ilhan irem

ad victoriam
Yılın belirli dönemlerinde Lapta'da yaşayan popüler türk müziğinin önemli ismi. böbrek yetmezliği nedeniyle 28 temmuz 2022 tarihinde hayatını kaybetti.

her sevincin her kederin
en ölumsüz sevgilerin
sonsuz denen göklerin
herşeyin bir sonu varsa
ayrılıkların da sonu var

goncoloz
2011 yılında Bayrak Fm'de Mustafa Öncü'nün röportaj yaptığı müzisyen.

Mustafa Öncü: Yıllardır sizlere söz vermiştim. Kendisiyle 1985'te ışık ve sevgi evreninde buluşmuştuk. 2012'deyiz, 2012 yılını da yavaş yavaş geride bırakıyoruz. Dostluğumuz baki sevgili dostum İlhan İrem'le Kıbrıs'a geldiği zaman röportaj yapacağımızı sözleşmiştik. Sözümüzü tuttuk ve buradayız. Sevgili dostum İlhan İrem hoş geldin.   

İlhan İrem: Merhabalar. Hepinizi ışık ve sevgiyle selamlıyorum. 

Mustafa Öncü: Burada birçok hayranın var biliyorsun. Sevecenlerin var. Merak ediyorlar ki, ben bundan yaklaşık bir ay önce İstanbul'daydım, konseriniz “Aşk İstanbul'daydı, ben de ordaydım... Muhteşem bir konser izledim. Fakat buradaki hayranlarından Kıbrıs'ta ne zaman konser verecek, her zaman sanatçılara soruluyor, ne zaman yeni albümünüz çıkacak falan, gerçi biz öbür şarkılara doymadık. Onları içimizde sindire sindire yoğuruyoruz. İşliyoruz, bünyemizde her tarafımızda. Bir ağacın damarları gibi dağılıyorlar... Ne düşünüyorsun?  Konsere daha sonra döneceğiz, İstanbul konserine,  önce buradan başlayalım.

İlhan İrem: Öncelikle ben Kıbrıs'ı çok seviyorum. Gerçekten cumhuriyetin kurulduğu gün geldik ilk defa (15 Kasım 1983) sevgili Melih Kibar'la beraber, Girne'de, Lefkoşa'da, Güzelyurt'ta, üç konser verdik. O zamandan beri artık bırakamıyorum, Kıbrıs'ı çok seviyorum. İstanbul'un kaosundan sonra benim için bir huzur limanı oluyor Kıbrıs. Burada bir hafta 10 gün kadar dinlenip, huzur bulup, arınıp, kendime geldikten sonra, tekrar sigara alışkanlığı gibi o şehri özlüyoruz. çünkü işler orda ama sık sık Kıbrıs'a geliyorum aslında Kıbrıs'a daha çok geliyorum baharda, ilkbaharda ve sonbaharda  ama pek kimsenin haberi olmuyor, sessiz sedasız geliyorum, oradaki kaostan kendimi atıyorum, genellikle evde yazarak, çalışarak ve de iklim müsaitse yüzerek geçiriyorum. Kıbrıs'tan çok fazla konser çağrısı geliyor. Çok nitelikli konser dinleyicisi olduğunu çok nitelikli müziksever kitlesi olduğunu biliyorum. Fakat bildiğiniz gibi, gerek Türkiye'de gerek burada bir kültür erozyonu yaşanıyor, o yüzden de bir İlhan İrem konseri gerçekleştirecek, yapımcı sayısı çok çok az. Böyle bir konserin müzikal yönden diğer bütün açılardan yapımını gerçekleştirecek yetkinlikte yapımcılar olduğu zaman ancak konser veriyorum. Çok az konser veriyorum yılda bir iki tane konser yapıyorum İstanbul ve İzmir, Ankara gibi şehirlerde. Ama Kıbrıs'ta çağrı olduğu için, mutlaka bir konser yapmak istiyorum. Umarım gelecek sene 40. yılımda Kıbrıs'ta büyük bir konser gerçekleştirebiliriz, arzu ediyorum.

Mustafa Öncü: Kısaca söylemem gerekirse hayatımda izlediğim, izlenmesi gereken konserlerin başında geliyordu ''Aşk İstanbul'da. ''Ayrılıkların da Sonu Var'' sanırım Kıbrıs'taki ayağı da o olacak ''Ayrılıklarında Sonu Var'' diye.

İlhan İrem: Ona da bir isim ''Ayrılıkların da Sonu Var'' olacak. Çünkü çok uzun zamandır, zannedersem 1 Eylül 1991 veya 1992 çok uzun zamandır Kıbrıs'ta konser vermedim ve gerçekten çok yoğun çağrılar var. Bunlara artık duyarsız kalmak mümkün değil. Kıbrıs'ın sanat hayatına yön verenlerin bu konuda müziğin sadece eğlencelik olmadığı, başka boyutlarda da müzikler yapılabildiğini, önce onların görmesi lazım. Ben de o zaman severek gelip burada konser yapabilirim çünkü bekleyen bir kitle var biliyorum...“Türkiye bir kaos yaşıyor”

Mustafa Öncü: Sahnedeki performansın, şarap yıllandık sonra tatlılaşır, güzelleşir gibi öyle bir duruş vardı. Gerçekten nefisti. Performansından hiç bir şey kaybetmedin. Sahnede adeta yeniden doğdun diyebilirim... Ben müthiş bir keyif aldım. Oradaki görevliler, bugüne kadar yapılan en kalabalık konserdi dediler.

İlhan İrem: Türkiye bir kaos yaşıyor. Düşünsel yönden, kültürel yönden, siyasi yönden, bence Türkiye çok kötü günler yaşıyor. Türkiye hak etmediği bir yönetimle idare ediliyor. Fakat bunun dışında gerçekten ışık yürekli, aydınlık insanlar da var.

Mustafa Öncü: Bir çok dinleyicimiz bizi arayıp soruyorlar, sanatçımız İlhan İrem'i televizyon ekranlarında da görmek istiyoruz. Az önce söylediğin gibi çok röportaj vermiyorsun. Bunun nedenini soruyorlar.·        İlhan İrem: Sevgili Mustafa Öncü biliyorsun 1973 senesinde başladığımızda, ilk 45'liğim "birleşsin Bütün Eller"le başladım. 1973'ten itibaren 1983'e kadar, çok yoğun bir şekilde 45'lik single şarkılar yaparak, her biri hit olan çoğu klasik olan şarkılar gerçekleşti. 83 senesinden başlayarak, ''pencere'' daha doğrusu 1981'deki ''bezgin'' albümündeki ''olanlar olmuş ''şarkısını milat olduğunu kabul edersek ondan başlayarak, bir farklılaşma oldu. Yıldız olmak farklı bir şey, sanatçı olmak farklı bir şeydi. Bir yol ayrımına geldiğimi hissettim. Bendeki, ruhumdaki, özümdeki gelişmelerle, dışarıdaki gelişmeler tam tersi bir yola girdi. Türkiye liberal, Arap, Amerikan karışımı böyle bir kültür yozlaşması içine girdi. Ben bu ortamın içinde bulunmayı arzu etmedim. Şarkılarımı üretmeye, albümlerimi yapmaya devam ettim, fakat bir sessiz direniş olarak, 80'li yıllardan başlayarak yavaş yavaş kendimi geri çektim. 1994 senesinde ''koridor'' albümüyle beraber, tamamen fizik anlamda kendimi geri çektim.

Mustafa Öncü: Sevgili İlhan İrem gelecek adına neler söylemek istersiniz? Bu son değil, son yoktur. Biri biter ama bir şey de devam eder.

İlhan İrem: Hiç bir zaman son yoktur. Kıbrıs'taki sevgili sevecenlere, sevgili dinleyicilere en güzel ruhlara, bütün Türkiye'deki ve bütün dünyadaki güzel insanlara, aydınlık yıllar, aydınlık günler diliyorum. Umut geleceğe dair bir kavram değildir. Bizden yansıyan bir kavramdır. Biz nasıl düşünürsek, hayat öyle olur. İyi düşünsünler, iyi olacak. Işık ve sevgiyle....    

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol