una tahin katılarak yapılan bir tür tatlı.
öğütülmüş susam unu ve yağıyla yapılmış bir tür yiyecek.
avans çekmek; öncelik vermek; kaparo verme.
efendilikten nasibini almayan, kaba; işe yaramaz. anahendo.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
dediğim, istediğim yapılmazsa, yoksa yokum. yok yoğum.
Bıçak ve çöp kullanmadan hamurun elle kesilmesi suretiyle yapılan el makarnası.
1. Mezar taşı.
2. Herkesin önüne geçip duran kişi.
2. Herkesin önüne geçip duran kişi.
alay etmek.
Çok yaşlı ama hovardalık peşinde koşan erkek.
eğri bacaklı kimse, çengel ayaklı.
erkeğin kadınla cinsel ilişkide bulunması.
ekmek kabuğu, kuru ekmek parçası. gafgalla
Askere gitmek, askeri eğitime gitmek.
Her şeye bağırıp çağıran, sövüp sayan kişi.
Doğum özrü ya da bir kaza sonucu yüzü yumru yumru olmuş kişi.
Çeşitli sebeplerden kaynaklanan, geçici beyinsel anemi ile birlikte görülen çok kısa süreli bilinç kaybı. senkop. bayılma
''Zavallı gıççağaz singobiye yekalandı, sık sık bayılır''
kaynak: Erkan Manavoğlu Kıbrıs Rumcasının Yapısal Ve Söz Dağarcığı Olarak Kıbrıs Türk Ağızları Üzerindeki Etkisi
''Zavallı gıççağaz singobiye yekalandı, sık sık bayılır''
kaynak: Erkan Manavoğlu Kıbrıs Rumcasının Yapısal Ve Söz Dağarcığı Olarak Kıbrıs Türk Ağızları Üzerindeki Etkisi
Buğday öğütme makinesinin sahibi.
İkinci kattaki hanay alanının altındaki bölüm.
''Hanayaltındaki oda, günümüzü geçirdiğimiz, yemek yediğimiz yerdi.'' (Selenge : Sahiden)
''Hanayaltındaki oda, günümüzü geçirdiğimiz, yemek yediğimiz yerdi.'' (Selenge : Sahiden)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?