birdenbire çok kolay kopmak.
büküp kesmek, kolayca kesmek, koparmak.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
pek narin; alınmaya kırılmaya yatkın (kimse).
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
burun atmak, filiz atmak
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
ha öyle, ha böyle, ikisi de bir.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
derdim olmasın da başka bir şey istemem. azıcık aşım kaygısız başım.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
1. çok az, biraz.
2. az olarak, biraz. azıcık.
'dayan azacak daha.'
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
2. az olarak, biraz. azıcık.
'dayan azacak daha.'
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
azımsanacak derecede değil. az buz değil.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
(bkz: abohti)
1. bir tür pastırma.
2. tuzlanmış salamura et.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
2. tuzlanmış salamura et.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
kınkanatlılardan, kara benekli, al renkte bir tür böcek. uğurböceği.
kaynak: kıbrıs ağzı, erdoğan saracoğu.
kaynak: kıbrıs ağzı, erdoğan saracoğu.
1. mehtap
2. dolunay.
kaynak: kıbrıs ağzı, erdoğan saracoğu.
2. dolunay.
kaynak: kıbrıs ağzı, erdoğan saracoğu.
1. hastaya iyileşmesi için okuyup üflemek,
2. büyülemek.
kaynak: kıbrıs ağzı, erdoğan saracoğu.
2. büyülemek.
kaynak: kıbrıs ağzı, erdoğan saracoğu.
1. dişi hayvanın döl tutması,
2. oyalanmak,
3. teselli bulmak.
kaynak: kıbrıs ağzı, erdoğan saracoğu.
2. oyalanmak,
3. teselli bulmak.
kaynak: kıbrıs ağzı, erdoğan saracoğu.
kıbrıs'a özgü yabani nane. (mentha longifolis)
kaynak: kıbrıs ağzı, erdoğan saracoğu.
kaynak: kıbrıs ağzı, erdoğan saracoğu.
arıkuşugillerden, sırtı sarı, karnı mavimsi yeşil, az ağaçlı ya da açık yerlerde yaşayan bir kuş. (merops apiaster)
kaynak: kıbrıs ağzı, erdoğan saracoğu.
kaynak: kıbrıs ağzı, erdoğan saracoğu.
1. servi
2. kırlarda yetişen yabani bir otun kökü.
kaynak: kıbrıs ağzı, erdoğan saracoğu.
2. kırlarda yetişen yabani bir otun kökü.
kaynak: kıbrıs ağzı, erdoğan saracoğu.
üvey anne.
sakat, hastalıklı.
kaynak: kıbrıs ağzı, erdoğan saracoğu.
kaynak: kıbrıs ağzı, erdoğan saracoğu.
alışkın.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?