goncoloz

beytambal galsin
Ayşen Topal'ın derlediği bir goncoloz masalı,
bir varmış, bir yokmuş evvel zaman içinde bir köy varmış. bu köyde fakir bir kocakarı yaşarmış. kocakarı bir gün ovaya çalışmaya gitmiş. ancak eve dönmeye geç kalmış.
ortalık da iyice kararmış, yağmur yağmaya başlamış. aceleyle evine dönmeye çalışan kocakarı, köye yanaşınca ortalıkta bir şangırtı şungurtu duymuş. etrafına bakınınca
bir de ne görsün! goncolozlar olukların altında yıkanmazlar mı... kocakarı onlara görünmemeye çalışarak yavaş yavaş evine yaklaşıp açmaya çalışırken ağlayan bir çocuk
görmüş. kocakarı çocuğu kucağına almış, içeri girmiş. girmesiyle beraber çocuk büyümeye başlamış...
kocakarı korkusundan oracıkta düşüp ölmüş.
ben da bıraktım da geldim...
goncoloz
eskilerin deyimiyle kor zamanda, toplumumuzu büyük ölçüde etkisi altına almış, 'öcü'den öte, ondan kat be kat korkunç bir umacı, hayalet olarak hükmünü sürdümüştür. büyükler onun şerrinden kurtulmak ve ona hoş görünmek amacıyla, yılın belirli günlerinde yemesi için lokma atmayı adet haline getirmişlerdi.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol