1.açık, belli, görünen.
2. kuşkusuz, elbette. zaher.
çalmak, hırsızlık yapmak.
azarlamak.
devamlı, sürekli.
"gözün kör olmasın, kime güman edip de virra doğuruyorsun" ( özden selenge, lale yüreğin beyaz, 1999)
"bırakacang gitsin tumbalabaş, yoksa virra virra bütçeden para vereceng" ( metin münir, “ma gıbnz türk hava yolları'nı batırdıngız?" Milliyet, 06.8.2006)
"gözün kör olmasın, kime güman edip de virra doğuruyorsun" ( özden selenge, lale yüreğin beyaz, 1999)
"bırakacang gitsin tumbalabaş, yoksa virra virra bütçeden para vereceng" ( metin münir, “ma gıbnz türk hava yolları'nı batırdıngız?" Milliyet, 06.8.2006)
gücendirmek.
erimek, halsiz düşmek.
ütü. özellikle baf ve limassol göçmenleri yütü derler.
gebe kalmak, döl tutmak; (hayvanlar) çiftleşmek.
yük 'yüklenilen şey, karındaki çocuk' sözünün bir türevidir. eski kaynaklarda ve anadolu ağızlarında hamile kadınlara yüklü dendiğini biliyoruz.
yük 'yüklenilen şey, karındaki çocuk' sözünün bir türevidir. eski kaynaklarda ve anadolu ağızlarında hamile kadınlara yüklü dendiğini biliyoruz.
tıraş olmak, tıraş etmek.
gözden çıkarılmak, bırakılmak.
mandalina.
yumurtayla kavrularak veya kuru fasulye yemeğine katılarak yenen bir tür bitki.
zayıflamak, incelmek.
karanlıkta görülen şeyler, karaltı.
yolcu etmek, uğurlamak.
istenilmeyen durumlarda yapılan sövgü, saçma söz karşılığında verilen karşılık, ananın örekesi.
beddua sözü, zıkkım.
beddua sözü. boşuna faydasız.
deniz üzerinde çıkan kasırga, deniz hortumu.
üstü benekli kedi, sincap.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?