yıllanmış kırmızı şarap.
(bkz: mulla) olma durumu.
hiçbir şeye, etliye sütlüye karışmamak durumu.
hiçbir şeye, etliye sütlüye karışmamak durumu.
1. büyük kadı. medrese öğrencisi, molla.
2. kendi halinde, başkasına zararı dokunmayan saf kimse.
2. kendi halinde, başkasına zararı dokunmayan saf kimse.
durgun, pasif kimse.
paralı, zengin kimse.
gaz kaçırmak, yellenmek.
1. tavuk, piliç. civcik, horozcuk.
2. genç taze, yakışıklı.
2. genç taze, yakışıklı.
küçük tavuk.
sevgilim, tatlım, pilicim, tavuğum, canım anlamlarında sevgi hitabı.
kanunlara uygun araç kullanmayan kişilerin polis tarafında rapor edilmesi.
genellikle içlerinde zeytin yağı muhafaza edilen ve şişelerin dış cepheleri örülmüş kamışla kaplı büyükçe bidonlara verilen isim. laminzana, lamincana.
kışkırtmak, nifak sokmak.
her gördüğünü yiyen ama doymak bilmeyen kişilere için söylenir.
ayaz, kış soğuğu.
sert, soğuk, rüzgarlı ve yağışlı.
tuzak.
giyimine özen göstermeyen, kadın. çapıtlı kadın.
kılığının veya eşyasının düzgün ve temiz olmasına özenmeyen, pasaklı kimse. çapaçul.
kaynak: kıbrıs ağzı, erdoğan saracoğu.
kaynak: kıbrıs ağzı, erdoğan saracoğu.
baldır, dişilik organı.
beceriksiz, yeteneksiz.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?