mustafa kemal atatürk

nowayout
“29 Ekim 1923 akşamı geç saatlerde evimizin kapısı çalınmış ve babamıza bir telgraf verilmişti. Telgrafta, Atatürk'ün Cumhuriyeti ilan ettiği belirtiliyordu. Sevinçten sabaha kadar uyuyamadık ve ertesi gün okulda yapacaklarımızı planladık. Okula gidince ilk işimiz öğrencilerimize müjdeyi vermek oldu. Bugünden itibaren derslere başlamadan önce Atatürk resminin öğrenciler tarafından tahtaya çizilmesi ve hep beraber 'Yaşasın Gazi Mustafa Kemal' sözünü söylemek prensibimiz olmuştu.

İngiliz yetkililer yaptıklarımızı haber alınca sık sık okullara giderek ders saatlerinde sınıflara baskın düzenlerdi. Atatürk'ün resmini gördükleri zaman bizi sürgün tehditleriyle korkutmaya çalışırlardı. Fakat biz bu tehditlerden korkmadık ve her gün gizlice Atatürk resimlerinin çizilmesine, şiirler okumaya devam ettik.

Atatürk'ün zafer kazandığı günler olsun, Cumhuriyeti ilan ettiği ve daha sonraki devrim hareketlerinde öğretmen olarak bizler üzerimize düşen görevleri korkusuzca yerine getirirken, öğrencilerimiz de daima Anavatanlarına ve Atalarına karşı büyük heyecan duymuşlar, anlattıklarımızı ilgiyle izlemişlerdir. Sık sık sordukları bir soru da, 'Atatürk buraya da gelecek mi?' sorusuydu. Biz de cevaplıyorduk: 'Atatürk'ü göremesek de, sesini duyamasak da o her zaman bizim kalbimizde olacaktır.”

Kıbrıslı Türk Öğretmenler Melahat, Hıfsiye ve Kadriye Hacıbulgur kardeşler.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol