kim ne dedi

goncoloz
Alzheimerle olan mücadelesini kaç yıldır kendi köşesinde sürdüren kadim dostum Neriman Cahit'in vefat haberini aldığımda yüreğime saplanan sızıyla “acıları bitti o güzel insanımızın” dedim… Çok güzel anılar, çok güzel eserler, çok güzel gazete ve dergi yazıları toplumsal hafızamıza bıraktığı unutulmayacak ve hep ilham verecek mirastır… Eğitimci kimliğini içtenliği ve zengin erdemleriyle harmanlayan, bir dönem sendikacılık da yapan Neriman Cahit “Şirretleştiğim dönemler çok oldu be Tolgay, ama hiçbir şirretliğim haksız değildir doğrusu” dedi bana bir sohbetimiz sırasında… Beğenmediği durumlarda ve insan manzaralarında elini havada savurur “sittir et gitsin” diyerek o olumsuzlukları önemsizleştirirdi… Vefasızlığa lanet yağdırırdı… Şimdi Gönyeli Belediye Bulvarı üzerindeki anayolda bulunan öğretmen evleri konutunda köpeciğiyle baş başa iken sık sık görüşürdük… Komşu sayılırdık o dönemler…
Derken, hastalığıyla birlikte o konuttan ayrıldı ve hiç görüşemez olduk… Hastalığıyla mücadelesini üzülerek dinledim hep… Tanıdığım en başarılı röportaj yazarı oldu… Genç gazeteciler için ders nitelikli röportajlar… Kültür yazarlığının ise hasını sergiledi… Mevcudu çoktan tükenen “Yeşiırmak'tan Dipkarpaz'a: DERE TEPE KIBRIS” adlı kitabımı baskıya hazırladığımda “Kıbrıs sevdasını vurgulayan bir tümce isterim senden… İç kapağa koyacağım” dediğimde hiç duraksamadan şu dizesini seslendirdi:
“Bu sevda sevda
Köpük köpük, masmavi Akdeniz
Bu yeşil, yemyeşil doğa
Bu kuş… Bu çiçek…
Bu arı… Bu kelebek
Bunca delisi börtü böcek
Tepeden tırnağa bu güzel toprak
Tepeden tırnağa sevmek…”
Ve o kitabımın iç kapağına coşkuyla koydum bu dizeyi… Basılan kitabı kendisine götürdüğümde şahsına özgü sevinci ve mutluluğu doruk yapmıştı yine, ki unutamadığım anımdır…
Yazarlık ve şairlik yaşamı boyunca bir dolu esere imza attı, ama edebiyatımızın ve araştırmacılığımızın klasikleri arasına giren, yerinde yaptığı derinlikli araştırmaların ürünü olan “Araplara Satılan Kızlarımız” en çok basılan ve en çok okunan yapıtı oldu… Filistin'i de ziyaret etmişti araştırmalarını yaparken…
İyi ki hastalığı Filistin'in güncel dramını izlemesine izin vermedi… Yoksa daha erken vefat ederdi acısından…
1937 Kırnı doğumlu olan Neriman Cahit, sevdasını eserleriyle kanıtlayan bir Kıbrıs aşığı olarak silinmez damgasını güzel adamıza eylemleri ve eserleriyle vurdu… Ruhu şad, mekânı cennet olsun…

Ahmet Tolgay
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol