belki, inşallah.
(bkz: berli)
buraya kadar, itibaren, beri.
uçsuz bucaksız, geniş ova.
ayrılmak, kaçırmak, götürmek.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
kaçmak, yola koyulmak.
çok kötü, kötünün de kötüsü.
evlatlık.
besili koyun; hiç doğurmamış hayvan.
kurutulmuş meyve ezmesi, pestil.
1. iyi haber, muştu, müjde.
2. (garamutsana) çirkin kıyafet.
3. Çirkin yüz
4. sevimli 'beşaret çocuk.'
5. çok çirkin. 'oğlanın anası süslü püslü bir garıydı. oğluları da beşaretti. beş okka şekerinan yenmezdi'
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
2. (garamutsana) çirkin kıyafet.
3. Çirkin yüz
4. sevimli 'beşaret çocuk.'
5. çok çirkin. 'oğlanın anası süslü püslü bir garıydı. oğluları da beşaretti. beş okka şekerinan yenmezdi'
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
bahis oynamak, bahse girmek; bahisler.
genellikle üzüm, dut gibi meyvelerin kaynatılarak koyulaştırılmış suyu. pekmez.
kaynak: kıbrıs ağzı, erdoğan saracoğu.
kaynak: kıbrıs ağzı, erdoğan saracoğu.
pekmez.
1. arabaların üst aksamlarını ya da camları silmede kullanılan özel yapılmış ince deri.
2. arabaların firen teşkilâtı içerisindeki yuvarlak lastikler.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
2. arabaların firen teşkilâtı içerisindeki yuvarlak lastikler.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
hademe.
mutlaka. ne olursa olsun.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
beygir.
çiftlik kahyası, icra memuru.
çelik-çomak oyununda kullanılan uzun değnek.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?