Niyazi Kızılyürek, Avrupa Birliği (AB) kurumlarının dil statüsüne ilişkin AB İşleyiş Sözleşmesi'nin 342. maddesi uyarınca Kıbrıs Cumhuriyeti'nin resmi dillerinden biri olan Türkçe'nin AB'nin resmi dillerinden biri olması talebini resmi olarak Konseye ve Komisyona sundu.
Şu adamın kıbrıs ve kıbrıslı türkler'in temsiliyeti adına yaptığının onda birini yapan kıbrıslı türk siyasi yok. yazık bir de bin bir türlü yaftalama ile karşı karşıya kalır.
niyazi kızılyürek
Kıbrıs Üniversitesi'nde öğretim görevlisiyken Avrupa Parlamentosu milletvekili seçilen ve üniversitedeki görevini “ödeneksiz izinli” olarak sürdüren Niyazi Kızılyürek'in bu görevinden alınması yönünde üniversite yönetimine baskı yapılıyor. bu baskıya boyun eğen üniversite yönetimi, Hükümetin, DİSİ'nin milliyetçi çevrelerinin ve diğer sağ partilerin baskısı altında Niyazi Kızılyürek'in emekli edilmesine karar verdi.
kuzeyde de guneyde de akıl tutulması yaşayan bu kitleden ne çektin be niyazi abi.
kaynak
kuzeyde de guneyde de akıl tutulması yaşayan bu kitleden ne çektin be niyazi abi.
kaynak
kıbrıs sorununu bir makalede özetlemiştir.
Devlet Bahçeli Enosisçidir!
Yazının başlığını irdelemeden önce, Türkçülerin ve Osmanlıcıların bıraktığı Kıbrıs mirasına bir göz atalım.1878 yılında Osmanlı İmparatorluğu, Kıbrıs'ı Kıbrıslı Müslümanlarla beraber Büyük Britanya İmparatorluğu'na kiraladı.
1914'te, Pan-Türkçü hayaller peşinde koşan Enver, Talat ve Cemal Paşaların savaş politikaları yüzünden İngilizler adayı ilhak etti.Turan rüyası görenlerin yol açtığı büyük yıkımların sonucunda kurtarılabilenleri kurtaran Mustafa Kemal, Lozan Antlaşmasında Kıbrıs'ta İngiliz İmparatorluğunun egemenliğini kabul etmek zorunda kaldı ve Kıbrıslı Türkleri isterlerse Türkiye'de yaşamaya davet etti.
Bundan böyle, Türkiye'nin uzun yıllar Kıbrıs politikası olmayacaktı.Tek başına kalan Kıbrıslı Türkler, Kıbrıslı Rumların Enosis politikasına karşı her cephede kavga verdiler. Kavanin Meclisinde, basında, sokakta ve daha birçok başka girişimleriyle Enosisin önünü kesmeye çalıştılar.
Türk Hariciyesinde Kıbrıs haritası bulunmayan 1940'lı yıllarda büyük kalabalıklar halinde sokaklara indiler ve Enosise hayır dediler.
O sıralarda Türkiye'de Pan-Türkçü gruplar Nazi Almanya'sı ile işbirliği yapıyor ve Sovyetler Birliği'nin yıkılmasını ümit ediyorlardı. Beklentileri, Kafkasya'yı da içine alan bir Türk Konfederasyonu oluşturmaktı. Kıbrıs gündemlerinde yoktu.
Kıbrıslı Türkler, 1950'li yılların başına kadar Türkiye'nin kapılarını çalıp uyuyan Türkiye'yi uyandırmaya çalıştılar. Yüz bulmadılar.Türkiye, Kıbrıslı Türklerin direnişini uzaktan izliyordu, ta ki İngiliz emperyalizminin dümen suyunda gidinceye kadar.1950'li yılların ortasında İngilizlerin uyarı ve yönlendirmeleriyle Kıbrıs konusunda konuşmaya başlayan Türkiye tam olarak ne istediğini bilmiyordu. Bazen adada İngilizlerin kalmasını, bazen de adanın Türkiye'ye verilmesini savunuyordu. Kıbrıslı Türkler ise inat ve ısrarla Enosise hayır demeye devam ediyordu.
İngilizler kendi çıkarları uğruna Türkiye'yi Kıbrıs Sorununa taraf yaptılar.
1960 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu ve Enosisin önü kesildi. Fakat bu arada, Kıbrıs'ta da yandaş edinen Türkçü gruplar ve Derin Devlet, Cumhuriyet'in yaşaması için değil, yıkılması ve ayrı bir Türk devleti kurulması için uğraşıyordu. Bu da Enosis için çabalayan Makarios'un işine yarıyordu.
1963-64 çatışmalarında İsmet İnönü' ün yaptığı “devletten ayrılmayın” uyarılarını dikkate almak yerine, Türkçü Türkeş'in yolundan giderek ayrı Türk devleti kurmaya heveslenenler, Kıbrıslı Türkleri çok zor duruma düşürdüler.
Yunan Cuntasının 15 Temmuz 1974 tarihinde Makarios'a darbe yapmasıyla Türkiye Kıbrıs'a çıktı. Fakat süratle Kıbrıs'ta çözüme gitmek varken, Milli Cephe hükümetlerinde yer alan Türkçü Türkeş, Osmanlıcı Erbakan ve popülist Demirel, toprak şevkiyle ve vatan millet sakarya nutuklarıyla çözümsüzlük politikalarına yöneldiler ve Kıbrıslı Türkleri çözümsüzlüğe ve statükosuzluğa mahkum ettiler.
Türkçü Denktaş ve Türkiye'deki Türkçülerle popülist politikacılar, uluslararası hukuku çiğneyerek Kıbrıs'ta ayrı bir Türk devleti kurup yaşatmaya yönelince, Kıbrıslı Türkleri kapkara bir yalnızlığa sürüklediler.
2002 yılının sonunda Annan Planı masaya yatırıldığı andan itibaren, Kıbrıs'ın Avrupa Birliğine resmen üye olduğu 2003 Nisanına kadar, Türkçüler ve Derin Devlet, Annan Planının reddedilmesi için her yola baş vurdular.
Barış isteyen Kıbrıslı Türkleri “Rumcu” ilan ederek aşağıladılar. Kendi çıkarları için çizgi değiştiren dönemin AKP hükümetine karşı darbe yapmaya kalkıştılar. Bu girişimleriyle Annan Planının zamanında kabul edilmesini engellediler.
2004'te AKP ve Kıbrıslı Türklerin büyük çoğunluğu Annan Planına evet dediğinde, atı alan Üsküdar'ı çoktan geçmişti. Kıbrıslı Rumlar şimdi bütün Kıbrıs adına AB üyesiydiler ve bu yüzden Annan Planına rahatlıkla hayır diyebildiler.
Saplantılı milliyetçiler, Türkçüler ve Derin Devlet, Kıbrıslı Türklere kötü bir miras bıraktılar. Kıbrıslı Türkler eşit ve tanınmış bir toplum olarak Kıbrıs Cumhuriyeti'nin ortağı ve AB üyesi olamadılar. Varlıkları gözetilmeyen, görünmeyen, statüsüz bir toplum olarak yaşamaya mahkum edildiler.
Barışsever Kıbrıslı Türkler bugün Kıbrıs'ta barış için mücadele etmek zorunda kalıyorlarsa, bu, geçmişin hatalarını düzeltmek, Türkçü hayaller ve imparatorluk hevesiyle kaybedilen bir davayı kazanmak içindir.
Gelelim yazının başlığına.
Enosis, Yunancada birleşme demektir. Almancada Anschluss deniyor. Örneğin Hitler, Avusturya'yı Anschluss/Enosis yaparak Almanya'ya bağlamıştı. Bu yüzden, akraba bir topluluğun varlığını ileri sürerek başka topraklarda yayılmacı milliyetçilik yapanlara Anschluss-Milliyetçisi de deniyor. Yani, Enosis-Milliyetçisi...
Kıbrıslı Rumlar uzun yıllar Enosis-Milliyetçiliği yaptılar ve “Kıbrıs Helen'dir” dediler. Şükür ki bunlardan artık çok kalmadı.
Fakat Devlet Bahçeli hala “Kıbrıs Türk'tür” diyor ve Kıbrıs'ı Türkiye'ye bağlamak istiyor.
Yani, açıkça Enosis-Milliyetçiliği yapıyor...Kıbrıslı Türk barışsevereler Helen-Enosisine ne kadar hayır dedilerse, Türk-Enosisine de o kadar hayır demeye kararlıdırlar.
Önümüzdeki döneme damga vuracak olan, bu mücadele olacaktır...
Niyazi Kızılyürek
https://www.yeniduzen.com/devlet-bahceli-enosiscidir-15169yy.htm
Devlet Bahçeli Enosisçidir!
Yazının başlığını irdelemeden önce, Türkçülerin ve Osmanlıcıların bıraktığı Kıbrıs mirasına bir göz atalım.1878 yılında Osmanlı İmparatorluğu, Kıbrıs'ı Kıbrıslı Müslümanlarla beraber Büyük Britanya İmparatorluğu'na kiraladı.
1914'te, Pan-Türkçü hayaller peşinde koşan Enver, Talat ve Cemal Paşaların savaş politikaları yüzünden İngilizler adayı ilhak etti.Turan rüyası görenlerin yol açtığı büyük yıkımların sonucunda kurtarılabilenleri kurtaran Mustafa Kemal, Lozan Antlaşmasında Kıbrıs'ta İngiliz İmparatorluğunun egemenliğini kabul etmek zorunda kaldı ve Kıbrıslı Türkleri isterlerse Türkiye'de yaşamaya davet etti.
Bundan böyle, Türkiye'nin uzun yıllar Kıbrıs politikası olmayacaktı.Tek başına kalan Kıbrıslı Türkler, Kıbrıslı Rumların Enosis politikasına karşı her cephede kavga verdiler. Kavanin Meclisinde, basında, sokakta ve daha birçok başka girişimleriyle Enosisin önünü kesmeye çalıştılar.
Türk Hariciyesinde Kıbrıs haritası bulunmayan 1940'lı yıllarda büyük kalabalıklar halinde sokaklara indiler ve Enosise hayır dediler.
O sıralarda Türkiye'de Pan-Türkçü gruplar Nazi Almanya'sı ile işbirliği yapıyor ve Sovyetler Birliği'nin yıkılmasını ümit ediyorlardı. Beklentileri, Kafkasya'yı da içine alan bir Türk Konfederasyonu oluşturmaktı. Kıbrıs gündemlerinde yoktu.
Kıbrıslı Türkler, 1950'li yılların başına kadar Türkiye'nin kapılarını çalıp uyuyan Türkiye'yi uyandırmaya çalıştılar. Yüz bulmadılar.Türkiye, Kıbrıslı Türklerin direnişini uzaktan izliyordu, ta ki İngiliz emperyalizminin dümen suyunda gidinceye kadar.1950'li yılların ortasında İngilizlerin uyarı ve yönlendirmeleriyle Kıbrıs konusunda konuşmaya başlayan Türkiye tam olarak ne istediğini bilmiyordu. Bazen adada İngilizlerin kalmasını, bazen de adanın Türkiye'ye verilmesini savunuyordu. Kıbrıslı Türkler ise inat ve ısrarla Enosise hayır demeye devam ediyordu.
İngilizler kendi çıkarları uğruna Türkiye'yi Kıbrıs Sorununa taraf yaptılar.
1960 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu ve Enosisin önü kesildi. Fakat bu arada, Kıbrıs'ta da yandaş edinen Türkçü gruplar ve Derin Devlet, Cumhuriyet'in yaşaması için değil, yıkılması ve ayrı bir Türk devleti kurulması için uğraşıyordu. Bu da Enosis için çabalayan Makarios'un işine yarıyordu.
1963-64 çatışmalarında İsmet İnönü' ün yaptığı “devletten ayrılmayın” uyarılarını dikkate almak yerine, Türkçü Türkeş'in yolundan giderek ayrı Türk devleti kurmaya heveslenenler, Kıbrıslı Türkleri çok zor duruma düşürdüler.
Yunan Cuntasının 15 Temmuz 1974 tarihinde Makarios'a darbe yapmasıyla Türkiye Kıbrıs'a çıktı. Fakat süratle Kıbrıs'ta çözüme gitmek varken, Milli Cephe hükümetlerinde yer alan Türkçü Türkeş, Osmanlıcı Erbakan ve popülist Demirel, toprak şevkiyle ve vatan millet sakarya nutuklarıyla çözümsüzlük politikalarına yöneldiler ve Kıbrıslı Türkleri çözümsüzlüğe ve statükosuzluğa mahkum ettiler.
Türkçü Denktaş ve Türkiye'deki Türkçülerle popülist politikacılar, uluslararası hukuku çiğneyerek Kıbrıs'ta ayrı bir Türk devleti kurup yaşatmaya yönelince, Kıbrıslı Türkleri kapkara bir yalnızlığa sürüklediler.
2002 yılının sonunda Annan Planı masaya yatırıldığı andan itibaren, Kıbrıs'ın Avrupa Birliğine resmen üye olduğu 2003 Nisanına kadar, Türkçüler ve Derin Devlet, Annan Planının reddedilmesi için her yola baş vurdular.
Barış isteyen Kıbrıslı Türkleri “Rumcu” ilan ederek aşağıladılar. Kendi çıkarları için çizgi değiştiren dönemin AKP hükümetine karşı darbe yapmaya kalkıştılar. Bu girişimleriyle Annan Planının zamanında kabul edilmesini engellediler.
2004'te AKP ve Kıbrıslı Türklerin büyük çoğunluğu Annan Planına evet dediğinde, atı alan Üsküdar'ı çoktan geçmişti. Kıbrıslı Rumlar şimdi bütün Kıbrıs adına AB üyesiydiler ve bu yüzden Annan Planına rahatlıkla hayır diyebildiler.
Saplantılı milliyetçiler, Türkçüler ve Derin Devlet, Kıbrıslı Türklere kötü bir miras bıraktılar. Kıbrıslı Türkler eşit ve tanınmış bir toplum olarak Kıbrıs Cumhuriyeti'nin ortağı ve AB üyesi olamadılar. Varlıkları gözetilmeyen, görünmeyen, statüsüz bir toplum olarak yaşamaya mahkum edildiler.
Barışsever Kıbrıslı Türkler bugün Kıbrıs'ta barış için mücadele etmek zorunda kalıyorlarsa, bu, geçmişin hatalarını düzeltmek, Türkçü hayaller ve imparatorluk hevesiyle kaybedilen bir davayı kazanmak içindir.
Gelelim yazının başlığına.
Enosis, Yunancada birleşme demektir. Almancada Anschluss deniyor. Örneğin Hitler, Avusturya'yı Anschluss/Enosis yaparak Almanya'ya bağlamıştı. Bu yüzden, akraba bir topluluğun varlığını ileri sürerek başka topraklarda yayılmacı milliyetçilik yapanlara Anschluss-Milliyetçisi de deniyor. Yani, Enosis-Milliyetçisi...
Kıbrıslı Rumlar uzun yıllar Enosis-Milliyetçiliği yaptılar ve “Kıbrıs Helen'dir” dediler. Şükür ki bunlardan artık çok kalmadı.
Fakat Devlet Bahçeli hala “Kıbrıs Türk'tür” diyor ve Kıbrıs'ı Türkiye'ye bağlamak istiyor.
Yani, açıkça Enosis-Milliyetçiliği yapıyor...Kıbrıslı Türk barışsevereler Helen-Enosisine ne kadar hayır dedilerse, Türk-Enosisine de o kadar hayır demeye kararlıdırlar.
Önümüzdeki döneme damga vuracak olan, bu mücadele olacaktır...
Niyazi Kızılyürek
https://www.yeniduzen.com/devlet-bahceli-enosiscidir-15169yy.htm
Niyazi Kızılyürek'in temsilcisi Derya Beyatlı tarafından 2020 yılının kasım ayında açılan imza kampanyası, AB üyesi Kıbrıs Cumhuriyeti'nin resmi dili olan Türkçe dilinin AB resmi dili olmamasının Avrupa yurttaşı Kıbrıslı Türklere karşı “dile dayalı bir ayrımcılık yarattığı” gerekçesiyle başlatılmıştı.
şu internet adresinden destek verilebilir.
https://www.europarl.europa.eu/petitions/en/petition/content/0754%252F2020/html/Petition-No-0754%252F2020-by-Derya-Beyatli-%2528Cypriot%2529-on-the-discrimination-of-Turkish-speaking-Cypriots-as-EU-citizens
şu internet adresinden destek verilebilir.
https://www.europarl.europa.eu/petitions/en/petition/content/0754%252F2020/html/Petition-No-0754%252F2020-by-Derya-Beyatli-%2528Cypriot%2529-on-the-discrimination-of-Turkish-speaking-Cypriots-as-EU-citizens
Avrupa Parlamentosu'nda Türkçenin AB'nin resmi dili olması için mücadele etti. 18 Kasım 2019 tarihinde avrupa parlamentosu'na ''türkçe neden halen ab'nin resmi dili değil?'' diye sordu.
"Niyazi Kizilyürek (GUE/NGL) Subject: Introduction of Turkish as an official EU language
In his letter of 17 February 2016 to the Presidents of the Council, Commission and European Parliament, the President of the Republic of Cyprus, Nicos Anastasiades, stated that Turkish is one of the official languages of the Republic of Cyprus and asked for it to be introduced as an official EU language in accordance with Article 342 of the TFEU on the rules governing the languages of the institutions of the Union.
Turkish Cypriot citizens of the EU are certainly expecting their mother tongue to become an official language of the EU.
Additionally, in the 2019 European Parliament elections, a Turkish Cypriot MEP was elected for the first time, by both Greek and Turkish Cypriots.Bearing the above in mind, what measures will the Council take in order to accelerate the necessary procedures for the introduction of Turkish as an official EU language?"
Avrupa Parlamentosu'nun yanıtı ise konseyin henüz bunu tartışmadığıydı.
According to Article 342 of the Treaty on the Functioning of the European Union, the rules governing the languages of the institutions of the Union shall be determined by the Council, acting unanimously by means of regulations.
The introduction of Turkish as an official language of the institutions of the EU has not been discussed by the Council.
"Niyazi Kizilyürek (GUE/NGL) Subject: Introduction of Turkish as an official EU language
In his letter of 17 February 2016 to the Presidents of the Council, Commission and European Parliament, the President of the Republic of Cyprus, Nicos Anastasiades, stated that Turkish is one of the official languages of the Republic of Cyprus and asked for it to be introduced as an official EU language in accordance with Article 342 of the TFEU on the rules governing the languages of the institutions of the Union.
Turkish Cypriot citizens of the EU are certainly expecting their mother tongue to become an official language of the EU.
Additionally, in the 2019 European Parliament elections, a Turkish Cypriot MEP was elected for the first time, by both Greek and Turkish Cypriots.Bearing the above in mind, what measures will the Council take in order to accelerate the necessary procedures for the introduction of Turkish as an official EU language?"
Avrupa Parlamentosu'nun yanıtı ise konseyin henüz bunu tartışmadığıydı.
According to Article 342 of the Treaty on the Functioning of the European Union, the rules governing the languages of the institutions of the Union shall be determined by the Council, acting unanimously by means of regulations.
The introduction of Turkish as an official language of the institutions of the EU has not been discussed by the Council.
Avrupa Parlamentosu Üyesi Kıbrıslı Türk tarih profesörü, akademisyen ve araştırmacı-yazar.
1959 yılında karma bir köy olan Bodamya'da doğdu. 1964 yılında toplumlararası etnik çatışmalar nedeniyle doğduğu köyü terk etmek zorunda kaldı. ailesiyle birlikte çocukluk ve gençlik yıllarını geçireceği Luricina köyüne yerleşti. 1974 yılında adanın kuzey ve güney kıbrıs olarak bölünmesinden sonra Kuzey Kıbrıs'a yerleşti. 1977 yılında lise eğitimini tamamlayarak Almanya'ya gitti. Bremen Üniversitesi'nde yükseköğrenim gördü. Aynı üniversitede Kıbrıs sorunu üzerine yazdığı doktora teziyle lisansüstü öğrenimini tamamladı. çeşitli avrupa ülkelerinde çalıştıktan sonra Kıbrıs Üniversitesi'nde çalışmaya başladı.
1995 yılında çalışmaya başladığı Kıbrıs Üniversitesi'nin Türk ve Orta Doğu Çalışmaları Bölümü'nde bugün Profesör olarak görev yapıyor. Uzun yıllar Türkoloji Bölümünün başkanlığını yürüten Kızılyürek, 2013-2016 arasında Beşeri Bilimler Fakültesine dekan seçildi. Çeşitli dillerde yayımladığı bilimsel makalelerinin yanısıra, Panikos Hrisantos ile birlikte "Duvarımız" adlı Kıbrıs belgeselini hazırladı. "Duvarımız" 1997 yılında Abdi İpekçi Ödülü'ne layık görüldü. Çoğu Kıbrıs sorunu üzerine olan yirmiyi aşkın kitabı çeşitli dillerde yayınlandı. Kıbrıs Tarihi, Milliyetçilik ve Modern Türkiye tarihi üzerine yazdığı kitapların dışında, 100'den fazla bilimsel makaleye imza attı. 2006 yılında Fransa Cumhuriyeti tarafından bilimsel çalışmaları ve Kıbrıs'ta barış mücadelesine yaptığı katkıları nedeniyle “Akademik Palmiye-Şövalye Nişanı” ile ödüllendirildi.
2015 yılında Avrupa Kültür Parlamentosuna 2019 yılında ilk Kıbrıslı Türk Avrupa Parlamenteri olarak Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların oyları ile Avrupa Parlamentosu'na seçilen Niyazi Kızılyürek, Yunanca, Almanca, İngilizce ve Fransızca bilmektedir.
Başlıca Kitapları :
Kıbrıs Sorununda İç ve Dış Etkenler (1983)
Paşalar Papazlar (1988)
İ Oliki Kipros (1990)
Ulus Ötesi Kıbrıs (Türkçe ve Yunanca olmak üzere iki dilli bir çalışma, 1993)
Kipros to Adioksodo ton Ethinikismon (Yunanca, Birinci Baskı, 1999)
Milliyetçilik Kıskacında Kıbrıs (İletişim Yayınları, 2002)
Kıbrıs Dün ve Bugün ( İthaki Yayınları, 2003 )
Doğmamış Bir Devletin Tarihi: Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti (İletişim Yayınları, 2005)
Glafkos Klerides Tarihten Güncelliğe Bir Kıbrıs Yolculuğu (İletişim Yayınları, 2007)
"Daha önceleri neredeydiniz?" (Birikim Yayınları, 2009)
Bir Hınç ve Şiddet Tarihi
Kıbrıs'ta Statü Kavgası ve Etnik Çatışma ( 2016 )
Ulus Kaçağı ( 2020 )
1959 yılında karma bir köy olan Bodamya'da doğdu. 1964 yılında toplumlararası etnik çatışmalar nedeniyle doğduğu köyü terk etmek zorunda kaldı. ailesiyle birlikte çocukluk ve gençlik yıllarını geçireceği Luricina köyüne yerleşti. 1974 yılında adanın kuzey ve güney kıbrıs olarak bölünmesinden sonra Kuzey Kıbrıs'a yerleşti. 1977 yılında lise eğitimini tamamlayarak Almanya'ya gitti. Bremen Üniversitesi'nde yükseköğrenim gördü. Aynı üniversitede Kıbrıs sorunu üzerine yazdığı doktora teziyle lisansüstü öğrenimini tamamladı. çeşitli avrupa ülkelerinde çalıştıktan sonra Kıbrıs Üniversitesi'nde çalışmaya başladı.
1995 yılında çalışmaya başladığı Kıbrıs Üniversitesi'nin Türk ve Orta Doğu Çalışmaları Bölümü'nde bugün Profesör olarak görev yapıyor. Uzun yıllar Türkoloji Bölümünün başkanlığını yürüten Kızılyürek, 2013-2016 arasında Beşeri Bilimler Fakültesine dekan seçildi. Çeşitli dillerde yayımladığı bilimsel makalelerinin yanısıra, Panikos Hrisantos ile birlikte "Duvarımız" adlı Kıbrıs belgeselini hazırladı. "Duvarımız" 1997 yılında Abdi İpekçi Ödülü'ne layık görüldü. Çoğu Kıbrıs sorunu üzerine olan yirmiyi aşkın kitabı çeşitli dillerde yayınlandı. Kıbrıs Tarihi, Milliyetçilik ve Modern Türkiye tarihi üzerine yazdığı kitapların dışında, 100'den fazla bilimsel makaleye imza attı. 2006 yılında Fransa Cumhuriyeti tarafından bilimsel çalışmaları ve Kıbrıs'ta barış mücadelesine yaptığı katkıları nedeniyle “Akademik Palmiye-Şövalye Nişanı” ile ödüllendirildi.
2015 yılında Avrupa Kültür Parlamentosuna 2019 yılında ilk Kıbrıslı Türk Avrupa Parlamenteri olarak Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların oyları ile Avrupa Parlamentosu'na seçilen Niyazi Kızılyürek, Yunanca, Almanca, İngilizce ve Fransızca bilmektedir.
Başlıca Kitapları :
Kıbrıs Sorununda İç ve Dış Etkenler (1983)
Paşalar Papazlar (1988)
İ Oliki Kipros (1990)
Ulus Ötesi Kıbrıs (Türkçe ve Yunanca olmak üzere iki dilli bir çalışma, 1993)
Kipros to Adioksodo ton Ethinikismon (Yunanca, Birinci Baskı, 1999)
Milliyetçilik Kıskacında Kıbrıs (İletişim Yayınları, 2002)
Kıbrıs Dün ve Bugün ( İthaki Yayınları, 2003 )
Doğmamış Bir Devletin Tarihi: Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti (İletişim Yayınları, 2005)
Glafkos Klerides Tarihten Güncelliğe Bir Kıbrıs Yolculuğu (İletişim Yayınları, 2007)
"Daha önceleri neredeydiniz?" (Birikim Yayınları, 2009)
Bir Hınç ve Şiddet Tarihi
Kıbrıs'ta Statü Kavgası ve Etnik Çatışma ( 2016 )
Ulus Kaçağı ( 2020 )
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?