fatima whitbread

goncoloz
doğduğumuz coğrafyayı, zamanı, ailemizi, cinsiyetimizi seçemiyoruz. Buna karşın yıllar ilerledikçe yaşantımıza kimlerin girip çıkacağını seçme özgürlüğüne sahip olabiliyoruz. Kimi zaman karşımıza çıkan insanlar hayatımızı zehir ederken kimi zaman yaptıkları küçük dokunuşlarla ufkumuzu aydınlatabiliyorlar. fatima whitbread'ın hayatı da bu anlamda oldukça zorlu geçti.

Fatıma 3 Mart 1961 tarihinde Londra'da Kıbrıs Türkü bir anne ile Kıbrıs Rumu bir babadan dünyaya geldi. Annesi onu Londra'da bir apartmanın önüne bırakarak terk etti. Üç ya da dört gün sonra bir apartman sakini sesini fark etti, polisi aradı, hemen hastaneye götürüldü. Gıda eksikliği nedeniyle dört ay hastanede tedavi gördü.

"En eski anılarım, beş yaşındayken Hertfordshire'da bir çocuk evinde yaşadığıma dair. Hiç Noel kartı almadım ve kimse beni ziyarete gelmedi. Hiçbir şeyden haberim yoktu, kimse de bir şey söylemiyordu. Bir gün biyolojik annemle tanışacağım söylendi. İlk defa gerçekten bir aileye sahip olduğumu fark ettim. bu benim için bir şoktu. Bir anne ve babanın sevgisini ve ilgisini çok istemiştim. Daha önce sorduğumda kimse bana ailemle ilgili bir şey söylememişti.

Her zaman gerçek bir anne figürü hayal etmiştim; kibar ve sevecen biri. Sadece İngiliz yaşam tarzını bildiğim için, onun o sabah tanıştığım ucuz parfüm sıkan ve İngilizce bilmeyen iri yarı yabancı bir kadın olmasını beklemiyordum. Kıbrıslı Türk olduğu ve bir Kıbrıslı Rumla ilişkisi olduğu ortaya çıktı. o zamanlar Türkler ve Rumlar anlaşamadığı için arkadaşları onu reddetti. Açıkçası bu büyük bir lekeydi çünkü doğum belgemde üvey kardeşimin adını babam olarak belirtmişti.

Sosyal hizmet görevlileri o sırada orada yaşayan üvey erkek ve kız kardeşimle bir arada olmam gerektiğini düşündükleri için Essex, Ockingdon'da bir eve gönderildim. 'Bir sonraki evinin tadını çıkar, bu senin annen, her şey yoluna girecek' diye kendimi rahatlatmaya çalışıyordum. Ancak beklediğim gibi olmadı. Ockingdon'a vardığımızda evin bir ebeveyni bana 'Bahçeye git erkek ve kız kardeşinle tanış' dedi. Bahçede dolaşırken annem beni tuttu . 'Bu senin kız kardeşin eğer ona bakmazsan boğazını keserim' dedi. Bu benim biyolojik annemle tanışmamdı. Ardından işler daha da kötüye gitti.

Bir gün annem kadın satıcısı kılıklı bazı adamlarla birlikte geldi. Korkunçtu. bunun bildirilmesine rağmen, sosyal hizmet görevlileri hala annemi görmem için ısrar ettiler. bir süre sonra kuzey Londra'daki dairesine taşınmak zorunda kaldım. İçeri adımımı atar atmaz dedi ki: 'Doğru mutfağa git!, mutfak zeminini ve fırını ovup temizle!'.

Ondan nefret ettim. hemen ayrılmak istedim ama yapamadım. Bir akşam biyolojik annemin erkek arkadaşı sarhoş halde eve geldi ve bana tecavüz etti. Çığlık atıp bağırıyordum, her türlü gürültüyü yapıyordum. Annem yatak odasından çıkıp ona bağırdı. Ben donakalmıştım ama bozuk İngilizcesiyle tek söylediği 'Bağırmayı kes... Polici, Polici!' oldu, bana vurmadan önce mutfağa gitti, elinde bıçakla koşarak geri geldi. Bıçağı boynuma dayadı. 'Gürültüyü çıkarırsan,' dedi, 'Boğazını keserim. Polis gelecek.' O yüzden sustum.

Benim için yatak odası yoktu, bu yüzden oturma odasındaki kanepeye uzandım ama adam yine beni aramaya geldi. Kanepenin arkasına saklandım. o gidince kardeşimin yatak odasına koştum ve geceyi orada geçirdim. Üzücü olan, utanmış hissetmemdi. Açıkçası çok rahatsız olmuştum, okulda rol yapıyordum ve bir danışmanla ihtiyacım vardı, ancak bir çocuk psikiyatristi görmenin damgasına katlanmak zordu. Bu durum çocukluğumun kabusuydu."

Fatıma daha sonra gerçek annem diyeceği Margaret Whitbread ile tanıştı. Koç Margaret yerel atletizim kulübünde cirit eğitimi vermekteydi. Margaret onun ciritle tanışmasına yardımcı oldu.

"14 yaşıma geldiğimde onunla çok zaman geçirmiştim, yarışmalara gitmiştim ve ailesini tanımıştım. kocası yani babam ve daha sonra erkek kardeşlerim olacak iki oğlu. Kendimi mutlu ve rahat hissettim. Margaret ailenin bir parçası olup olmayacağımı sorduğunda 'Tabii ki!' dedim.

Bazen çok yalnız ve üzgündüm ama başarılı olmaya kararlıydım ve tabii ki cirit kariyerimin gidişatı ve annem Margaret'in bana koçluk yapması kader olmalıydı. Eve dünya şampiyonasından altın madalya getirmek bir peri masalı gibiydi."

Fatima Whitbread 1961'de Londra'da doğdu ve 11 yaşında cirit atmaya başladı. Annesi Margaret Whitbread'in antrenörlüğünde üç Olimpiyatta yarıştı. 1984 Los Angeles oyunlarında bronz madalya kazandı. 1986'da bir dünya rekoru kırdı ve ertesi yıl Roma'da dünya şampiyonu oldu. Aynı yıl BBC Yılın Spor Kişisi seçildi. 1992'de emekli oldu ve şimdi kocası ve oğluyla birlikte Shenfield, Essex'te yaşıyor.

mavromadi
İngiltere adına cirit atmada dünya şampiyonluğu kazanmış Kıbrıs asıllı İngiliz sporcu.


1984 Olimpiyatları'nda İngiltere adına cirit atmada üçüncü olarak bronz madalya kazandı. 1988 Olimpiyatları'nda ikinci oldu. 1987'de dünya şampiyonluğunu, 1983'te Dünya ikinciliğini kazandı. 1986'da Avrupa şampiyonu oldu. 1986 Grand Prix yarışmalarını da ikinci sırada tamamlandı.

1989 yılında geçirdiği omuz sakatlığı nedeniyle cirit atamaz duruma geldi ve 28 yaşında erken emekliliği açıkladı.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol