pestilini çıkarmak, çok dövmek.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
(bkz: bastı)
sebzelerle yapılan sulu yemekler.
tarlayı sulamak.
kez, defa.
ağrı kesici hap.
1. eşi hayatta olan (karı veya koca)
2. başından bir nikâh geçmiş kadın.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
2. başından bir nikâh geçmiş kadın.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
zambakgillerden, yemeklere tat vermek içn kullanılan ıtırlı bitkinin (allium cepa) yumrusu; tazesine saçımsoğan denir.
![]()
hediye, bahşiş.
elendiğinde kalbur üstünde kalan yarma.
tavuk gagalamak.
işe yaramaz, bir kenara bırakılmış.
akü, pil.
bir ekmek batıracak kadar, azıcık; sulu yemek.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
1. kül renkli, benekli.
2. iki renkli hayvan.
3. alaca, karışık renkli.
kaynak: kıbrıs ağzı, erdoğan saracoğu.
2. iki renkli hayvan.
3. alaca, karışık renkli.
kaynak: kıbrıs ağzı, erdoğan saracoğu.
karpuz.
bayatlamaya yüz tutmuş; ihtiyar, yaşlı.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
(bkz: bayda)
çelme. birini düşürmek için ayağının önüne ayak uzatmak.
kaynak: kıbrıs ağzı, erdoğan saracoğu.
kaynak: kıbrıs ağzı, erdoğan saracoğu.
bayılmış, baygın.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?