confessions

ad victoriam

1. nesil Yazar - Yazar -

  1. toplam entry 440
  2. takipçi 9
  3. puan 13989

ahmet belevi

ad victoriam
Müzisyen ve besteci Kıbrıslı Türk.



28 Mart 1941 yılında Baf'ın Poli kasabasında dünyaya geldi. Asıl adı Ahmet Bedevi'dir. 7 kardeşi olan Belevi, ilkokul 1.sınıfı Poli'de okudu. Ailesi ekonomik sebeplerle Lefkoşa'ya taşınınca önce Yenicami Sibyan Okulu ardından Haydarpaşa İlkokulu'na geçti.

Liseye İngiliz Okulu'nda burslu olarak başladı. Şarkı söylemeye başlaması da yine lise yıllarına dayanır. Arkadaşları ile beraber İngiliz Okulu'nda kurdukları koro ile ilk kez 1 Nisan 1958 tarihinde sahneye çıktı. Kıbrıs'ın pek çok yerinde konserler verdi.

1959 yılında Cyprus Radio Corporation'da önce haber bölümü daha sonra da müzik bölümünde 4 yıl kadar çalıştı. Toplumlar arası çatışmalar başlayınca buradan ayrıldı.

1963 yılında İstanbul'da Kadri Şençalar'ın girişimiyle Şenpınar plakçılıktan taş plak olarak piyasaya çıkan bir plak yaptı. Bu plakta kendi bestesi olan Elveda Artık Sana ile Kadri Şençalar'ın Yasak Kalbim şarkıları yer alıyordu. Kendisine Kadri Şençalar, İsmail Şençalar ve Mustafa Kandıralı ile Kıbrıslı Türk Aydın Hikmet eşlik etti. Plak daha sonra 45'lik olarak da yayınlandı. Bu bir Kıbrıslı Türk'ün yaptığı ilk plak olarak tarihe geçti.



1964 yılında bir arkadaş grubu ile Belevi Triosu'nu kurdu. Bir çok organizasyonda müzik yaptı.

1979'da İstanbul'da Günaydın Gazetesi'nin düzenlediği Uluslararası Mikrofon Şarkı Yarışması'nda Kıbrıs Federe Devleti'ni temsilen katılarak Bulgaristan'ın ardından ikinciliği kazandı.

Bayrak Radyo Kurumu'nun müzik bölümünün oluşturulmasında katkıda bulundu.

1991 yılında Boğaz'da Belevi Aile Kulübünü açtı. 4 yıl Cyprus Garden'da çalıştıktan sonra sahneyi bıraktı.

şevki çankaya

ad victoriam
Şevki Çankaya'nın çizdiği karikatürlerden bazı örnekler;



(Şevki Çankaya'nın 15 Kasım 1945 tarihli karikatüründe 2. Dünya Savaşı'nın sonundaki Yalta Konferansı'nda Churchill, Stalin ve Roosevelt sedyedeki Alman askeri üzerinden Almanya'ya verilecek cezayı konuşuyorlar.)




(Şevki Çankaya bu karikatüründe Almanya'ın Rusya soğuğunda yenilmesinden bahsediyor. Hitler'in tek çaresi artık kar topu atmaktır.)






(Dönemin gazete haberlerinde Müttefik gemilerinin Boğazlardan geçerek Rusya'ya malzeme ve yiyecek nakliyatı yapmasını Bir Rus askerinin dürbünle İstanbul Boğazı'nı denetlemesi şeklinde veriliyor.)
















şevki çankaya

ad victoriam
Kıbrıslı Türk karikatür sanatçısı, Ressam ve Çizgi Roman çizeri.



1920 yılında Pile'de doğdu. Gerçek adı Mehmet Şevki Çankaya'dır. Lefkoşa Türk Lisesi'nden mezun olduktan sonra bir süre İstanbul Hukuk Fakültesi'ne devam etti.

1940 yılında karikatür ççizmeye başladı. Dönemin Türk mizahının önemli dergilerinden Akbaba dergisinde karikatürleri yayımlanmaya başladı. Akbaba'nın yanı sıra, Karikatür, Yedigün ve Şaka gibi dergilerde çizmeye devam etti. Bir yandan da Türk Sineması için afiş tasarımları yaptı.

1948 yılında kendisi gibi bir karikatürist olan Hürriyet Gazetesi'nin kurucusu Sedat Simavi'nin isteği ile Hürriyet'te çizmeye başladı. Hürriyet Gazetesi'nde Türk basınında bir ilk olarak resimli aşk romanları çizdi. Tüm bunlara rağmen ekonomik sorunlar nedeniyle bir süre geçim sıkıntısı çekti.

1956 - 1957 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri'ne babasının yanına göç etti. Burada da birkaç Çizgi Roman çalışmasında bulundu. Ardından bir çiftlik satın alarak tarım alanında çalışmaya başladı.

1957 yılından sonraki yaşamı hakkında henüz net bir bilgi yoktur

buffavento kalesi

ad victoriam
Girne'nin doğusunda Beşparmak dağlarının altı kilometre tepesinde yer alan dar varyantlardan çıkılarak ulaşılabilen kale. kale çok rüzgarlı bir tepeye kurulduğu için "rüzgardan korkmayan" anlamına gelen "Buffavento" adını almıştır. Kaleden bakıldığında Trodos dağları ve Lefkoşa'nın tüm güzelliği gözler önündedir.

Kalenin yapım tarihi tam olarak bilinmemesine karşın St. Hilarion ve Kantara kaleleri ile birlikte adayı Arap akıncılarına karşı savunmak için yapıldığı tahmin edilmektedir. Kale 1382-1398 yılları arasında Lüzinyanlar döneminde hapishane olarak kullanılmıştır; adı da "aslan şatosu" olarak geçmektedir. Venedik döneminde, adanın savunması için kıyı şehrindeki kaleler önem kazandığından, Buffavento kalesi önemini kaybetmiştir.

Efsaneye göre, kaleye dışarıdan bakıldığında bir iki kapısı görülmektedir ancak kalenin 100 kapısı olduğu ve 101. kapıyı bulanın kapıdan girdiğinde kaybolduğu söylenmektedir.

Bazı söylentilere göre kendini Kıbrıs Kralı ilan eden Isak Komnenus'un kızı bu kaleden çıkarak Kral Richard'a teslim olmuştu.

Buffavento'nun da Kıbrıs'taki diğer kaleler gibi bir zamanlar Kıbrıs'ta hüküm sürmüş bir kraliçeyle ilgili bir öyküsü vardır. Kıbrıs Templar Şovalyelerinin egemenliğine girdiği zaman cüzzamlı bir Bizans prensesi ve aynı hastalığa yakalanan köpeği vardı. Prenses ile köpeği Buffavento kalesine kapatılmışlardı. Bir süre prenses köpeğinin derisinin yavaş yavaş iyileştiğini fark etmiş. Bunun üzerine prenses köpeğinin her sabah kalenin aşağılarında bir kaynakta yıkandığını fark etmiş. Böylece prenses de her sabah bu kaynağa gidip yıkanmaya başlamış. Tamamen iyileştikten sonra kaynağın bulunduğu yere bugün Ayios Ionnis Chrysostomos Manastırı olarak bilinen tapınağın ilkini yaptırmıştır.

enformasyon

ad victoriam
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde haber vermeyi amaçlayan kuruluşun kısa adı. Bu kuruluş 14 Şubat 2001 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla kaldırıldı ardından Tanıtma Dairesi'yle birleştirilerek Basın, Yayın ve Enformasyon Dairesi olarak işlevini sürdürdü.

arslan mengüç

ad victoriam
gazeteci, belgesel film, radyo ve televizyon programı yapımcısı araştırmacı yazar.

1944 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. Bir süre heybeliada deniz lisesi'ne gitti. Ardından İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi'ne bir süre devam etti ve 1966'da İsveç'e göç etti. Stockholm Üniversitesi Belgesel Film Okulu'nu 1971 yılında bitirdi. Aynı amanda profesyonel fotoğrafçı ve gazeteci olarak çalıştı.

Afrika ve Uzak Doğu'ya çeşitli röportaj gezileri yaptı. Ant Dergisi, Politika ve Cumhuriyet gazetelerinde röportajları yayımlandı.

1977 yılından itibaren İsveç Devlet Radyosu'nda program yapımcısı olarak aralıksız 13 yıl çalıştı. Televizyon ve sinemayla yakında ilgilendi. Otobüs gibi pek çok filmin gerçekleştirilmesinde aktif katkıları oldu.

1990 yılında bir avuç vatan, ardından da Denktaş: Denk Taş adlarında Kıbrıs üzerine iki belgesel yaptı. 1992 yılında Türkiye'ye döndü.

Kanal 6, kanal e, radyo e gibi medya kuruluşlarında çeşitli görevlerde bulundu. 1997 yılında Kıbrıs'a yerleşti. Doğu Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde radyo dersleri vermeye başladı.

Hürriyet Kıbrıs gazetesinde Kum Saati adlı köşesinde köşe yazıları yazdı. 1998-2001 yılları arasında Kıbrıs Genç TV'nin koordinatörlüğünü yaptı. 2001-2004 yılları arasında ülke gündemini tartışan "Arslan Mengüç ve Konukları" adlı programını hafta içi her gün sürdürdü. Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi'nde iletişim dersleri verdi.

Kıbrıs Vatan, Star Kıbrıs gazetelerinde siyasi ortamın nabzını tutan yazılar yazdı. Ada TV haber müdürlüğü ile program yapımcılığı görevlerinde bulundu. 2013 yılında "Mücadelenin Kadınları" belgeselinde, Kıbrıs Türk kadınının hayatta olan 24 temsilcisi tanık olduğu mücadeleyi anlattı.

KKTC Dış Basın Birliği başkanlığı ile ve Kıbrıs Türk Basın Konseyi Yürütme Kurulu üyeliği yaptı.

3 kızı ve 7 torunu olan Arslan Mengüç 6 Ocak 2016 tarihinde yaşamını kaybetti.

yayımlanmış kitapları:
Turkiet (1973)
İlk gelenler (1992)
Kum Saati (2000)
Turgut Atalay (2001)
Göstersene (2002)
Muzaffer Akyol (2002)
Radyoculuk (2005)
Anılarla Erenköy (2005 )
Çekirge Bir Asala Romanı (2006)
Anılarımdaki İsveç (2007)
Neriman Oyman (2008)
Cavit Çıtak (2009)
Agapi Mou Sevgili: Güneyde Kalan Kıbrıs (2011)
Ben Tremeşeli Mehmet Ali (2013)
Kıbrıs'ın Kadınları - Tarihe tanıklık (2015)





ismail hikmet ertalyan

ad victoriam
1933 yılında Lefkoşa Türk Lisesi'nde müdürlük ve öğretmenlik yapan Türk edebiyat tarihi araştırmacısı, ordinaryüs profesör, yazar ve öğretmen.

Kıbrıslı Türklerin Latin harflerine geçmesini kolaylaştırmak için Kıbrıs Türk Alfabesi adıyla bir kitap yazdı. Aynı zamanda Kıbrıs Kıraat Dersleri adı altında okuma metinlerinden oluşan kitapçıklar hazırladı.
protestolara yol açınca o da görevinden ayrılarak İstanbul'a dönmüştür.

ismail hikmet ertalyan lise ve öğretmen marşlarının da yazarıdır.

Öğretmen Marşı

Alnımızda bilgilerden bir çelenk,
Nura doğru can atan Türk genciyiz.
Yeryüzünde yoktur, olmaz Türk'e denk;
Korku bilmez soyumuz.

Şanlı yurdum, her bucağın şanla dolsun;
Yurdum seni yüceltmeye antlar olsun.

Candan açtık cehle karşı bir savaş,
Ey bu yolda ant içen genç arkadaş!
Öğren, öğret hakkı halka, gürle coş;
Durma durma koş.

Şanlı yurdum, her bucağın şanla dolsun;
Yurdum seni yüceltmeye antlar olsun.

ramiz gökçe

ad victoriam
Mağusa sevdasıyla bilinen sanatçımız. kendi ile aynı ismi taşıyan Türkiye'nin ünlü karikatüristlerinden 'tombul teyze' tiplemesinin çizeri Ramiz Gökçe ile sık sık karıştırılır. Bu isim benzerliğinden dolayı şöyle bir olay yaşar.

İstanbul'da güzel sanatlarda öğrenci iken Türkiye Hükümetinin Kıbrıslılara yaptığı 110 Türk Lirası aylık burs yardımını almak için bankaya gider. görevli, "siz Ramiz Gökçe misiniz?" diye sorar. Kıbrıslı Ramiz Gökçe " evet ben Ramiz Gökçe'yim" diye cevap verir. Görevli kuşkulu gözlerle baktıktan sonra amirine gider. bir süre sonra amir gelerek " kardeşim sen Ramiz Gökçe olamazsın. o iki yıl önce vefat etti. bizdeki hesabı da kapandı." der. Ramiz Gökçe kendisinin Kıbrıslı Ramiz Gökçe olduğunu kanıtlamak zorunda kalır. bereket pasaportu ve okul kimliği yanındadır. Kendisi bu olayı 'adaşımın parasını sahtekarlıkla gasp etmek iddiasıyla neredeyse kodesi boylayacaktım' diye anlatır.

kıbrıs muhassıllığı

ad victoriam
kıbrıs osmanlı devleti'nin adayı almasından sonra önce beylerbeyi ardından kaptanpaşalık'a bağlandı. Ancak adada oloştuulmaya çalışılan huzur ve düzenin sağlamaması nedeniyle 1703 yılında yeni bir düzenlemeyle sadrazam hasları arasına alınarak muhassıl adı verilen memurların idaresine verildi. böylece muhasıllar bir yıllık süreyle adanın idari ve mali yönetimine hakim oldular.

özellikle kıbrıs muhassıllığı yolsuzluğa açık bir memuriyetti. gelirleri toplamakla görevli bu memurlar adadaki halkı ekonomik bakımdan zor durumlara sokabiliyorlardı. vergilerin ağırlığı ile muhassılın kendilerinden haksız şekilde para tahsil ettiği şeklindeki şikayetler nedeniyle isyanlar meydana geldi.

1751 yılında kıbrıs muhassıcıları halktan şu vergileri alıyorlardı: aylaklar ve keşiş akçesi, döşeme akçesi, kanbiha, bırakma, asticaliye, arpa, saman, elmas, canevar, çayır, bağ, mal, hatap, kömür, yemeklik, devr-i âlâ veedne, saraydar, sebi, kapatma ve bikr izalesi akçeleri.

1751 yılında kıbrıs'tn istanbul'a gelen 20 kişilik bir heyet bu vergileri tam be eksiksiz olarak verip bu düzene razı olduklarını söyledikten sonra kıbrıs'taki muhassılların görevlerini kötüye kullanarak halktan daha fazla vergi topladıklarını bildirdiler. bunun üzerine padişah 1. mahmut 1751 yılında yeni bir vergi düzeni uygulamaya sokar.

1839 yılından yani tanzimat devrinde muhassıl, sadece vergileri toplayan memurların bir ünvanı olark devam etti. bunlar tayin oldukları yerlerde meclise girer, her mahalle ve köyün nüfus ve servetine göre vergileri düzenlerlerdi. böylece düzenlenen vergilerin yazılı bulunduğu defterler muhasıllar tarafından alınır merkeze gönderilerek takdİm edilirdi. muhassılların gönderdikleri bu defterlere "muhassıllık defteri" denirdi.

muhasııllık 1842 yılında kaldırılmıştır.

muhassıl

ad victoriam
Osmanlı devletinde memuriyetlerden biri olup devlete ait olan ve kanunnamelerle belirlenen vergileri toplamakla görevli kişilere muhassıl denir. bugün ki anlamıyla bir çeşit tahsildar ya da muhasebeci.

nihayet'in rumlar tarafından tehdit edilmesi

ad victoriam
nihayet'in youtube sayfasındaki yorumlar kopartmıştır.

Philippos Odysseos
"That's our city, Varosi, abandoned and full of Turkish crescents, sad to see it in this condition. Awating the time of coming back."

Kutay Kismet
"Come bro we are waiting :)))."

"ma danscilar necin 23 nisan balosunda gibiler."

"Yaşşa be."

Pro gamer BMGO
"Ne yaparsan yap, Kıbrıs'ın Türk işgali asla unutulmayacak. en iyi türk ölü türk."

kısmet
"veni vidi vici guys . if you want come and drink coffee at our beach."

"We call 'kuyruk acısı' in turkish."

sait molla

ad victoriam
bir dönem yolu kıbrıs'a düşen ingiliz muhipleri cemiyeti başkanı, hürriyet ve itilaf fırkası ile kürt teali cemiyeti üyesi olan Atatürk ve Milli Mücadele karşıtı ingiliz hayranı gazeteci, kadı.

İngiliz Ajanı Papaz Frew ile yakın ilişki kurmuş ve İngiliz mandacılığını savunmuştur. İngiliz casusu olduğunun anlaşılması üzerine Romanya'ya kaçmıştır. 1924'te Yüzellilikler listesine alınmış ve 1927'de türkiye vatandaşlığından çıkarılmıştır. Sait Molla 1930'da Atina'da ölmüştür.

Sait Molla 1925 yılının Mayıs ayının sonlarına doğru ailesi ile kıbrıs'a geldi. Lefkoşa'ya vardığında ingiliz idaresine 'Majesteleri Hükümetinin ve özellikle Majesteleri Kral ve İmpara­tor V. Georg'un şefkat ve merhametine sığınıyorum' diye başlayan bir mektup yazdı. söz ve birlik gazetelerine ise yeni kurulan Türkiye Cumhuriyet'ni öven mektuplar gönderdi.

Buna karşın sait molla kıbrıs'ta Kıbrıs Türklerinin Atatürk devrimlerini uygulamaya koyma girişimlerini sekteye uğratmaya çalıştı. Bunu farkeden Söz Gazetesi sahibi remzi okan, Sait Molla aleyhinde yayınlar yapmaya başladı.

Şapka giymenin “küfür” olduğunu çevreye yayan Sait Molla'nın yine kendisi gibi 150'liklerin Yunanistan'da yayımladıkları İtila adlı gazeteyi Kıbrıs'a getirerek dağıtmaya başlaması üzerine Remzi Okan, sait molla'yı Yunanistan hesabına casusluk yapmakla suçladı. bunun üzerine Sait molla remzi okan'ı mahkemeye verdi. Remzi Okan aleyhine açılan davada suçlu bulunarak 2 ay hapse mahkûm edildi.

Sait molla'nın Kıbrıs'ta kaldığı 5 yıl boyunca yaptığı çalışmalar her kesim kıbrıslı türk tarafından yoğun eleştiriye uğradı. Propaganda amacıyla gittiği köylerden kovuldu. Kıbrıslı Türk Atatürk ve devrimlerine sahip çıktı.

mustafa fadıl nekipzade

ad victoriam
1935-1953 yılları arasında lefke belediye başkanılığı yapmış Kıbrıslı Türk.

Atatürk'ün şapka inkılâbını benimseyerek Kıbrıs'ta şapka giyen ilk kişi olmuştur. Mustafa Fadıl Nekipzade, Atatürk'ün fes yerine şapka giyilmesi talimatının ardından fesini çıkarmış ve şapka giymiştir. Dönemin Konsolosu Asaf Bey'i de yanına alarak dolaşan Nekipzade, Kıbrıslı Türkler arasında bu davranışı nedeniyle örnek alınmıştır.


14 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol