Lefkoşa'da, Selimiye Mahallesi'nde Asmaaltı Meydanı'nda yer alan tahmini 16. yüzyıl sonunda inşa edilmiş tipik bir Osmanlı yapısıdır. halk arasında adından Seyyar Çalgıcılar hanı ile Kemaneciler Hanı olarak adlandırılmıştır, yakın geçmişte sünnet ile düğün törenlerine giden çalgıcıların Asmaaltı Meydanı'ndaki Kumarcılar Hanı'na bağlı olan Asmalı Kahve'nin önüne oturup müşteri bekledikleri bilinmektedir.
adı gerçek kumar kelimesi ile eş değer değildir. O dönemdeki karşılığı semer olarak bilinmektedir. Osmanlı döneminde Kumarii Hanı ile Kumarcı Hanı adlarıyla bilinmekte olup Kılıç Ali Paşa Vakfı'na aitti.
Tamamen sarı kesme taştan iki katlı olarak inşa edilmiş binanın alt katında bulunan odalar kemerli tonozlarla orta avluya açılmaktadır. Alt kattaki odalar, bir handa olduğu gibi hayvanların kalacağı özel alanlar ile kaplıdır. Üst kattaki odalar ise insanların konaklayacağı şekilde düzenlenmiştir.
1748 yılı itibarıyla Kılıç Ali Paşa Vakfına ait olan Kumari Han zamanla icareteyn (ikili kira) Vakfı usulüyle Derviş Paşa'nın kardeşi Fuat Tüccarbaşı'nın özel mülkü olurken, hanın karşısındaki Elmazlı Hamam ise Mir-i Miran Vezir Osman Paşa'nın dul eşini hamamda bastığından kafası kesilerek cezalandırılan Miralay Tahir Ağa'nın özel mülkü olmuştur. 1950'li yıllarda bu han, Lefkoşalı Tüccarbaşılar'dan Mehmet İzzet Bey ile Mehmet Asım Bey'in adlarına tapu kütüğüne kayıtlıydı. İlk restorasyonu 1937- 1957 yılları arasında gerçekleştirilmiştir. İleri restorasyonunun gerçekleşebilmesi için Antikalar Dairesi tarafından eski eser olarak tescil edilmiş ve 1958 - 1963 yılları arasında varislerine 70 Kıbrıs Lirası yıllık kira ödenmiştir. Tüccarbaşı'nın vefatından sonra bu han ilkin kızları Hürmüs Hanım ile Fezile Hanım'a miras olarak kalmıştır. Daha sonra bu hanın % 25 hissesi Behzat Aziz Beyli ile ailesinin mülkiyetinde kalmış olmasına karşın, diğer hissedarların payına düşen %75 hisse Turizmci Con Aziz Kent'e satılmıştır. 12 Temmuz 2011 tarihinde Turizm ve Çevre Bakanlığı'nın mal sahipleriyle imzaladığı sözleşmeyle hanın 15 yıl süreyle kullanım hakkı mal sahiplerinden devralınmıştır.
Osmanlı dönemi şehir içi ticaret hanlarının tipik örneklerindendir. Hanın giriş holündeki Ortaçağ'a ait kemerinden hanın orta avlusuna ulaşılmaktadır. Orijinal 52 odası olmasına karşın günümüze sadece 44 tanesi gelebilmiştir. Odalar, orta avluyu çevreleyen yuvarlak sütunlu kemerlerin alt ve üstünde yer almaktadır. Alt odalar depo ile ahır amaçlarıyla kullanılırken, üst odalar ise yatı amacıyla kullanılmaktaydı. Üst odalar beşik tonozlu olup odaların önlerindeki ahşap revaklar kiremit üst örtülüdür. Bazı odalarda ocak bulunmaktadır. Odaların döşemeleri mermer olup dışa açılan dikdörtgen ve mazgal pencereleri vardır. Odaların zeminleri düzgün kesilmiş mermerlerle döşenmiştir.
1953-63 yılları arasında tadilat görmüş olan bina 1964 yılından sonra tamamen Türk yönetiminin kullanımına kalmış, 1976-1991 yılları arasında ise Eski Eserler ve Müzeler Dairesi olarak kullanılmıştır. 2016 yılında yeniden turizmin hizmetine sunuldu.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?