biraz, birazcık.
biraz, birazcık.
birer birer, olduğu gibi.
az, ihmal edilecek ölçüde.
azganlık, azgan bulunan yer.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
az bulmak, azımsamak.
birden, aniden, hemen.
birazcık, azıcık.
zeytin küspesi, pirina.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
bisküvi.
bisküvi.
uysal kedi.
kedi yavrusu.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
olgunlaşan meyve, yenecek duruma gelmek: yemek pişmek.
kolay pişen, çabuk pişen. pişeğen.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
oyuncu sayısından bir eksik kazılan ve çukuru olmayan kişinin topu çukurlara attığı, top hangi oyuncunun çukuruna girerse onun topu alarak diğerlerinden birisine fırlattığı, top isabet ettiği takdirde, bu kez onun oyunu sürsürdüğü bir çocuk oyunu. dirop. topla delik oyunu.,
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
(bkz: bişşi)
kandil ve bayram günlerinde mayalı, mayasız hamurla sacda pişirilen, tavada ve fırında kızartılan türlü biçimde yağlı, yağsız; tatlılı, tatlısız yapılan bazlama, ince pide.
verimli toprak.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?