meyveler toplandıktan sonra ağaçta kalan tek tük meyve.
bırakılmış ürün, ağaçta terk edilmiş meyve. artık, kalıntı.
bitkilerin dibinden çıkan yabanî sürgünler.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
(bkz: bornali)
(bkz: bornali)
olgun ama henüz çiftleşmemiş keçi, kuzu.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
aynalı, çekmeceli, üstüne süs eşyası konulan yarım dolap. şifoniyer.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
korna, klaksiyon.
kalça ile kaburga arasındaki kısım.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
şişe.
aynı yaşta olan, akran, yaştaş.
çift sürülen hayvanların boyunlarına takılan alet.
1. doğurmamış hayvan.
2. altı ayını doldurmamış kuzu
3. boş torba gibi gitmek
2. altı ayını doldurmamış kuzu
3. boş torba gibi gitmek
(bkz: boyizi)
altı ayını doldurmamış kuzu.
boğazlanmış, boğazı kesilerek öldürülmüş hayvan.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
bozulmak.
1. böcü, böcek, kurt.
2. çanta ve bavullarda bağlantı halkası.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
2. çanta ve bavullarda bağlantı halkası.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
böcek, ipek böceği, tırtıl, çocukları korkutmak için kullanılan hayali yaratık, küçücük böcekler.
ipek böceği yetiştiriciliği.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?