ödev verilmiş olmak, vazifelendirmek.
tarlanın yabancı otlarını yok etmek amacıyla derine ve toprağı alt üst edecek şekilde sürmek, sürdürmek.
insan vücudunda eklem yeri.
çabuk ve olmayacak şeylere öfkelenen.
1. olsun.
2. o zaman ki; o ki.
"filanca zamanda osu gezmeye çıktık, padişahın gızını gördüm." dedi.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
2. o zaman ki; o ki.
"filanca zamanda osu gezmeye çıktık, padişahın gızını gördüm." dedi.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
ortaparmak.
bir bezi ya da giysiyi çok fazla kullanarak aşırı derecede kirletmek.
hiçbir şey bağışlamamak; bir satışta istenilen ederden aşağıya inmemek. (bkz: onluk bağışlamamak).
kimi ebelerin çocuk sahibi olmayı isteyen kadın için hazırladığı merhemi kullanmak.
onarma eylemi.
1. ona göre, onun düşüncesinde.
2. o kadar
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
2. o kadar
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
kayırıp savunmak.
çok uzun süreli durup dinlenmeden çalışmak, çok işlemek.
1. erkekler için kullanılan bir seslenme sözü.
"ah olan ak da gerçekleri ne zaman göreceksiniz."
2. ey! ulan!
3. mevcut. var olan.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
"ah olan ak da gerçekleri ne zaman göreceksiniz."
2. ey! ulan!
3. mevcut. var olan.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
olacağın önüne geçilmeyeceğini belirtir.
verilecek bir kararı güçlü olan bir kimsenin gücünü kullanarak istediği yöne çevirmesi.
çok fazla para ödemek.
kabul etmek, onaylamak.
yapılan bir ölçünün ya da tartının tam eşdeğeri.
üçtaşla dokuztaşın geliştirilmişi, dokuztaş gibi oynanan oyun olup bu oyundaki şekille bazı yörelerde dokuztaş da oynanmakladır. ilk oynayacak oyuncu tutuşmacayla seçilir.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?