kudurmuş, bozulmuş, uyuz olmuş kimse.
yeraltı hapishanesi, zindan.
1. gemide ana direğin üst bölümü.
2. erimiş, satılamaz üzüm, ki genellikle sirke yapımında kullanılır.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
2. erimiş, satılamaz üzüm, ki genellikle sirke yapımında kullanılır.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
kısalmış elbisenin eteğine konularak içe katlanan dar ve uzun parça.
zıkkımlanmak, yutmak.
has ipek.
elma kurusu. gokkoz.
beddua edilmiş, hayatı boyunca zorluk çekecek kişi.
hem yatak hem de oturma odası olarak kullanılan ev.
iş yapmayıp, sürekli gezen kimse.
her şeye çabucak şaşılmayacağını ifade eden deyim.
"bizim yörede, ama yanılmıyorsam ada genelinde insanlar hayretlerini veya 'ya, öyle mi?" sorusunu, uzunca bir 'u' sesiyle ifade ederler. ona verilen yanıt da 'vu değil, gutsella' yani 'tosun değil, inektir. olur. ( bekir azgın )
"bizim yörede, ama yanılmıyorsam ada genelinde insanlar hayretlerini veya 'ya, öyle mi?" sorusunu, uzunca bir 'u' sesiyle ifade ederler. ona verilen yanıt da 'vu değil, gutsella' yani 'tosun değil, inektir. olur. ( bekir azgın )
çok yaşlanmış kötü kadın.
yumrukla vurmak.
sarı saçlı, beyaz tenli erkek.
iyi haber alan, kulağı delik.
çok kötü kokmak.
sipariş vererek yaptırma.
düşmanlık beslemek, kin gütmek.
ipekli bir tür kumaş, atlas.
acı çekerek ölme.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?