nöbetçi, polis. nöbetçi gözlem yeri.
insan ve hayvanlarda görülen bir tür hastalık.
evlilik öncesi sahiplenilen, nişanlı.
nişanlı
kız kuşu. kız evladı.
gözbebeği.
küçük çocuk, bebek.
yapıştırma işlerinde kullanılan yapışkanlı bant.
duvarın üstüne yapılan eğik sırt.
yumurtayla kavrularak yenen bir tür ot.
sıkıştırılarak yapılmış tahta.
dokuma tezgahında bezlerin sarıldığı ağaç.
saklambaç oyununda ebe; koyun ve keçileri sayan memur.
eşeğe semer vurmak.
semirmek, şişmanlamak.
dükkanlarda yapılan yüksekçe yarım kat; üzerine eşya konulan geniş raf; ambar.
1. yengeç.
2. cinsel ilişkiyle bulaşan tedavisi zor bir hastalık, firengi.
2. cinsel ilişkiyle bulaşan tedavisi zor bir hastalık, firengi.
sürülmemiş tarla.
terslemek, kızmak, sert konuşmak.
çağırmak, seslenmek.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?