(bkz: pezevveng)
(bkz: pezevveng)
önceden kaparo yatırmak.
dar giriş yeri.
kırlangıca benzeyen bir kuş.
acele.
birini yüzüne karşı gereğinden fazla övmek, pohpohlamak.
sahipsiz köpek gibi başıboş gezerek etrafa sataşmak.
çekiç.
mermer, fayans, çini.
etkisi büyük olayın küçüğünü gölgelemesi.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
dalga geçmek.
karşı cinsten biriyle yakın ilişki kurmak.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
karşı cinsten biriyle yakın ilişki kurmak.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
1. bir şeyin ağzını, deliğini, içine konulan ya da dışarıdan uygulanan bir nesneyle kapamak.
2. yol, su, geçit vb. şeyleri bir engelle işlemez, akmaz, geçilmez, duruma getirmek. tıkamak.
3. kötülük yapmasını engellemek, onun önüne geçmek.
'namluları dıkayan, mermileri saran, miğferlere ekilen ben'im.'
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
2. yol, su, geçit vb. şeyleri bir engelle işlemez, akmaz, geçilmez, duruma getirmek. tıkamak.
3. kötülük yapmasını engellemek, onun önüne geçmek.
'namluları dıkayan, mermileri saran, miğferlere ekilen ben'im.'
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
aşırı hareketli, delidolu; kurnaz.
dost, tanıdık, ahbap.
'e, napacayık der bir abbab vardır. yau derim götür o gavura, bahçeye..'
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
'e, napacayık der bir abbab vardır. yau derim götür o gavura, bahçeye..'
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
bir şey elde edememe, mahrum.
erken olgunlaşan incir. macilla.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
cebine indirmek, hep kendine düşünmek, küpünü doldurmak.
orta yaşlı ve saçına, bıyığına kır düşmüş kimse.
arabada diferansiyel, rütbe.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?