bannayla yapılmış kebap.
beddua sözü.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
sürek avı, topluca yapılan av.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
birlikte, beraber.
birçok kancadan oluşan balık oltası, parakete.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
derme çatma yapı, baraka.
1. kulak hizasında bırakılmış sakal ucu.
2. kale siperi, korkuluk; gemilerde toplar için hazırlanmış siper.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
2. kale siperi, korkuluk; gemilerde toplar için hazırlanmış siper.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
gemilerde pervanenin takıldığı kısım, pervane yatağı.
göç, göç eşyası; harap ev; çok büyük.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
barut.
bari, hiç olmazsa, keşke.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
1. 'çekip git', 'defol' anlamında kullanılır.
2. sıvacıların ve duvarcıların cetvel gibi kullandıkları ensiz, uzun ve düz tahta, mastar.
3. futbol sahalarındaki kale direği.
2. sıvacıların ve duvarcıların cetvel gibi kullandıkları ensiz, uzun ve düz tahta, mastar.
3. futbol sahalarındaki kale direği.
bağırsak.
bahis, iddia, kumar.
ezmek, çarpmak.
ezmek, çarpmak.
kabak çekirdeğinin kurutuluş, tuzlanmış vr kavrulmuş şekli. eğlencelik çekirdek.
kaynak: kıbrıs ağzı, erdoğan saracoğu.
kaynak: kıbrıs ağzı, erdoğan saracoğu.
ayakla çiğnemek, ayakla çiğneyerek çamaşırların kirini akıtmak.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
içine resim konulup çıkartılan resimlik.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
1. ince çizik, yoldaki çizik gibi oyuk, yiv.
2. vazgeçmek, caymak.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
2. vazgeçmek, caymak.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
ciricik de denilen küçük bir kuş, iskete.
(bkz: basdelli)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?