ovalarda fazla yağmur yağdığında açılan delik.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
ağlarmış gibi yapma, yalancı ağlama.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
imamın, ölüleri gömmeden önce cenaze yakınlarından aldığı para.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
zehirlenmek.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
(bkz: ağı düvü)
yarı aç yan tok yaşama, zorluk içinde bulunma, zehir zıkkım, acı tatlı.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
zehir.
zakkum bitkisi.
zakkum bitkisi.
koyulaşma, katılaşma.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
küçük yapraklı, küçük salkım çiçekli, kışın yapraklarını döken bir ağaç türü, ılgın.
akşam.
küçük çocuklara söylenen bir sözcük.
suyla karıştırılıp içildiğinde köpüren sodalı madde.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
ani ölüm.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
öfke, çarpıntı, bunalım.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
1. korkmadan bir işi, bir şeyi yapan kimse.
2. hazır olmak.
3. haklılıktan doğan güç, güçlü kanıt, iddia.
4. iskambil oyunlarında güçlü kağıt.
2. hazır olmak.
3. haklılıktan doğan güç, güçlü kanıt, iddia.
4. iskambil oyunlarında güçlü kağıt.
buğday, arpa gibi bitki saplarının boğum yerleri.
incirin mancillası
buğdayın adilası
falanı sorarsanız
filanın hacinası
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
incirin mancillası
buğdayın adilası
falanı sorarsanız
filanın hacinası
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
(bkz: adez)
kırılmış kırmızı mercimek; kemik suyunda yapılmış mercimek çorbası.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
vakit, zaman.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
bulgur, mercimek ve soğanla yapılan ve adakta bulunanların mevlit okuttuktan sonra konuklara ikram ettikleri pilav.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?