avuç.
avuç.
1. hayvanların gebe kalması, döl tutmak.
2 teselli bulmak, bir uğraşla acıyı unutmak.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
2 teselli bulmak, bir uğraşla acıyı unutmak.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
(bkz: afuriya)
Sısam beyazlandırılırken suya konan sısamların su yüzüne çıkanları.
30 cm.lik ölçü birimi.
bisiklet pedalı.
kaynak: kıbrıs ağzı, erdoğan saracoğu.
kaynak: kıbrıs ağzı, erdoğan saracoğu.
1. basamak, basılan yer.
2. ayaklık.
3. merdiven, merdiven basamağı.
kaynak: kıbrıs ağzı, erdoğan saracoğu.
2. ayaklık.
3. merdiven, merdiven basamağı.
kaynak: kıbrıs ağzı, erdoğan saracoğu.
ayartmak, doğru yoldan saptırmak, etkisi altına almak.
ayın öndördü, dolunay; mehtap.
dolunaylık, mehtaplık.
dolunaylık, mehtaplık.
ayıp görmek, yanlış bir davranışı yermek, ayıplamak.
Noel baba. Aziz Vasillis.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
kaynak: orhan kabataş, kıbrıs türkçesinin etimolojik sözlüğü.
1. büyük konaklarda mutfak ve yemek hizmetlerinde çalıştırılan uşak.
2. koca, erkek, eş.
3. karşılık, bedel.
4. yardımcı.
5. işe yaramaz.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
2. koca, erkek, eş.
3. karşılık, bedel.
4. yardımcı.
5. işe yaramaz.
kaynak: hakeri'nin kıbrıs sözlüğü.
(bkz: babakya)
böğürtlen, diken dudu.
(bkz: babış)
evin içinde giyilen ayakkabı.
evin içinde giyilen ayakkabı.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?