dar ağızlı, şişkin karınlı hasır içinde taşınan büyük su şişesi.
ayağın veya ayakkabının alt yüzü; ayakla basılan yer, taban.
ansızın, birdenbire.
meşin torba.
bir çeşit yılan, sağıryılan.
yemek çıkını, zeytin, hellim, ekmek gibi yiyeceklerin konduğu deri torba.
yemek çıkını, zeytin, hellim, ekmek gibi yiyeceklerin konduğu deri torba.
avcıların ava beraber götürdükleri yardımcı kişi. avcı yardımcısı.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
dağılmak, kendiliğinden dağılmak.
1. daha iyi.
2. en olumlu yol.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
2. en olumlu yol.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
"cehenneme kadar defol!" anlamında kullanılır. dehle.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
kısa elbise.
sürekli çalışan, geçici olmayan, kadrolu.
1. büyük parça. (bkz: daggo)
2. dışa çekilen sandalın devrilmemesi için ya tarafına konan kütük, tahta gibi destek.
3. elektrik fişiyle duvar arasına konan tahta parça.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
2. dışa çekilen sandalın devrilmemesi için ya tarafına konan kütük, tahta gibi destek.
3. elektrik fişiyle duvar arasına konan tahta parça.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
ansızın, birdenbire, beklenmedik bir anda.
kibarlık taslamak, beğenmemek.
yalnız, işsiz güçsüz, başıboş.
uluorta, birdenbire.
uluorta, birdenbire.
damlatmak, ölmek üzere olan kişilerin ağzına su damlatmak.
maya koymak, damlatmak, mayalamak.
pekmez, yoğurt, peynir gibi şeyleri yapmaya yarayan maya.
sürekli söylenmek.
danışmak, fikir sormak.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?