(bkz: ıstergo)
pırıl pırıl.
parıldamak, ışıldamak.
bir isteği kabul etmemek için sözde nedenler ileri sürmek, nazlanmak. mırın kırın etmek. ırım kırım etmek.
birini büyük sıkıntıya sokmak. inim inim inletmek.
süreli olarak inlemek. inim inim inlemek.
acıdan, sızıdan, dertten devamlı inlemek.
hiçbir şeyini, ayağının tozunu görmemek.
hiç sesi çıkmamak.
hiçbir şeyi görmemek.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?
